Kasap Osman Amca...

Bizim mahallemizde Kasap Osman amcamız vardı, mekânı cennet olsun, rahmetli âlemi de kafa çekmeyi de çok severdi. Bazıları diyecektir ki hem âlem yapacak hem kafa çekecek “cennet” ne iş, ha bakın orası Allah’ın bileceği iş eğer sizin karar vermenize kalsaydı eminim “cehennemi” uzakta aramazdık…

Neyse, bir keresinde âlem yapmak için “pavyona” diye kendini gecenin bir köründe hanımı ve çoluk çocuğundan habersiz “İzmir Fuar'ına” götürdüklerini dinledim ağabeylerimizden…

Malum İzmir Fuarı'nda firmaların “pavyonları” vardı şimdilerde yabancı dille anlatılan; “Stant”

Kasap Osman’ın mahallede iyiliğini gören o kadar çok insan var ki ne âleme ne kafa çekmeye düşkünlüğü bu gerçeği ve ona karşı sevgi saygı duyulmasını engellemez. Kaldı ki benim değerli dostum Dr. Ahmet YAKIŞAN’ ın muhterem pederidir başta ben ve tüm mahalle kendilerini çok severdik…

Efendim konumuz bir ciğer peşinde koşan kedi misali benzettiğim siyaset arenası idi, döndü dolaştı nereye geldi. Rahmet istemiş olmalı derdi büyüklerimiz ne diyelim “rahmeti bol olsun”

Çocukluğumda tıpkı oğlum gibi bende kedi köpeğe çok düşkündüm, her fırsatta peşlerinden koşardım, zaten evimizde dev gibi “Arap” isminde bir köpeğimiz vardı zavallı “guatr” hastalığından öldü bir sabah durup dururken, evin bahçesine gömmüştük mahallenin tüm çocuklarının katıldığı bir törenle…

Kasap Osman amcanın dükkânın önünde hem her cinsten her renk siyah sarı alacalı ne renk arasanız onlarca kedi görürdüm ya, mahallede kim et aldıracaksa beni çağırırdı koşarak giderdim.

Et siparişini hemen verirdim, zaten nasıl olacağını sormaz eti kimin istediğini sorardı Osman amca, çünkü herkesin nasıl ne için et istediğini bilirdi, ben çıkar kedilerle oynardım.

Akşama doğru Kasap Osman amca, kasap dükkânını temizlerdi içinden, dışından, sonra eline yağlı kâğıt içinde bir tomar “ciğer” alır sevgili Celal Koçak’ ların bahçesine doğru girerdi. Bu sahneye bayılırdım, zira mahallenin tüm kedileri “ciğer” için peşinden koşardı, taze ya da bayat bilmezler, kapan kaptı, kapamayan havacıva aldı demekti. Bakardım içlerinden ne zayıf en çelimsiz olanı aç kalacak bir parça almaya kalkardım önlerinden hepsi birden üzerime ‘kıhlayarak” atlardı ama yine de bir parça “ciğer” alır verirdim o zavallılara…

Hayret değil mi insanoğlunun hayal gücü ne kadar zengin, mahallede geçen bir çocukluk anısı beni günümüzde anlayan anlamayan, duyan duymayan, bilen bilmeyin herkesin odağına düşen “akil İnsanlar” tartışmasına götürdü.

Teşbihte hata olmaz der ustalarımız  “Akil İnsanlar” “Kedi-Ciğer” benzetmesi takdirinize kalmış, kimseyi rencide etme niyetim yoktur.

Aynı ciğerin peşinde bir yığın kedi misali 63 adama, gidin her şeyi anlayın ve anlatın demiş Başbakan. İyi, de önce halk ne olduğunu bilmeli ki yanlış mı anlamış doğru mu anlamış gelen zevatlara sorsunlar. Örneğin böyle bir toplantıya gitsem “öküzün trene baktığı gibi” bakarım, bir şey bilmediğimden, ya evet, haklısınız ya da yuh gibi birkaç kelime dökülür ağızımdan o kadar…

Onların da terörist başıyla şunları bunları konuştuk, böyle şöyle yapılmasında karar kıldık şunu aldık bunu verdik diyeceklerini de hiç sanmıyorum, siz sanıyor musunuz?

“Akil İnsanlar” siz ne düşünüyorsunuz bu konuda, deseler emin olun son zamanların modası hatta çağın sloganı haline gelen “analar ağlamasın, gençlerimiz daha fazla ölmesin” diyecektir herkes.

Nedir kardeşim bu Barış projesi ve onun devamı barış süreci, kim/kimler ne yapacak nasıl davranacak kim/kimler ne kazanacak hangi taraf ne kaybedecek, bilen eden var mı? Bir zahmet anlatın da bilelim. Herkesin ağzında bir sakız bırakın devletin yüzyılın projesine engel olmayı destek olun destek, lafı var ama konu nedir bilen yok. İçlerinden bir tekinin bildiğini hiç sanmıyorum, çünkü yurdum insanın ağzında hele ki burnu düşse eğilip yerden almayacak bazı vekillerin “ağzında bakla ıslanmaz” biliyorsunuz, birkaç bölgede hatta yurt dışında toplantılar oldu, bu konuda en ufacık bir şey açıklandı mı? Söylenemedi, yazılamadı diye biliyorum...

Duyan okuyan varsa yazsın kardeşim sosyal paylaşım siteleri sadece muhalefet için değil ki, paylaşın anlayalım, biz hatalıysak cehaletimize verin “büyüklük” sizde kalsın…

Bir cenah haklı mazeretler üretmek de çok mahirdir, ister misiniz desinler; Kediler kendilerine nasıl bir “ciğer” parçası düşeceğini biliyorlar da mı gidiyorlar kasabın peşinden?

Zaten bizim de vurgulamakta olduğumuz gerçek de bu; Bu ülkede iktidarın ve MİT in dışında hiç kimse “Barış Süreci’nin” içeriği, amacı hakkında en ufak bir bilgi sahibi değil. Herhalde koskoca ana muhalefet partisi genel başkanı durup dururken haberimiz bilgimiz yok demez…

Akıl vicdan sahibi olan bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin sadece bunu değil, Suriye ve İsrail ilişkilerimizi ABD ye olan bağımlılığımızı, İslam Âleminde geldiğimiz son noktayı, ekonomideki çalkantıları gündemden hiç düşmeyen sıcak parayı, eğitimi kıyafet karmaşasını, bütçe açıklarını, sorması lazım…

Evet, bu ülkede hiç kimse ülkenin birlik ve beraberliğinin bozulmasını topraklarının ve halkının bölünmesini istemiyor ama bilgi sahibi olamadığı bilgi verilmediği yüzlerce oluşum ve anlaşmaya bağlı olarak da, geleceklerinin “garanti” ve “güven” içinde olduğuna inanmıyor…

Oysa siyaset arenasından ekmek yiyen herkesin temel görevi hemen her konuda ”halkı aydınlatmak ve onlara doğru ve gerçekleri” aktarmaktır.

Bir tek soru soracağım herkese;

Son on yılda ülkemizdeki altın rezervleri için Birleşik İngiltere Krallığı'na nasıl bir öncelik tanındığından kimin ve ne kadar haberi var acaba?

Çocukluğumdan farkına vardığım duruma göre;

Bir ciğerin peşinden giden kediler maalesef başka kasapların da daha lezzetli taze ciğerlerin de var olduğunun farkında bile değiller…

Bu arada rahmetli Kasap Osman Amcayı (Osman YAKIŞAN) rahmetle anıyorum efendim…

Erdoğan ÖZGENÇ