Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '12

 
Kategori
Efsaneler
 

Kassandra’nın güncel kehaneti

Kassandra’nın güncel kehaneti
 

Troyalı Priamos’un kızı Kassandra,  mermer sedirindeki döşeğinden  fırladı. Ak bedeni ve kömür karası saçları, Troya’nın üç denizden gelen nemiyle mi sırıl sıklamdı yoksa korkunun kara, uzun, yırtıcı ellerinden akıttığı ter miydi bedenine bulaşan?...

Hızla Troya’ nın dar sokaklarına attı kendini koşa koşa, Aigeus’un dondurucu sularına bıraktı bedenini. Arınmalıydı çabucak. Daha şafak yüzünü okşamadan böyle uyanması hiç de  hayra alamet değildi.

Bedenini kurulamadı. Soğuk sular iyice üşütsün, diriltsin  istedi, yüreğinden fışkıran kızıl lavlar belki böyle sönecekti.

Göğe çevirdi kara gözlerini. İnanamadı gördüklerine. Karaya kesmişti gökyüzü, kapkaraydı. Kan yüklü bulutlar tomurcuklanmıştı dört bir yanda, sanki yağmura durmuştu kanlı bulutlar ve hızla büyüyor, çoğalıyordu.

Alakargaların akı da karası da görünmez olmuş, ala  kesmişti tümden tüyleri. Ak martılar, ak güvercinler kırmızıya kesmişti; sokaklar, evler, ağaçlar... Kıpkızıldı Kassandra’nın dünyası, kıpkızıl...

Troya’nın sessizliğini; çok uzaklardan, sanki ta Küçük Asya’nın doğusundan, güneydoğusundan, güneyinden gelen savaş davullarının sesi bozuyordu. Araba tekerleklerinin takırtısı, kalkanların ve mızrakların şakırtısı doluyordu kulaklarına. Sesleri,  delirmiş fırtınalar getiriyordu  uğultular halinde. Kulakları, beyni zonkluyordu. Büyük denizlerde, büyük büyük gemiler görüyordu.

“Çıldırıyorum galiba, çıldırıyorum.” dedi Kassandra. Elleriyle kulaklarını tıkadı, gözlerini açıp kapayıp, açıp kapayıp sarayın yolunu buldu; babası Kral Priamos’un dizlerine kapandı, duyduklarını, gördüklerini anlattı.

İnanmadı babası. “Hava güneşli ve durgun kızım, nerden çıkarıyorsun bunları?” dedi. “Bak baba!” dedi Kassandra. “Bak, tüm Küçük Asya’nın hayvanlarına ve insanlarına bak, işte böyle paramparça!... Ne haldeler gör !...” dedi. Odasından getirip Guernica’yı gösterdi babasına. İnanmadı Priamos. Tüm tanrılar adına yemin ettiyse de Kassandra, inanmadı Priamos.

Kassandra, annesine, kızkardeşi Helenon’a, ağabeyleri Hektor ve Paris’e, sonra arkadaşlarına ve en son Troya sokaklarına koşup halkına anlattı durumu, korkuya bulanmış çığlıklarla, gözleri kocaman. “Birlik olalım, bir şeyler yapalım, tehlike yok oluşumuzu imliyor !...” dedi. “Yaklaşıyorlar, şunun şurasında iki Boğaz var aramızda.”  Kimse istifini bozmadı. Kimi alay etti, kimi bön bön baktı. Her zamanki gibi kimse inanmadı ona.

Güzelim Kassandra, dönüp evine, mermerdeki döşeğine kapandı; ağladı, ağladı, ağladı... Kırmızı köpüklü şelaleler aktı güzel kara gözlerinden. Gözleri yakıcı allara büründü.

Bir kez daha lanet etti, Apollon’la karşılaştığı güne. Kehanet gücünü vermişti de, bedenini ona vermediği için, inandırıcılık gücünü,  kâhin-rahibe olmasını esirgemiş, Kassandra’yı süregen acılarla yaşamaya mahkum etmişti. Lanetler olsundu Apollon’a.

Ve lanetler olsundu savaşa doymayan Ares’e...

Ereşkigal’in kardeşi İştar’a, İnnina’ya, Animitu ve Aştar’a...(*)

Lanetler olsun!... Lanetler olsun!... Lanetler olsun!...

.......................

Akşam bana geldi Kassandra. Keramik kupalarımızda kırmızı, sıcak şaraplarımızı yudumlarken anlattı bunları. “Topla kafanı yaz, belki duyurursun” dedi. Yazdım.

..........................

 

(*)  İştar : Mezopotamya’da savaş tanrıçası ve cehennem tanrıçası Ereşkigal’in kardeşi.

İnnina : Sümerler’de savaş tanrıçası

Annimitu : Babil’de savaş tanrıçası

Aştar : Fenike’de savaş tanrıçası

(O zamanlar, kadınlar, erkteki güçlerini tamamen yitirmemişlerdi. Savaş kararını, erkte olanların cinsiyeti belirlemez değil mi?...)/ V.Sevil

 

11.01.2012

Vildan Sevil

 
Toplam blog
: 102
: 882
Kayıt tarihi
: 07.06.11
 
 

1949 İstanbul doğumluyum. Emekli edebiyat öğretmeniyim. Çeşitli edebiyat sitelerinde, çeşitli kon..