Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '13

 
Kategori
TV Programları
 

Karadayı sayesinde hem güldüren hem ağlatan bir akşam..

Karadayı sayesinde hem güldüren hem ağlatan bir akşam..
 

50 bölüm sonra nihayet yüzümüzü güldürdü Karadayı dün akşam.

Hoş ben güleyim mi ağlayayım mı bilemedim. Daha çok ağladım sanırım.. Nasıl gerildiysek artık 50 bölüm boyunca..

Bölümün ilk başında malum Turgut Savcım yine kurtuldu kaçtı polisin elinden. Cidden bazen çok saçma sapan yazıyorlar. Türk Polisine de hakaret ettiler resmen. Yahu bu kadar mı beceriksiz artık bir polis. Silahı dayamış Turgut Savcıya, biz tam sevindik yakalanıyor diye, bir baktım ki, Turgut adamı tepelemiş, bir de kıyafetlerini giymiş, neyse ki bedenleri tutuyor, cuk diye oturmuş üniforma üstüne maşallah. Yine kurtuldu yine kaçtı onca polisin arasından. Nasıl operasyon, nasıl kuşatma anlamadım gitti.

Turgut Savcım yakalanmıyor bir türlü ama Feride babasına yakalandı izleyenler hatırlar. Hem de Mahir ile sarmaş dolaş. Adamın yüreğine inecek dedim, cidden indi vallahi. Ben Mehmet Saim beyden çok daha büyük bir tepki beklerdim doğrusu, o gitti hastalık numarasına yatıp bir an önce düğün beklediğini söyledi. Koskocaman kaçakçılık mafyasını yönet, sonra gel kızına böyle uyduruk bir hikaye ile evlilik baskısı yap. Hiç yakıştıramadım doğrusu..

Evlilik demişken, bizim gariban aşıklar, Yasin ile Songül de Mahir’in hışmına uğradı hatırlarsanız. Hayır, da, Mahir kardeşim Yasin’den iyisini mi bulacaksın o devirde.. Neyine karşı çıkıyorsun anlamadım ki ben. Songül okumayacağım demiyor, üstelik Yasin de niyeti ciddi ki vermiş o yüzüğü. Bunlar Ayten ile Necdet gibi saçma sapan bir evlilik derdinde de değiller. (Ayten ile Necdet konusuna birazdan geleceğim). Tamam kızabilirsin bir ağabey olarak, senden saklamaları da doğru değil, ama bir dinle be kardeşim, bir savunma al. Sen ki suçsuz babanı kurtarmak için aylardır koşturuyorsun, ama iki aşığı dinlemekten acizsin. Hak hukuk ararken, haksızlık yapmak yakışmadı sana Mahir. Gerçi dün akşamki bölümde biraz yumuşamıştı sanki. Ama ilk başlarda düşmanı iken, sonra kendisi ile omuz omuza kötülerle savaşan Yasin Komiser, öyle bir anda kardeşlikten silinmeyi hak etmedi benden söylemesi. Ben Yasin ile Songül aşkını çok severek izliyorum. Songül zaten çok tertemiz, Yasin ise onca kötülüğün arasında kalbinde pırıl pırıl bir yer bırakmış seveceği kadın için. Birbirlerini bulmaları, tanımaları, anlamaları, ne kadar zorlu bir süreçten geçti. Ne ayrılabildiler, ne vazgeçebildiler, ne bir araya gelebildiler. Birbirlerini hiç göremeseler, konuşamasalar bile tek bir yüzük ile bağlandılar. Bu kadarı bile saygıyı hak ediyor benden söylemesi..

Necdet… Ah Necdet... Adam hırs dedin mi ilk akla gelen isim. Öfkeli, kötü, hırslı ama kalbinin bir yerlerinde de güzel duygular beslemeyi biliyor Necdet. Ama ne fayda. O hırs insanı koskoca yalılardan, eşinin evine iç güveysi yapıverdi en sonunda. Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim. Ayten ile Necdet aslında dizinin başından beri birbirlerine tencere ile kapak kadar uygunlardı. Ama ilerleyen bölümlerde Necdet, kötü duruşuna bir de karizma yerleştirince, sanki Ayten kızımıza birkaç gömlek büyük geldi. Yine de aşkının peşinde koşup kendine eş yaptı. Bu noktada adamlığını da göstermiş oldu. Ayten ise aslında biraz da sığınmak istedi Necdet’e. Mahir’i kaybettikten ve aileden uzaklaştıktan sonra, kanatlarının altına sığınacağı biri gibi gördü Necdet’i. Sever mi sevmez mi bilinmez, ama Necdet kardeşime de yazık doğrusu. Zira Necdet, Ayten’e sahip çıkmasıyla, onu başının tacı yapmasıyla delikanlılığın nasıl olacağını gösterdi cümle aleme. Sırf bu yüzden bile bir parça mutlu olmayı, güzellikler yaşamayı hak etti bence..

Güzellik görene, sevmeyi bilene. Tabi doğru zamanda doğru kişiyi sevmek şartıyla. Haydi buyurun bakalım Orhan kardeşime. Adamın sanki başında hiç bela yokmuş gibi, şimdi bir de başına Yılan Merdan’ı saracak. Ailene bir faydan yok, kendine hiç faydan yok .Olacak gibi de görünmüyor. Yahu ne cesaret sen Merdan’ın kadınına göz koyuyorsun, aşık oluyorsun, kendi çapında oyunlar çeviriyorsun, yok dışarı çıkmalar, gizli buluşmalar, liseli aşık pozları falan. Merdan bunu anlamayacak mı acaba. Ben merakla Merdan’ın Orhan kardeşime yapacaklarını bekliyorum. Bakalım kadınına göz koyduğunu fark edince Merdan’ın Orhan için nasıl bir planı olacak.

Yarabbi ya, Bülent abimize ne demeli peki .Sanki sen dört dörtlük bir eş oldun İlknur bacımıza. Kalkmış şimdi ukala ukala tavırlar, yok Nazif’i görmemeler. Nazif’in akşam bir cümlesi vardı ki yüreğime taş gibi oturdu.. ”Dedem bana Baba olur” dedi o küçücük yüreğinden hiç beklenmeyecek bir büyüklük ile. Bu arada bu sezonun en iyi çocuk oyuncularından biri olan, küçük Nazif’i oynayan Atabek Mutlu’yu da yanaklarından, gözlerinden minicik ellerinden öpüyorum..

Tam bunlar yaşanırken, öbür tarafta Mahir, Turgut savcıyı yakaladı amma velakin silah ta alnına dayandı kaldı .İyi ki de yakaladı. Elinden bir kez daha kaçırırsa ayıp artık. Ben Turgut Savcıyı da anlamıyorum. Kardeşim artık suçlu olduğun meydanda, neyine kaçıyorsun, rezillik çekiyorsun viranelerde. Teslim ol, git bir koğuşta ağa ol bundan iyi..

Tüm bunları son sahnede izledik dün akşam. Cidden dizi beni son zamanlarda çok germişti, hatta sıkılmıştım bile sürekli kötülerin kazanmasından, hiç iyi bir gelişme olmamasından. Ama dün akşamki bölüm “al bakalım, sevin sevinebildiğin kadar” dercesine güzel bir bölümdü. Özellikle Mahkeme sahnesi beni benden aldı canlarım.. Nazif baba beraat etti. Hakime hanım, sesinin titremesine engel olamadı. Yüreğindeki sevinç ve heyecan taşmıştı adeta. Çok şahaneydi Bergüzar Korel o sahnede, hakkını yemeyelim. Onun o sesindeki titreyiş, Nazif babanın gözlerindeki bakış, Safiye kadının gözyaşları derken, kendimi bir anda mahkeme salonunda onlarla beraber ağlarken buluverdim..

Ve fakat artık bu kadar ağlama yeter. Haftaya Turgut kardeşim yine kaçmayı başarmaz ise, ben Nazif babadan şöyle büyük bir kutlama yapmasını bekliyorum doğrusu, ağlayanlar gülsün, ayrılanlar kavuşsun, Yasin ile Songül nişanlansın, Ayten Necdet’e sırılsıklam aşık olsun, Mahir ile Feride evlensin, İlknur ile kocası barışmasın, hatta mümkünse hiç görüşmesinler, Nazif baba Küçük Nazif’e de baba olur nasıl olsa (bölümün en baba sahnelerinden biriydi zira Küçük Nazif’in bu cümlesi).. Her şey böylece toz pembe olsun diye hayal etmekteyim ama…

Nazif baba serbest kalırken, Mahir Turgut’u vurup içeri girmesin ne olursunuz. Bir 50 bölüm daha bununla uğraşılmaz…

Karadayı, yüzümüzü güldüren bir bölümle karşımızda iken, tüm bunları yazan biri olmanın dışında, herhangi bir izleyici olarak, bir nebze yüzümüzü güldürdükleri için teşekkürler efendim…

Siyah İnci’den sevgiyle…

www.twitter.com/blackpearl42

  

 
Toplam blog
: 55
: 2295
Kayıt tarihi
: 02.12.11
 
 

Kendi halinde bir TV izleyicisi ve yorumcusudur Siyah İnci. Tipik bir akrep burcudur.  Büyük çoğu..