Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '07

 
Kategori
Kitap
 

Kar Çiçeği ve Sırlar Yelpazesi

Kar Çiçeği ve Sırlar Yelpazesi
 

Kar Çiçeği ve Sırlar Yelpazesi romanın adı, yazarı Amerikalı Lisa See yarı Çin kökenli, yaşamının bir kısmını LA’da Çin mahallesinde geçirmiş. Daha önce yazdığı polisiye üçlemesiyle uluslararası ün kazanmış.

Kitabı Çin kültürüne duyduğum merak yüzünden almıştım. Son sayfasını okuyup kapağı kapattığımda bu kadar çok etkileneceğimi hiç tahmin etmemiştim.

Yazar, başka bir yazarın kitabı için gazeteye eleştiri yazarken “nu şu”’dan söz edildiğini duymuş. Merak edip araştırdıkça, nu şu’yu ve onu çevreleyen kültürü Onda saplantı haline gelmiş. İyi ki de öyle olmuş ve bu güzel sevgi kitabını yazmış, Can Yayınları da Ufuk Boran Kaptan’ın çevirisiyle Türkçeye kazandırmış.

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında neredeyse yok olan nu şu: Çin’de kocasının evine gidene kadar ailesinin gözünde “doyurulacak bir ağız, giydirilecek bir beden” olan kızların, kadınların; hiçbir zaman giremeyecekleri ve bilemeyecekleri erkekler dünyasından ayrı, evlerinin kadınlar odasındaki dünyalarında, kendi aralarında haberleşmek; acılarını, özlemlerini, sevgilerini yazabilmek amacıyla kullandıkları yazının adıdır.

Roman; 19. yüzyılda, kendi toprakları bile olmayan fakir bir çiftçi ailesinin kızıyken, ayaklarının güzel bağlanmasıyla şansı yükselip, kasabanın en zenginin oğluyla evlenip, en sözü geçen kadını olan seksen yaşındaki Zambak’ın ağzından yazılmış. “Anlatacak bütün bir yaşamım var; yitirecek hiçbir şeyim kalmadı; anlattıklarımdan incinecek de çok az kişi kaldı.” diye başlıyor, “yaşamım boyunca, sevgi özlemi çektim” cümlesiyle okuyucuya bir işaret veriyor.

İki sayfa sonra okuduğum “Benim için sevgi, sahip olduğum o kadar değerli bir şeydi ki, onu başkasıyla paylaşmam mümkün değildi ve sonunda beni, benim eşim olan tek kişiden, ruh kardeşimden ayırdı” cümlesine rağmen okumaya devam ediyorum. Az sonraki “Alışıldık yakınmaları olan, sıradan bir kadınım ben; ama içten içe, kendi benliğimle olmam gereken kişi arasında, erkeklerin savaşı gibi bir savaş sürdürdüm hep” cümlesi beni romanın içine sokmuştu. Zambak’ı okurken kendimi de katacağımı, kendimi de göreceğimi seziyordum.

Çocukluğundan başlayıp, seksen yaşına kadar yaşamını anlatan Zambak’ın yaşamındaki en önemli kişidir Kar Çiçeği. Üstelik onunla arkadaş olmaları bile, o zamanki Çin adetlerine göre, çöpçatan kadın ve kahin tarafından uygun görülüp ayarlanmıştır. Zamak’ın nu şu ile karşılaşması, Kar Çiçeği’nin üzerinde nu şu ile yazdığı mesajı olan kağıt yelpazeyi göndermesiyle başlar. Sonradan, Kar Çiçeği’nin ölümüne kadar, en önemli günlerini, sevgilerini, acılarını, ayrılıkları bu yelpazeye nu şu ile yazan kadınlar arasındaki sevgi; her türlü sevginin üzerinde, neredeyse aşk, hatta aşk üstü sonsuza kadar yeminli bir sevgidir.

Kitabı okudukça, sayfaları çevirdikçe bir sürü kadınlar gördüm; kendimi gördüm, kendi sevgilerimi, başkalarına bu sevginin yaptıklarını, bana yaptıklarını... İçim çok kere acısa da; okurken hem okuduğum kadını, hem tanıdığım kadınları, hatta erkekleri gördüm, anladım. Ben ise birçok sayfada karşıma çıkıyordu. Romanın hem okuyucusu, hem izleyicisi, hem de yaşayanı oldum. İçimdeki burukluk okudukça sevgiye dönüştü. Sevginin her türlü hallerine uzaktan baktım, içimde hissettim. Roman bittiğinde; kalbimden bütün bedenime yayılan, dokunulacak kadar somut sevgi kozasının içindeydim. Bütün sevgilerin hepsini aynı anda anlıyor ve yaşıyordum. Kendimi affetmenin de ötesinde, kendimle beraber herşeye şefkat duydum bir an. İşte o an sonsuzluktu.

Kitabın ilk bölümünde Zambak, yazdıklarını öbür dünyanın sakinleri için, yani ölmüş sevdikleri için yazdığını söylüyor. Yine o zamanlardaki Çin adetlerine göre, kendisi öldüğünde yazdıkları yakılarak öbür dünyaya gönderilecek. Zambak da; “bu yolla öyküm, ruhumdan önce ulaşacak onlara. Onlarla yeniden karşılaşmadan önce, lütfen, sözcüklerim yaptıklarımı açıklasın atalarıma, kocama ama en önemlisi, Kar Çiçeği’ne...” diye yazmış. Kitap iki cümleyle bitiyor: “Lütfen sözcüklerimi duyun. Lütfen beni affedin.”

Ve bütün sevdiklerim, onlar benim de cümlelerim...

 
Toplam blog
: 5
: 451
Kayıt tarihi
: 27.05.07
 
 

Roman - hayal - fizik - mevlana -meditasyon - b tribe - hidden world(gary strouts) - keiko matsui - ..