Kel aylak sendromu...

Ben de bir emekli olduğum için emekli başsavcıların şu psikolojilerini daha iyi anlıyorum;bu ülkede belli mevkileri işgal eden adamlar emekliliği kaldıramıyor..

Hele de, ağzından çıkacak bir lafla, hükumetlerin kaderini belirleyen bir konumdan, köşesinde pinekleyen ihtiyar durumuna gelmek ve bunu kabullenmek kolay değil hiç..

Bu duruma neden "Kel aylak sendromu" dedim..Çünkü bu insanlar hem kel, hem de "aylak"..Yani bir meşgaleleri yok..

O zaman ne oluyor...Kendilerini tatmin için, hariçten gazel okumaya başlıyorlar..Üstelik bu "gazel" leri dinleniyor da bu ülkede.

Tutuyor birisi 367 sayısını buluyor, memleket kilitleniyor.Emekli biri için bu az "haz" mıdır..?

Veya yerli yersiz televizyon kanallarına çıkarılıp ahkam kesmelerine müsaade ediliyor.

Kel aylak sendromu ile söyledikleri de ülkede tartışma konusu oluyor..!

Amerikalılar, Avrupalılar bu sendromu aşmanın yollarını bulmuşlar;bu adamları ya yurtdışına elçi-melçi olarak gönderiyorlar ya da danışmanlık falan ayarlayıp oyalanmalarını sağlıyorlar.Üstelik onlardaki adamlar bizimkiler kadar hırslı da değil..

O zaman yapılacak şey belli;Şu emekli kel "aylak" larımıza acilen bir meşgale ayarlasın siyasiler..

Ayarlasınlar ki, ebedi emekliliğe kavuşmadan önce milleti, memleketi rahat bıraksınlar..

Ebedi emeklilik gelince, onlar da biz de rahata ereriz nasıl olsa..!