Karma yasası

Uzak Doğu Felsefesi’nin ünlü sözleri vardır ve bu sözler bir bakıma geniş bir felsefe ağını oluşturur ve insanlar  Konfüçyus gibi, Buda gibi büyük insanların sözlerine birer Tanrı sözü gibi inanıp onu açıklamaya, onu gerçekleştirmeye çalışırlar.

 

“Karma Felsefesi” belki hem çok basit hem de karmaşık yollardan anlaşılacak ve anlatılabilecek bir  yol felsefesidir ve insanlara yol gösterir. 

 

Kısaca bu sözün özünü Türkçe’de “Ne ekersen , onu biçersin” atasözüyle açıklayabiliriz. Yani Fizik’te geçerli olan Etki-Tepki yasası hayatta da geçerlidir, bir bakıma insanlar “Ne ettilerse, onun karşılığını bulurlar:  Hermes de bilir ki : “Eden bulur…”

 

Sen iyilik edersen, başkalarına iyi davranırsan, sabırlı olursan; insanları iyiliğe doğru götürürsen insanlar da bunun karşılığını mutlaka verirler. Ama sen insanlara kötü davranırsan, onları küçümsersen, onları yok sayarsan… Ve bir sürü ayak oyunuyla onları olmaz yollara sürersen, insanlar da sana bunun karşılığını olumsuz şekilde verirler.

 

Kısaca: “İyilik yap ki, iyilik bulasın..”

 

Kötülük yaparsan.. bunun da sonuçlarını alırsın. Belki yaptığın kötülükler önce gözükmez, belli olmaz; ama insanlar bir gün onlara ne yaptığını anlarlar ve karşılığını verirler.

 

Şimdi bu meseleyi burada bırakıp, daha bir güncel meseleye dönecek olursak; gerçekçi olmada yarar var.

 

Bana soracak olursanız, bütün bu olanlar karşısında yapılanları yeniden gözden geçirmekte; hataları anlamakta ve yeniden düzenlemelere  gitmekte  ihtiyaç var. Efendim şöyle ki: 

 

Bazı şeyler gevşemiştir. Yönetimde aksamalar vardır:

 

1.MİT kadrolarını ve yönetim biçimini yeniden gözden geçirmelidir. Ordu istihbarat ve harekat birimleriyle yakın temas şarttır.

 

2.Sınırlar elek gibi olmuştur. Yeniden gözden geçirmekte yarar vardır. Sınırlrdan (özellikle Suriye, Irak..) giriş çıkış çok sıkı denetimli olmalıdır.

 

3.Her kentte polis, jandarma denetimleri çok ciddi ve sıkı olmalıdır.

 

4. HDP hatalı hareket etmiştir. İşlevini yitirmiştir. Kapatmakta yarar vardır. Terörle el ele vermiş parti artık yaşatılamaz.

 

5. Milli Eğitim Bakanlığının denetimine tabi olmayan sayısız Kuran kursları, Yurtlar kapatılmalıdır yada amaçları açısından sıkı denetlenmelidir.

 

6. Kuşkulu kişilerin rahat hareket etmelerine izin verilmemelidir.

 

7. Teröre ilişkin cezalar artırılmalıdır. Ve iyi açıklanmalıdır.

 

8. İlgili ülkeler ve taraflarla bu işin nedenleri ve sonuçları açık açık tartışılmalı ve tarafların sorumlulukları bir kez daha hatırlatılmalıdır.

 

9. Gerekirse yabancı istihbarat birimleriyle işbirliği yapılmalı; yardım istenmelidir. 

 

10. Böyle olayları telin edilecek büyük gösteriler düzenlenmelidir.

 

11.Savcıların, yargıçların konu hakkında dikkati çekilmeli, bilgi verilmelidir.

 

12. Bu konularda çekingen davranan, yavaş kalan yöneticiler geri çekilmelidir.

 

13. İhbarlar dikkate alınmalı ve dikkatle izlenmelidir.

 

14. Doğru ihbarlara ödül verilmelidir.

 

15. Bu konularda kullanılacak araç gereçler artırılmalı, yenileştirilmelidir.

 

16. Riskli yerlerde yer alan kırık dökük binalar yıkılmalı; bunlar yerine vatandaşın güvenle kullanabileceği binalar yapıl malıdır.

 

17. Asker ve polisin koruyucu yelekleri ve cihazları yenilenmeli, artırılmalıdır.

 

18. Ordu ve polisin sorumluluk bölgeleri ayrılmalıdır.

 

19. Geçici bir süre için idam cezası getirilmelidir. Terör elamanları “Nasıl olsa üç ay sonra bizi bırakırlar ..” özgüvenini yitirmelidirler.

 

20.Diğer çareler için , yeteri kadar halkın bilgisine başvurulmalıdır.

 

Halk ne düşünüyor. Neler öneriyor? Belki  “Öneri Kutuları” ile halkın düşüncesi alınmalı; değerlendirilmelidir.

 

Sorunun ve sorunun alt yapısını anlamadan çözmeye çalışmak ancak palyatif tedbirlerle uğraşmak demektir ki; asıl sorun; sorunların arkasında duranları saptamaktır. 

 

“Biz buradan ateş ederiz, onlar bize hiçbir şey yapamazlar ,” kolaylığına düşmek, Atatürk’ün “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O yer vatanın her yeridir..” sözünde yer alan vatan savunmasıdır.

 

Yöneticiler kendi kendilerini çok akıllı sanabilirler ama bu konuda sözü dinlenecek çok “AKSAKALLI”lar var. Biraz da onları toplayıp, sözlerini, çarelerini bir dinleseler.

 

Ehh  belli ki, Başdanışmanımız  tanınmış bir basketbolcu olunca, çareler kendiliğinden gelecektir.

 

Ne demiş atalar: “Ne ekersen onu biçersin…”

 

Allah yardım etsin. Ne diyelim.