Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '20

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Kardeş Kıskançlığı

KARDEŞ KISKANÇLIĞI
 
Bilindiği üzere, duygular, duyu organlarına bağlı ve onlarla ilişkili olarak, belirli nesne, olay
yada kişilerin, bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenimlerdir. Kıskançlığın genel karekteri, hoşlanma
yada acı duygusu olup bunların çeşitli derecelerini içerir. Karmaşık bir duygudur.
Kıskançlığın değişik sekilleri vardır. Küçük çocuklarda sıkça görülen anne ve babasını
paylaşamamaktan kaynaklanan duygudur. Bu duygu okul çağında arkadaşlar arası rekabete dönüşür.
Kişiliğin önemli belirli bir parçası olan kıskançlık belirtileri, herkeste değişik şekilde ortaya
çıkar. Kimisi yarışmacı olur, kimisi herkesden uzak durur. Kimisi aşırı derecede cömert davranır.
Kimiside aç gözlü olur.
Bu duygu iki yaşından sonra kendisini hissettirmeye başlar. Eve yeni bir kardeşin gelmesi bu
duygunun ortaya çıkmasını güçlendirir. Kıskançlığa yol açan en büyük etken büyük kardeşin, anne
babasının sevgi ve ilgisini kardeşiyle paylaşamamasıdır. Hiç kimse çok sevdiği bir şeyini başkasıyla
paylaşmak istemez. İçinde çatışmayı barındıran bu duygu dünyanın her yerinde görülen evrensel bir
olaydır.
Doğuştan gelen kıskançlık duygusu eğitimle azaltmak mümkündür. Önemli olan çocuğun
duygularını uygun yolla boşaltmasını sağlamaktır. Çocuklarımızın tüm duygularının aile tarafından
paylaşılıyor olması problemlerin çözümünü hızlandıracaktır.
Kardeşler, birbirleri için hem bir özdeşim modeli oluşturur, hem de sosyal etkileşimlerin
gerçekleşmesi, sevgi, güven ve sevecenlik duygularının paylaşımı için uygun bir ortam sağlar. Kardeşin
doğumu ilk çocukta büyük bir ilgi ve koruyuculuk duygusu, uyandırmakla birlikte, biraz sıkıntıyı ve
çelişik duyguları beraberinde getirir.
Büyük çocuk, kardeşinin dünyaya gelişini trajedi olarak algılar. Evin biriciği iken hiç
beklenmedik bir zamanda, bu biricikliğe ortak olan ve yaşamını alt üst eden bir kardeş çıkagelir. Bu yeni
misafirin kardeş olması, ona karşı kıskançlık ve nefret duygularının oluşmasında bir engel teşkil etmez.
Kimi çocuklar, kardeşlerinin dünyaya gelişiyle, bebekliklerine dönerek kıskançlıklarını dışa
vurur. Bu davranış bozukluğu, daha çok altını ıslatma, emzik emme, parmak emme, anne ile yatma
arzusu, bebek gibi konuşma, sinirli ve tepkili davranış vb. olarak kendini gösterir. Çocuklar bu
davranışlarına mantıklı nedenler bulamaz ve bu davranışlarından dolayı kendilerine yöneltilen
suçlamalara da bir anlam veremez.
Bebeğin gelişiyle beraber eğer anne tamamen ilgisiz kalırsa çocuk, anneden uzaklaşarak artık
sevilmediğini ve istenmediğini düşünerek depresyona girebilir. İçe kapanabilir, oyun ve yemek düzeni
bozulabilir uyku sorunları yaşayabilir. Huzursuz ve mutsuz görünebilir. Çevresindekilere öfkeli tepkiler
vererek sakinleşmekte zorlanabilir.
 
Kıskançlığa Yol Açan Etkenler
Küçük kardeşin gelişi büyük kardeşin, terk edilme duygusunun yaşanmasına neden olur.
Kardeş kıskançlığını tırmandıran diğer bir etken ise, ana baba tarafından yapılan kardeşler arası
kıyaslamalardır. ”Kardeşin senden daha güzel yürüyor”, “ablanın dersleri seninkinden daha iyi”, “neden
kardeşin kadar uslu değilsin? “vb.
Cinsiyetçi yaklaşımda kıskançlığın artmasına yol açan etkenlerden biridir. Anne babalar her ne
kadar ayrım yapmadıklarını söylese de erkek ve kız cinsiyetlerine farklı ayrıcalıklar tanırlar. Aile
içinde ister istemez bu ayrım ortaya çıkar.
Kıskançlıkla Baş Edebilme
Kardeşler arası kıskançlığı yok etmenin herhangi bir yolu yoktur ve tamamen ortadan
kaldırılamaz, ancak hafifletilebilir. Bunun için doğumdan önce ve doğumdan sonra alınması gereken
önlemler vardır.
Doğumdan Önce Yapılması Gerekenler
? Çocuk evin tek çocuğu konumundayken bütün istekleri yerine getirilmemelidir. Yani
şımartılmamalıdır. İlgi ve sevgi normal bir seviyede tutulursa kardeşin gelişiyle de çocuk aşırı
kıskançlık durumları yaşamayacaktır.
? Çocuk, psikolojik olarak kardeşinin gelişine hazırlanmalı ve aileye katılacak ikinci çocukla ilgili
bilgiler verilmelidir. Daha bebek gelmeden çocuğun duygularında kardeşine karşı sevgi oluşması
sağlanabilir.
? Çocuğu bebeğin gelişine hazırlarken kaygılı olunmamalıdır. Bazen anne babalar öyle kaygılanır
ki, sanki her şeyin sonu olacaktır ve bu kaygılarını çocuğada yansıtırlar. ”Sakın kardeşini
kıskanma”, “Hayatımızda değişiklik olmayacak seni yine sevmeye devam edeceğiz”,”Hiç
korkma, seni de kardeşin kadar seveceğiz”, ”Ona ne alırsak, aynısını sana da alacağız” gibi
ifadeler çocuğu daha da kaygılandırır.
? Bebekle ilgili yapılan hazırlıklarda abartıya kaçmamak, dikkat çekici konuşmalardan kaçınmak
gerekir.
Doğumdan Sonra Yapılması Gerekenler
? Anne bebekle ilgilenirken büyük çocuğu tamamen ilgiden mahrum etmemelidir.
? Anne- baba çocuğa olan sevgisini sözlerden ziyade davranışlarıyla göstermelidir.
? Çocuğun yanında bebeğe aşırı sevgi gösterilerinden kaçınılmalıdır.
? Çevredeki aile büyüklerinin sadece bebekle ilgilenmeleri yerine her iki çocuğa da ilgi
göstermeleri sağlanmalıdır.
? Bebeğin uyuduğu ortamda gürültü çıkarttığı için sert tepkide bulunmak, çocuğun kıskançlığını
arttıracaktır. Sert tepki ve ceza yerine daha sakin ifadelerle uyarılmalıdır.
? Bebeğe zarar verir endişesiyle çocuk, devamlı bebekten uzaklaştırılmaya çalıştırılmamalıdır.
Zarar verici davranışlara yöneldiği hissedildiğinde uyarılmalıdır; ancak uyarının boyutu kabul
edilebilir düzeyde olmalıdır.
 
? Kardeşler arası kıyaslamalar asla yapılmamalıdır. Çünkü her biri ayrı yetenek ve ilgiye sahiptir.
? Hamilelikten önce çocuk ana-babasının yanında yatarken, hamilelikle beraber çocuğu başka bir
odada yatırmak yanlış bir davranıştır. Ayrıca kendi odasında yatan çocuğu, bebeğin doğumundan
sonra kıskanmasın diye, ana-babasının odasına almak da doğru bir davranış değildir.
? Bebeğin bakımıyla ilgili işlerde büyük kardeşin yardım etmesi sağlanabilir. Çocuk verilen görevi
yerine getirdikten sonra övücü sözlerle ödüllendirilebilir. Bu tür etkinlikler zamanla alışkanlık
haline gelse de çocukta baskı yaratacak bir boyuta gelmemelidir. “Sen ablasın kardeşini oynat”,
“Ağabeysin kardeşini yedir, kıyafetini çıkar” vb.
? Aile içinde işbirliğine önem verilmeli. Çocukların ilgi ve yeteneklerine göre ayrı ayrı
sorumluluklar verilmeli. Değerlendirmede çabaya önem verilmeli.
? Çocuğun duygularıyla yüzleşmesi sağlanırsa fiziksel şiddet içeren davranışlar yok olabilir.
Örneğin çocuk büyük ise, kardeşi hakkındaki duygularını açığa çıkarmasına etkin dinlemeyle
yardım edilebilir. “Kardeşine kızgınsın…”
? Kıskançlıktan dolayı kötü bir çocuk olmadığı mesajı verilmelidir. Aksi takdirde çocuk kendini
suçlu hissedecektir.
? Cidde bir fiziksel müdahale olmadıkça kardeşler arası çatışmada taraf olunmamalıdır. Eşitliği ve
adaleti sağlamak adına çocuklarınızın tartışmalarında bir tarafın savunuculuğuna yeltenmek
diğer tarafın kıskançlığı artırabilir.
Sonuç olarak, büyük çocuk aileye yeni katılan kardeşinden önce nasıl bir konumda ise, kardeş
geldikten sonra da bu konumu çok az değişiklikle aynen korunmalıdır. Kardeş ilişkisinde temel olan her
çocuğu ihtiyacına yönelik bir tutumdur ve bu tutumun çocuklar tarafından da fark ediliyor olması önemli
bir unsurdur. Örneğin 5 yaşındaki bir çocuğun ihtiyaçları ile 11 yaşındaki bir çocuğun ilgi sevgi ve
beklentileri aynı değildir. Onlarla kurulan ilişki ve ihtiyaçlarına yönelik çözümlerde farklı olmak
durumundadır.
Dolayısıyla kardeş kıskançlığı her ailede görülür. Önemli olan kıskançlığın davranış bozukluğu halini
almamasıdır.
Kaynaklar
• Çetin ÖZBEY; 'Çocuk Sorunlarına Yapıcı Çözümler'
• Cavit BİNBAŞIOĞLU; Ailede ve Okulda Eğitim Sorunları
• Adele FABER, Elaine MAZLİSH ; Kardeş Kavgaları Kaçınılmaz mı ?
 
Toplam blog
: 5
: 57
Kayıt tarihi
: 19.03.20
 
 

Eğitim Uzmanı / Psikolojik Danışman  Çocuk ve Ergen Psikolojik Gelişimi  ve Aile İçi ilişkileri..