Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Kararsızlık karamsarlığın sebebi

Kararsızlık karamsarlığın sebebi
 

Anlatacaklarımın kahramanı yirmili yaşların başlarında.İsmini suya kök boyasıyla yapılan resim sanatından almış. Küçük yaşlarda ilişki anlamında ilk tanıdığı erkekle bir kaç yıl süren masum birlikteliğin ardından sonu hüsranla sonuçlanmış bir evlilik geçmiş başından.

Şimdiler de benim zamanlamasının yanlış olduğunu düşündüğüm, daha önceki ilişkisindeki kişiyle tamamen zıt karakterde biri var hayatında. Aslında onunla da bir çok konuda zıt bu yeni kişi ama tamamlanan eksik yanlar, fikirlerine değer verilmesi, onu bu ilişkide en büyüleyen yan.

Aslında başlarda onu anlayabilen birinin varlığı olarak kabul etmiş hayatındaki bu kişiyi. Sonraları da daha önce karşılaşmadığı güzellikleri onda keşfetmiş, bu özenli haller onu kendi içinde garip kaosun içine sürüklemiş.

Kendiyle başbaşa kaldığı her anda sürekli kendine sorular sormaya başlamış. Bu kendiyle olan sorgulamalar onu daha dalgın, daha sessiz, daha kırgın yapmaya başlamış.

Korkuları var kızımızın. Hayatında ki kişiye dair değil bu korkuların çoğu, yaşanmışlıkları korkutuyor onun gözünü. İnanmak isteyen haliyle yaralı hali çatıştığında acabalara cevap arama halleri bürümüş onu. Belki gereksiz haller ama yaşanmışlıklar yokmu , işte onlar onu bu hale getiren. Bir türlü kafasında ki kıyaslamayı yok edemiyor her güzel davranışı acabalarla sorguluyor, önceki ilişkisiyle kıyaslamaktan kendini alıkoyamıyor ve bu haller eşliğinde kendini bir türlü yaşadığı ilişkinin güzelliğine olması gerektiği kadar kaptıramıyordu.

Çevre etkeni ve farklı ortamlarda yetişmişlik onu bu kaosa sürükleyen hallerin en başında. Hayata aynı pencereden bakıyor her iki genç, ortak zevkler birbirinden farklı yaşam tarzlarını belli noktalar da buluşturdukça tamam işte bu sefer oldu desede birden AMA lar başlıyor:

Ama o daha önce hiç evlenmedi ki!
Ama onun ailesi benim aile yapıma göre çok daha tutucu bir görüş açısına sahip!
Ama ben onun yaşadığı şehirde yaşayamam!
Ama ben bir evlilikten bu kadar yıpranmış çıkmışken yeniden bir evlilik yaşamaya hazır değilim ki!
Ama toplumun benim üzerime boşanmışlığımdan dolayı yapıştırdığı bir etiket var ve ben bunla yüzleşmekten korkuyorum!
Tüm bu amalar beni aşık olmaya yaklaştırırken bir o kadar da uzaklaştırıyor ve ben artık bu haller yumağında boğuluyor nefes alamıyorum!

Ama Türkiye'nin diğer ucunda olan onu yanımda hissediyorum'
Ama varlığı beni çok mutlu ediyor!
Ama yanında hiç hissetmediğim kadar kendimi güvende, huzurlu, güçlü hissediyorum!

İşte bu AMA larla iç dünyasında büyük savaşlar veren kızımız gelgitlerinin esiri olmaktan kendini bir türlü kurtaramamış, asla önüne geçilemez dediği aşkı doyasıya yaşamayan haline ise FRENLENEBİLEN AŞK tanımlamasını uygun buluyor.

Ben aksini düşünüyorum. Aşk önüne geçilemiyecek bir duygu. O sadece aradığı huzuru, doğru insanı ve mutluluğu bulduğu için bu ilişkiyi yürütmek istiyor ama olumsuz etkenler onu korkutuyor. Ona gerçek anlamda hiç aşık olmadı ama doğru insan olması, hayatında olmasını istediği bir erkek profilini taşıması onu çok etkiledi. Bence bunlar yeterli sebepler zorlukları aşması için ama o çok yorgun ve bir mücadele için çok güçsüz olduğunu düşünüyor üstelikte karşı tarafın verdiği tüm mücadelelere rağmen...

Onu anlatmamı istedi bu yazıyla.Bende az çok yapmaya çalıştım.Şimdi merakla yorumlarınızı bekliyor Ve herkese şimdiden teşekkür ediyor.

 
Toplam blog
: 43
: 2651
Kayıt tarihi
: 04.01.09
 
 

Evi, eşi, işi ve çocuklarıyla yoğun şekilde koşturmaca bir hayat yaşarken, kendini ihmal etmeyen, bu..