Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '08

 
Kategori
Dostluk
 

Kendi ateşiyle yananlardan mısınız?

Kendi ateşiyle yananlardan mısınız?
 

Kıssadan hisse kapılan kısa anlatılar vardır hani; Adamın biri ölmüş ve melekler karşılamış öbür tarafta. Cennete gitmeye hak kazandın demişler. Adam çok sevinmiş ama ricacı olmuş; “Bir kerecik cehennemi de görebilir miyim, çok merak ediyorum” diye. Kabul etmişler ve bir mekanda bulmuş kendini o anda. Etrafına bakınmış, göz alabildiğine yeşillik, güzel ağaçlar, berrak dereler akıyor filan. Çok şaşırmış tabi; meleklere dönmüş bu nasıl cehennem demiş, hani kaynar kazanlar, cayır cayır yanan ateşler? Melekler gülümsemiş bilgelikle ve cevap vermiş; cehenneme herkes kendi ateşini getirir, senin ise getirecek bir ateşin olmadığından böyle bir yer olarak görüyorsun cehennemi.

Bu çok ince düşünülmüş ve kurgulanmış kıssadan etkilenmemek zor elbette. Ben de dinleyince çok etkilendim ve üzerinde uzun uzun düşündüm. Fiziksel olarak öldükten sonra yaşayacaklarımız gerçekten böyle de yorumlanabilir ve üzerine saatlerce konuşulabilir. Ancak aynı durum yaşadığımız şu alemde de yok mu sizce? Kendi ateşlerimizle yakmıyor muyuz kendimizi? Çocukluğumuzdan beri kulaklarımıza çalınan “ilahi adalet” bu hayatta tecelli etmiyor mu?

Yalanlar, ayak kaydırmalar, hilebazlıklar, hainlikler, zulümler, ihanetler; tüm bunlar bizim ruh ve bedenimizden çıktığında, evrenin bilinmez ama bir o kadar mükemmel zamanlamasıyla hareket eden bir bumerang gibi dönmüyor mu tekrar bize?

Bir düşünün; bilerek ve isteyerek yaptığınız tüm yanlışların içinde bulmadınız mı günün birinde siz de kendinizi? Hayır diye cevap verenlere iyi düşünmelerini öneriyorum. Zira çoğu zaman yaşadığımız an bizi kendine o kadar tutsak eder ki geçmişi düşünmez, geleceği hayal edemeyiz.

Bize sunulan hayatın içinde yetişkin bir insan olduktan sonra, attığımız her adım, günün birinde dünyanın çevresini dönüp gelmek gibi başladığımız noktaya, kendimize ulaştırır bizi. Kimi zaman mutlulukla karşılarız kimi zaman acıyla bu uzun yoldan gelen, adına "kader" denileni. Ellerinde ateş saçan yıldırımlar da olabilir bize sunacağı, mis kokulu gonca güller de. Karar bizimdir ta baştan beri oysa. Tek yapmamız gereken ilk adımı atarken hırslarımızı değil, aklımızı ve yüreğimizi yol gösterici yapmaktır önümüz sıra.

 
Toplam blog
: 22
: 1664
Kayıt tarihi
: 14.10.06
 
 

Merhaba, Okumaya olan sevdam beni yazmaya yöneltti ve artık sevgili dostlarımın da yüreklendirmesiyl..