Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '14

 
Kategori
TV Programları
 

Karadayı ve senaryo

Karadayı ve senaryo
 

KARADAYI, televizyon dizileri arasında en fazla reyting alan, hem toplumun kokuşmuş düzenini, hem de tutkulu bir aşk hikayesini anlatan bir dizidir.

Gerilimi devamlı en yüksek seviyede tutan, başarılı oyuncuları sahiptir.

Ancak dizinin gösterime girdiği günden beri senaryoda insanı hayretlere düşüren fahiş hatalar göze çarpmaktadır.

İlk en büyük hata, kundura atölyesinde çalışan bir gencin (Mahir /Kenan İmirzalıoğlu), daha önce vefat etmiş bir hukuk fakültesi öğrencisinin kimliğine bürünerek, İstanbul'daki bir Adliye Sarayına, sahte stajyer Avukat olarak girebilmesidir.

Hukuk bilgisi olmayan bir kişi nasıl oluyor da, hakimler, katipler, hatta mübaşirler tarafından anlaşılamıyor? Dosyada geçen bir çok kelimeyi anlayamayacağı, gibi nasıl davranması konusunda da en ufak bir bilgisi bile olmayan bir kişi, aylarca Adliye 'de nasıl avukat rolü yapabilir.?

İkinci en önemli birdiğer bir husus ise, ilk önce sahte avukat olan Mahir'in , daha sonraki bölümlerde, kardeşi Orhan'ın tutuklu bulunduğu Hapishaneye, sahte müstahdem olarak girmeyi başarmasıdır.

İlk olayda olduğu gibi bu olayda da aile avukatı bu sahte  kimlik  işini  nasıl becermiştir.?

İlk olayın failleri bulunmuş, Mahir ceza almıştır. Ancak sahteci avukat ceza almamıştır, nasılsa?

Bir diğer saçmalık da, Danıştay'dan İstanbul Adliyesine muhbir memur  olarak atanan bir bayan memur( Suna hanım) dizinin başrol oyuncusu hakime hanımın (Feride/ Bergüzar Korel) katibesi oluyor. Hakime hanım, katibesinin geçmişi hakkında bilgisi olmadığı gibi, nereden geldiğini de merak edip öğrenmiyor, kendi evine misafir ediyor, kendi kaldığı evin gizli olması gerektiği halde, bu evi herkesten sakladıkları halde.

Diğer bir şaşırtıcı olay da, Mahir'in kardeşi Orhan, Hapishanede bir mahkumu boğarak öldürüyor, Bu durumu öğrenen gardiyan, cinayeti örtbas ediyor ve Orhan'ı babasının bulunduğu koğuşa naklediyor. Ne soran var, ne belge var, ne hapishanenin müdürünün haberi var. Her şey Allahlık Ali bey tarzı senaryolanıyor.

En hayret verici sahnelere geliyoruz. Mahir bir kaç kere Bakanın malikanesinde oturan Feride'nin  ikinci katdaki  odasına gizlice giriyor. Nasıl giriyor ? Orası meçhul. Koruma var. Evde çalışan bir kadın var. Hakimin annesi hatta babası da evde. Ama kimse görmüyor ve ayak sesi duymuyor. Ev ahşap. Merdivenler ahşap. Etraf ıssız.

Bir başka sahne. Mahir'in babasını idama mahkum eden Hakim bey, bir çay bahçesinde içtiği zehirli kahveden ölüyor. Kimse araştırmıyor. Otopsi yapılmıyor." Kalp krizidir" diye geçiştiriliyor.

Bu şekilde geçiştirilen, gerçeğe uymayan daha onlarca sahne var.

Nasıl oluyor da, yapımcı, yönetmen hatta oyuncular senaryodaki fahiş hatalara "dur "demiyorlar.

Anlaşılır gibi değil.

Velhasıl Ülkemizde anlaşılamayan ne çok şey var. :))? 

 
Toplam blog
: 472
: 959
Kayıt tarihi
: 26.01.10
 
 

1945 yılında Adana'da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes..