Karadeniz- HES- beton

Geçtiğimiz hafta hem izin hem ziyaret amacıyla Rize ve çevresine seyahatim oldu. Bu da benim Samsun’un doğusuna ilk geçişim oldu.

Karadeniz yeşilin ve mavinin kesiştiği dağları ve ovasıyla muhteşem bir doğa harikası. Bu güzellikler defalarca yazıldı, anlatıldı, TV programlarına konu oldu. Amacım bu yazıda oraları tekrar anlatmak değil. Orada gördüğüm ve bölgenin değişimi olarak yorumladığım bir konuya dikkat çekmek.

Karadeniz Bölgesinde yerel akarsulardan faydalanmak amacıyla yapılması planlanan Hidro Elektrik Santrallerine (HES) bölge halkının itirazının ne kadar haklı olduğunu orada anladım.

Suyun santrallere ulaştırılması için dere yatakları değiştirilmekle kalmamış ormanlık alanlardan geçirilen devasa borular dağlardaki doğal hayatı ve bitki örtüsünü tahrip etmiş. Dere kenarlarına kurulan köyleri bile susuz bırakma noktasına gelmiş.

Bu kadar inşaat ve şantiye beraberinde kamyon ve beton mikserlerini de getirmiş. Eskiden kuş sesleriyle dolan vadiler şimdi kamyon sesleriyle dolmuş.

Bu durumun en kötü etkisi ise bölgedeki yapılaşma üzerinde olmuş. Az çok herkes bilir Karadeniz’de köy evleri dağların yamacında ve ağaçtan yapılır. HES’le beraber betonlaşma da gelmiş bölgeye. Son yıllarda yapılan evlerin neredeyse tamamı beton.

Millet olarak güzel bulduğumuz bir yöreyi beton yığınına çevirip doğasını bozmak genlerimizde mevcut. Bunun acı örneklerini İstanbul başta olmak üzere Ege ve Akdeniz sahillerinde geçtiğimiz yıllarda acı şekilde yaşadık. Karadeniz bölgesi bu durumdan biraz olsun soyutlanmıştı. Şimdi anlaşılıyor ki bu bölgemiz de beton yığını olmanın başlangıcında.

twitter @faikerdogan