Karşılıklı güven duygusu.

Evliliklerin yıkılma nedenleri, tahammül sınırlarını zorlayan kişilik çatışmalarıdır aslında!
Oysa uzun ilişkiler, eşlerin birbirlerinin eksik yönlerini olumlu yönde abartmaları sonucunda oluşur.
Küçümsemeleri ise ömrünü kısaltır.
Çünkü evlilik psikolojik bir ihtiyaçtır ve asla bir çıkar ortaklığı değildir.
Erkeklerin kadınlar üzerinde hakkı olduğu kadar, kadınlarında erkekler üzerinde hakları vardır.
Erkek ya da kadın, kendilerine özgü sorumluluklarında bencilse eğer, sorunlar da başlayacaktır mutlaka.

İş yada ev hayatında karşılaşılan sorunlar kapı’nın dışında bırakılmalı ve asla huzursuzluğa neden olmamalıdır.

Aksi halde taraflar eve geldiklerinde sevgi dolu bir bakışı ve bir tebessümü birbirlerinden esirgeyecektir.

Oysa evliliği bir arada tutan, sevgi ve saygı kavramlarının günlük yaşamın her anında ortaya çıkarılmasıdır.

Bütün gün iş sorunlarıyla uğraşmış bir erkek ve bütün gün ev işleriyle boğuşan bir kadının kendisine değer verildiğini hissetmesi en doğal hakkıdır.

Yani tarafların iyi bir eş olmalarının yanı sıra, arkadaş ve dost olması da gerekiyor.

Ancak bu durumda kendilerini çok mutlu ve güvende hissederler.

Çünkü evlilik sadece aynı ortamı değil, aynı duyguları da paylaşmaktır.

Sizin mutluluğunuz eşinizi, eşinizin mutluluğu da sizi mutlu etmelidir.

Kişisel düşüncelerin mutlaka paylaşılması ve pozitif yönleriyle tartışılması evliliği evlilik yapan temel özelliklerdendir.

Duyguları bastırmak yerine açıklamak ve karşılığında yardım görmek evde sıcak bir atmosferin oluşması için yeterde artar bile

Yalnız değilim düşüncesi hakim olur çünkü.

Kazanılan bu güven duygusu, tarafların aynı noktaya ve aynı hedefe bakması için çok önemlidir.

Bu durumda evliliklerin kaliteli ve uzun ömürlü olmaması için hiç bir neden kalmaz..