Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '12

 
Kategori
Kitap
 

Kendin olma özgürlüğü

Kendin olma özgürlüğü
 

KENDİN OLMA ÖZGÜRLÜĞÜ


Rönesans ressamları, dünyaca ünlü opera sanatçıları hakkında fikriniz olmayabilir. İslamiyet'ten önceki Türk Edebiyatı ya da Latin Müziği hakkında bir düşünceniz olmayabilir. Ortadoğu'daki sıcak gelişmlerle ilgli ya da Türkiye bilimde dünyanın neresinde söyleyecek birkaç kelimeniz olmayabilir.

Ancak herkesin çocuk eğitimiyle ilgli bir fikri vardır. Bu alanda eğitim alsın almasın, bir evlat sahibi olsun olmasın, çocuk psikolojsi ile ilgli bir kitap okusun okumasın: "Çocuk dediğin hayırı bilecek, çocuk dediğin çoçukluğunu yaşayacak" tarzında klişe cümleleri sarfetmeyecek birileri yoktur etrafımızda..

Osho'nun "Kendin Olma Özgürlüğü"  kitabını okumaya başaldığımda ilk hissetiğim duygu "Aykırılık" oldu. Evet  Osho kesinlikle aykırı bir insan.

1931-1990 yılları arasında yaşayan Hindistan doğumlu Osho'nun kendi yazdığı kitabı olmadığı, konuşma kayıtlarından düzenlenmiş ve kitap haline getirilmiş yayınları olduğu söyleniyor.

Osho kimilerine göre anarşist ruhlu bir yazar, kimilerine göre tabulaşmış düşünceleri yıkan bir aydın, kimilerine görede sadece mürid toplamak için hiç bir pskolojik ve bilisel dayanağı olmayan cinsellikle ilgli fikirler beyan eden bir insan.

Osho'nun çocuk eğitimiyle ilgili O' na katılmadığım bölümler olsada kitabı kapattığımda kendime söylediğim şuydu: " Koyun gibi bir toplumda yaşamak istemiyorsak; seçimlerde, zamlarda, adeletsizliklerde, hakkımız yendiğinde ; dimdik ayakta kalıp sesimizi çıkarmak istiyorsak Osho'ya kulak vermeliyiz.

"Hayır diyemeyen bir çocuğun hiçbir bütünlüğü yoktur ve hiçbirşeye hayır diyemeyen bir çocuğun eveti anlamsızdır." diyor Osho

İtiraz eden çocukları sevmeyiz. Konforumuz kaçar. Başımıza iş çıkarırlar. Yorulmak istemeyiz. Düzenimiz bozulsun istemeyiz. Üstelik erkek çocukları için  "efendi" kız çocukalrı için "hanım" kelimeleri çok değerlidir. Aileleri her daim takdir görür. Siz hiç gördünüz mü "Tebrik ederim sizi nasıl da hareketli kıpır kıpır bir çocuk yetiştirmişsiniz" diyen birilerini.

"Bir çocuğun gözlerinin içine bak. Bundan daha derin bir şey bulamazssın. Bir çocuğun gözleri dipsiz bir uçurumdur, onların dibi yoktur. Malesef toplumun onu mahvetme yönetemi sayesinde kısa süre sonra onun gözleri sığlaşacaktır. Katman katman koşullandırma yüzünden bu derinlik, bu muazzam derinlik kısa sürede kaybolmuş olacaktır".

Sizce de haklı değil mi Osho bu düşüncelerinde? Çocukları çok fazla koşullandırmıyor muyuz? Sürekli ne yapmaları ve ne yapmamaları gerektiğini hatırlatmıyor muyuz? Ellerini yıka! Yemeğini ye! Tırnaklarını kes!.. Hep bir hatırlatma ve uyarma silsilesi. Bırakalım bazan çocuklar yaşasın eylemlerinin ya da eylemsizliklerinin sonuçlarını..

Son sözümü yine kitaptan bir alıntıyla bitiriyorum.

"Hayat her an kıymetli bir yaratıcılık olmalı.. Ne yarattığın önemli değildir. Deniz kıyısında kumdan bir kale olabilir ama yaptığın şey ne olursa olsun senin neşenden ve coşkundan çıkmalıdır   "

 

  

 
Toplam blog
: 38
: 1229
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

1975 doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Okul Öncesi Eğitim bölümü mezunuyum. İzmir'de yaşıyorum. İlg..