Kaz gelecek yerden dağ esirgenir mi?

Son günlerde bazı kendini bilmezler, birkaç ton altın çıkartmak umuduyla Kaz Dağı'nının altını üstünü kazıyorlar. Durumun vahametini anlayıp, tepki koyan vatandaşlarımızı da kaz kafalı olmakla suçuluyorlar. Neymiş, dünyanın her yerinde böyle siyanürle altın çıkarılıyormuş da bilmem ne...

Bizde bir söz vardır, ''kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez'' diye. Karşı taraf, adeta bu sözün arkasına sığınıyor ve kamuoyunu, ''çevreciler aslında yabancılara hizmet ediyorlar. Zengin altın rezervlerimizi bizlere çıkarttırmamak için bu bir oyun'' diye kandırmaya çalışıyorlar. Onlara atın yumurtlayan tavuk hikayesini başından sonuna dek okumalarını tavsiye ediyorum... Evet eski adı İda olan Kaz Dağı tabiri caizse altın yumurtlayan bir tavuktur. Dünyadaki sayılı oksijen depolarından olan bu dağ, aynı zamanda antik yunanda geçen birçok hikayeye de ev sahipliği yapmıştır. Truva Savaşı'nın, Tanrılar tarafından bu dağdan izlenildiği söylenir...

Yağmur yağmuyor diye telaşa kapıldığımız, bir damla su için komşu ülkelere ciddi meblağlar ödemeyi planladığımız günlerde, çevre konusunda birilerinin hala bu kadar duyarsız kalabilmelerini anlmış değilim. Evet Kaz Dağı'nı tonlarca altına değişmek istemiyoruz. Doğa haydutları, bizi istediğiniz kadar statükocu olmakla suçlayabilirsiniz. Doğamızı korumak konusunda tam anlamıyla statükocuyuz. Dünya soyatesinin süslü hanımlarının boyunlarını süsleyecek diye sizlerin siyanür kullanarak altın çıkartmasına sessiz kalamazdık.

Tüm milletimizin terör konusunda gösterdikleri haklı duyarlılığı, çevre konularında da göstermelerini rica ediyorum. Şunu unutmamak gerekir ki başka bir Türkiye daha yok.