- Kategori
- Deneme
Kaybediyoruz
Ne çok kırgınlık birikmiş içimde, ruhum yara bere içinde. Çocukluğunu neden özler insan. Uzun sürmeyen küsmelerin sonundaki barış işaretini, çabuk affedişlerimizi... Ters çevirince ağlayan oyuncak bebeğimi, siyah okul önlüğümü. Yaz akşamlarının serinliğinde annemin üzerime giydirdiği hırkanın sıcaklığını, bilmediğim yollardan geçerken elimi tutan babamın verdiği güveni…
İnsan neden geçmişe takılıp kalır? Kendimi yalnızca oraya ait hissediyorum uzun zamandır. Ne diyordu o meşhur replik ‘insan zamanı durdurmak istediği yere aittir.’ Can sıkıntısı mı, yalnızlıktan mı bilmiyorum. Mutluyduk bir zamanlar. Konforsuz ama sıcak evlerimizde dünyanın tüm kötülüklerinden habersiz çocuklardık. Sobanın üzerindeki çaydanlıktan yayılan ıhlamur kokusu, gazeteden aldığımız karton maketleri kesip yapıştırma heyecanı ya da ailece izlediğimiz o Yeşilçam filmlerindeki mutluluk şimdi burnumuzda tüter oldu. Ne zaman büyüdük? Büyürken neden güzellikleri unuttuk böyle? Bitmesini hiç istemediğim Red Kit, Kara Şimşek, Susam Sokağının içtenliği şimdi nerede? Postacıyı dört gözle beklediğimiz anlar, yeni yıl tebrikleri için özenle seçtiğimiz kartpostallar, renkli zarflar, çıkmasını heyecanla beklediğimiz o müzik kasetlerine verdiğimiz değer nereye kayboldu? Çok şey öğrendiğim Pollyanna, ilk travma sebebim olan *Kaşağı, Alice’in Harikalar Diyarı neden beni terk etti. Dünya çok hızlı değişiyordu, insanlar değişiyordu. Mesafeleri daraltarak gelişen teknoloji aslında bizi mutlu eden şeylerin değerini azaltıyordu. Günlerce beklediğimiz mektubu elimize aldığımızdaki sevinci hissediyor muyuz kısa mesajda. Fotoğraf makinesine koyduğumuz otuz altı adet pozun kıymetini unuttuk hafızası geniş kartlarda. Bir yandan kolaylaşırken hayatımız aynı hızla anlamsızlaşıyordu belki de. Neden kaybolmuşluk hissi var içimde..?
*Kaşağı, Ömer Seyfettin ‘in And kitabından bir öykü. Günlerce kendime gelemediğim hâlâ aklımda, nasıl üzülmüştüm. Çocuklara Ömer Seyfettin kitaplarını okutmak ne büyük hata!