Kazananlar ve Kazanacaklar

Bilim aslında dengeli beslenme gibidir, diğerinin diğeriyle bağıntısı, öbürünün başkasıyla ilişkisi vardır. Her şey; sonunda gelir bir şeyde birleşir. Ayrı ayrı olunca son derece basit olan niceler, nice ustaların elinde bir metaa oluverirler.

Birlerin birbiriyle işikisi ne zaman koptu? Cevap aslında basit; ticari ilişkileri keşfedilince. Bunu kim keşfetti? Elbette düşünmek zorunda kalanlar, zamanı bol olanlar. Belki de kış uykusuna yatan ayılar. Ne de olsa ço zamanları vardı düşünmek için. Çünkü altı ay kış vardı. Hayatta kalabilmelerinin bir çaresini bulmak zorundaydılar. O yüzden kuzey kürenin insanları daha fazla düşündüler. Dikkat edin; son yüzyılın belki de beş yüzyılın en önemli düşünürleri kuzeyliler. Ayılar derken elbette gerçekten ayıları kastetmedim. Güneylilerin iklimleri nispeten daha rahattı. Tencerede pişirir, kapağında yerlerdi. Halbuki buzlar ülkesinin insanları hayatta kalabilmek için her şeyi çok daha güçlü yapmak zorundaydılar.

Dünyada hakim görüşe sahip olanlar elbette güçlüler. Burada iklim devreye giriyor. Akıl devreye giriyor, zorluklarla başa çıkabilme becerisi, zorlu doğayı yenebilme becerisi devreye giriyor. Bir de zorluğa düşen insan, insan figürleri var. Misal Yahudiler. Coğrafya,coğrafya dolaşmışar. Türkiye'de nasıl ki Karadenizliler her yerde ise onlar da her coğrafyada, her ülkede varlar. Onlar dünyayı, kuzeylilerle birlikte  yönetirken, Türkiyenin iklimi, coğrafyası sert olan bölgelerinin insanları Türkiye'yi yönetiyorlar. Zorlukları çok defa görenler, oldukça hazırlıklılar ve elbette zorlukları görmeyenleri alt ediyor. E bunda ne var?