Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '13

 
Kategori
Sinema
 

Kelebeğin Rüyası- Şimdiden Sinema Klasiği

Kelebeğin Rüyası- Şimdiden Sinema Klasiği
 

Daha ilk günden klasikler arasına giren film


Bir sinema filmi düşünün. Pek işlenmeyen bir konu… Fevkalade bir senaryo… Oyuncular rollerinin hakkını layıkıyla vermiş; bu uğurda 15-20’şer kilo zayıflamış…  Anlattığı döneme ilişkin kostümler olağanüstü, sahneler müthiş, espriler düzeyli. Edebiyat, şiir ve tiyatro da var… Daha ne olsun?

Sene 1941, Zonguldak… Dünyada İkinci Cihan Savaşı, Türkiye’de Milli Şef dönemi. Halkevlerinin kültür ocağı olduğu, halk eğitimi için layıkıyla görev yaptığı zamanlar.

Biri telgraf idaresinde, diğeri maden şirketinde çalışan ve Şair Behçet Necatigil’in öğrencisi olan iki genç şair, şiirlerini Varlık Dergisi’ne göndermekte, ama dergi ellerine geçtiğinde hep aynı hayal kırıklığını yaşamaktadır. Şiirleri yine ciddiye alınıp yayınlamamıştır.

Bıkıp usanmadan şiir yazmaya devam etmekle yetinmezler, bir de tiyatro oyunu sahnelemeye soyunurlar. Oyunu öyle el yazısıyla yazmak işin şanına yakışmaz, genç şairlerden Muzaffer Tayyip (Kıvanç Tatlıtuğ) çalıştığı işyerinin daktilosunu izinsiz alır. Daktilonun başına hiç beklenmedik bir şey gelir ve maliyeti bir hayli ağır olur…

İşyerinin daktilosundan “verim” alamayan gençler, Behçet Necatigil’in kapısını çalar, onunkini ödünç isterler. Zavallı şair! O da çalıştığı okuldan almıştır, gençleri geri çevirir.

“Şiir yazmak için üç şeye ihtiyacınız var,” diye öğür verir, “Birincisi bir fikir, ikincisi daktilo, üçüncüsü de kâğıt.”

 Gençler hemen cevabı yapıştırır:

“Hocam sizde de sadece ilki var, yani fikir. Daktiloyu okuldan aldınız; kâğıtları da öğrencilerinizden.”

Bu güzel cevap üzerine Necatigil yelkenleri suya indirir, ödünç aldığı daktiloyu, ödünç vermeye razı olur. İşte o daktilo sayesinde şairler yeni şiirlere, tiyatro oyunlarına ve aşklara yelken açarlar.

Genç şairler, şiirlerini, hoşlandıkları kıza beğendirmek arzusundadır. İddiaya girerler. İddia anında şairlerden birinin sözleri şiire verdikleri değeri de göstermektedir:

“Kız benim şiirimi beğenirse, şiirden anlıyor demektir. Senin şiirini beğenirse, şiirden anlamıyordur. Şiirden anlamayan kızla benim işim olmaz, varsın senin olsun.”

Şair gençler veremden de mustariptir. Günümüzde kanser neyse, o dönemde de verem odur. Verem; şiirle, hele de aşkla birleşince sancısı daha da ağır olur…

Kelebeğin Rüyası zevkle izlenecek bir film. Fazla iddialı konuşmayı ve aşırı övgü yapmayı sevmem, ama bana göre şimdiden sinema klasikleri arasında yerini almıştır.

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 173
: 2173
Kayıt tarihi
: 03.10.07
 
 

1958 Trabzon doğumlu. Darüşşafaka Lisesi ve M.Ü. Siyasal Bilimler Fakültesi mezunu. Yazdığı kitapla..