Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '20

 
Kategori
Sosyoloji
 

KEÇİBORLU KÜKÜRT İŞLETMESİ

 

Öğrencilik yıllarımda bir Ispartalı olarak gül ve halımızla ne kadar gurur duysak da Keçiborlu ilçemizdeki kükürt işletmelerinin yeri ayrıydı. Öğretmenlerimiz ülkemizde kükürt madeninin sadece Keçiborlu’da çıkarıldığını söylemişlerdi. Daha sonraları kapatılacakmış dedikoduları arasında kapatıldığını duyunca hayıflanmıştım.

Daha sonra konuya ilgi duyup araştırdığımda Keçiborlu ile birlikte Ağrı-Diyadin, Denizli-Sarayköy-Van ve Balıkesir’ dede kükürt madenlerinin olduğunu öğrenecektim. Keçiborlu’daki madende öyle zengin bir ocak değildi. İspanya kükürt madeni zenginiydi ama son yıllarda rafineri yan ürünü olarak da elde edilebildiğinden Japonya örneğinde olduğu gibi hiç kükürt madeni olmamasına rağmen dünyanın en büyük ikinci üreticisi olmuştur.

Keçiborlu kükürt madenini 1900 yılında Hüseyin Kureyşi adında birinin çalıştırdığı,1914-1918 yılları arasında Almanların basit eritme yöntemiyle üretim yaptıkları biliniyor. Cumhuriyet kurulduktan sonra İtalyan ve Fransızlara üretim yetkisi verilmiş, bu yetki 1933’ de iptal edilerek, tesis 1934 yılında Sümerbank’a devredilmişti. Sanırım bu dönemde Ruslarla anlaşılarak Sümerbank fabrikaları usulündeki gibi üretim bantları ile sosyal tesisleri yaptırılmıştı.1944 yılına gelindiğinde o zaman yeni kurulan Etibank’a aktarılmıştır. Bu dönemde gerek mühendis ailelerinin gelişi ve gerekse yapılan sosyal faaliyetlerle ilçenin yüzü gülmeye başlamış, çevrede adından söz edilir olmuştu.

Keçiborlu kükürt işletmesi 125-175.000 Ton civarında kükürt elde ederken, ürün daha çok tarım gübresi yapımında kullanılmaktaydı.1995-1999 yılları arasında ülkemizde kükürt tüketiminin 154-221.000 Ton arasında tahmin ediliyordu. O zamanlar kükürt dünya piyasasında tonu 60-70 ABD doları arasında satılıyordu. Bu sebeplerden dolayı Keçiborlu kükürt işletmesi pahalı bir üretim metodu olarak anılmaya başlamıştı. Zaman içinde gittikçe fakirleşen madenin üretiminin tüketimi karşılayamaması ve pahalı üretim yapılması nedeniyle 1980’li yılların sonlarında kükürt işletmesinin kapatılması gündeme gelmişti.

Ancak kapatılmasına karar verilen kükürt madeninin yerine rehabilitasyon tedbirleri düşünülmesi gerekirken yalanlama yoluna gidildi. Örneğin Almanya’da büyük bir fabrika kapatılırken toplantı salonları yapılması, turizmin canlandırılması ve parklar yapılması gibi tedbirler alınarak yeni iş alanları oluşturulmaya çalışılıyordu. O gün için umut bağlanan politikacılarsa kapatanı kapatma yaparız türünden sloganlarla konuyu istismar etme yoluna gitmişlerdi. Bu arada hükümetin Bakanlar Kurulunda karara bağlanan, kalkınma planında kapanacak denilen tesisler için politikacılara inanıp, onlara bel bağlayıp bekleyen ilçe halkı ise resmen aldatılıyordu. Durumu anlayan teknik personel yavaş yavaş Emet, Seydişehir ve Bigadiç gibi tesislere tayin yaptırarak ilçeden ayrılmaya başlamışlardı. Kükürt işletmesi 1994 yılında tamamen kapatıldığında, madende bin iki yüz işçi ile iki yüz teknik personel çalışmaktaydı.

Kesinlikle kapanmayacak diye namus sözü verilen Keçiborlu kükürt işletmesi aniden kapanınca ilçe halkı tam bir şok yaşadı.  Büyük KİT’lerin olduğu yerlerde hazır iş, düzenli gelir nedeniyle görülen hazırcılık ve rehavet insanların girişimcilik anlayışını öldürdüğünden ilçe tam anlamıyla bir emekli şehri görüntüsüne bürünmüştü. Aldatılan ilçe halkı gönül verdiği, büyük bildiği devlet adamları tarafından aldatılmış olduğuna inanamıyordu. Bu zorlu süreçte ne politikacıları, nede yerel devlet görevlilerini yanında görememenin acısını yaşıyordu.

Bu gün Keçiborlu kükürt işletmesinin sahası ve tesisleri yeni kurulan SDÜ Meslek Yüksek Okuluna devredilmiştir. Keçiborlu halkı Türkiye’nin dört bir tarafından gelen gençler ile yaralarını sarmaya, kalkınma yarışına kaldığı yerden devam etmeye çalışmaktadır.

 
Toplam blog
: 85
: 54
Kayıt tarihi
: 25.07.20
 
 

herkese iyi günler dilerim,Isparta doğumluyum,  emekli öğretmenim.TDF Dağcılık eğitimi aldım.Doğayı..