Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '07

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Kelebeklerin Dili

Kelebeklerin Dili
 

İspanyol Sineması'nın başarılı yönetmenlerinden Jose Luis Cuerda'nın "La Lengua de Las Mariposas" (Kelebeklerin Dili) 1999 yapımı bir film. İspanyol İç Savaşı'nın başlamasından kısa bir süre önce yaşanan gerilimli günleri bir çocuğun gözünden aktaran, o dönemde yaşanan dramı gözler önüne seren çok çarpıcı bir yapım.

Kelebeğin Dili', filmini 28 Ekim Pazar günü sabahı Doğan grubunun sinema kanallarının birinde izledim ve oldukça etkilendim. Özellikle şiddetin dilinin egemen kılınmaya çalışıldığı, çocukların bile milliyetçi histeriden etkilendiği bugünlerde yaşananlardan rahatsız olan her akıl sahibinin bu filmi izlemesini isterim. Özellikle de yaşanan üzücü olayları bahane edip şiddet çığırtkanlığı yapan kimi medya mensuplarının bu filmi mutlaka izlemelerini ve bir kez daha düşünmelerini tavsiye ederim. Kimi zaman dalgalandırılan öfkenin kör kurşun gibi hedefsiz bir biçimde hepimizi vuracağını hesap etmemizi. Bugünlerde dışlayıcı kimi kelimelerin bazılarını nasıl rahatsız ettiğini iyi analiz etmemiz gerketiğini düşünmeliyiz. Aklı selime sahip her vatndaşımızın söylediği gibi: Lütfen biraz itidal, sağduyu ve akıl… Çünkü; bu üçüne çok ihtiyacımız var bugünlerde…

Ülke meselelerinden tekrar filmimize dönelim. Hani oldukça iddialı bir söz vardır "Anlatılan senin hikâyendir” diye, bu filmde küçük bir çocuğun gözüyle anlatılan da hepimizin öyküsü aslında…

İspanya İç Savaşı'nın hemen arifesinde başlıyor film ve Franko taraftarlarının cumhuriyetçileri toplamaya, avlamaya başladığı günlerde sona eriyor.

Filmin hikâyesi şöyle: Filmin kahramanı 8 yaşındaki Moncho, nam-ı diğer 'Serçe. Sekiz yaşındaki Moncho, okula başladığı gün, yaşlı öğretmeninden korkarak kaçar. Öğretmeni karşısında altına kaçırdığı için arkadaşları tarafından aşağılanmıştır çünkü... Fakat ertesi gün, öğretmeni küçük Moncho'yu kürsünün yanında oturtacak ve aralarında dostlukla pekişen bir ilişki başlayacaktır. Bahar gelince öğretmen sınıfını kırlara taşıyacak, Moncho'ya kuşların, bitkilerin, özellikle de kelebeklerin dilini öğretecektir.

Fakat bir süre sonra, Franko rejimi ülkeyi kasıp kavurmaya başlayacak, Cumhuriyetçiler'in Barcelona'daki yenilgisinden sonra küçük kasabanın sakin yaşantısı da bozulmaya başlayacaktır. Halkın "Yaşasın cumhuriyet" bağırışları, "Yaşasın İspanya" sloganına dönüşecek ve yaşananlardan küçük kasaba da payını alacaktır. Daha önceleri herkesin beraberce yaşadığı küçük kasaba artık ikiye bölünmüştür ve kasabanın her tarafında tutuklamalar başlar. Muncho’nun ailesi de cumhuriyetçidir; ama yaşananlardan sonra aile saf değiştirir. Evdeki tüm kitaplar, gazete ve dergiler yakılır. Filmin son sahnesi ise oldukça çarpıcıdır. Son sahne şu şekilde gelişir: Franko rejimi taraftarları Cumhuriyetçileri toplayarak imha etmeye götüreceklerdir. İmha edilecekler arasında kasabanın çocuklarını yıllar yılı okutan ve emeklilik töreninde kasaba halkına "Bu çocuklar bugün özgürlüğün tadına varamazsa siz hiçbir zaman özgür olamazsınız" diyen öğretmen de vardır.

Cumhuriyetçiler 'katiller', 'bozguncular' bağırışlarıyla bir kamyona bindirilirken küçük Moncho’nun annesi koruma içgüdüsü ve can korkusuyla çocuklarına ve eşine tutuklanan Cumhuriyetçilere karşı bağırmalarını, sövmelerini ister. Moncho ile öğretmeni göz göze gelir. Moncho öğretmenine kendisine öğretildiği gibi bağırmaya başlar. Tüm bu bağırmalar değil de öğretmeninin ona öğrettiği ve adı özgürlüğü çağrıştıran bir kuşun adıyla bağırması Öğretmenini derinden yaralar ve film de biter.

Film 'Kelebeğin Dili'ni öğrenemeyen Moncho’nun yani diğer adıyla 'Serçe'nin, 'şiddetin dili'ni öğrenmesi temasını ele alır. Filmde anlatılanlar ile ülkemizin yakın tarihinde yaşananlar o kadar birbirine benziyor ki insan izlerken tarihin tekerrürden ibaret olduğunu ve Avrupa’nın geçmişte çektiği kimi acıların halen bizim ülkemizde çekilmekte olduğunu anımsıyor.

Filmin sonunda Nazım’ın şu sözü hatırıma geliyor. “Ben düşmanımın hakkından gelirim, siz beni dostlarımdan koruyun” Filmde Cumhuriyetçilere taşları atanlar daha önceleri beraber oldukları insanlar… Tıpkı Pir Sultan’a dostunun gül atması gibi…

 
Toplam blog
: 46
: 2044
Kayıt tarihi
: 01.07.07
 
 

Edebiyat ilgi alanım... Şiir, kitaplar, denemeler ve lezzet durakları hakkında benim de bir çift ..