Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Kendini Beğenmenin Cazibesi (nin Sonu)

Kendini Beğenmenin Cazibesi (nin Sonu)
 

Kendini beğenmenin dayanılmaz cazibesi (nin sonu)

Bir yazar bir dostuna rastlar, uzun süre ona kendinden söz eder; sonra şöyle der: ‘Hep kendimden söz ettim. Şimdi biraz da senden söz edelim. Son kitabımı nasıl buldun bakalım?

Sevginin ve Şiddetin Kaynağı adlı kitabın yazarı Alman psikiyatrist Eric Fromm, kitabının ‘Bireysel ve Toplumsal Narsisizm’ bölümünde, okurlarına yukarıdaki fıkrayı aktararak, bu kişinin hiç durmadan kendisiyle ilgilenen, başkalarına ancak kendisini yankıladıkları ölçüde ilgi duyan insanlara çok iyi bir örnek oluşturduğunu söyler. Bu insanları, narsisist (özsever) kişi olarak tanımlayan Fromm, narsisist kişilik yapısının nasıl oluştuğunu ve hangi davranışlarla dışavurulduğunu ayrıntılarıyla anlatır. Narsisizmi, ‘Hastalıklı’ ve ‘Tehlikesiz’ olarak iki türe ayırıp. hastalıklı narsisizmin belirtilerini aşağıdaki biçimde açıklar:

Kendisini ve kendisinin olan şeyleri aşırı değerli bulur. Onun fikirleri, onun bilgisi, onun evi, onun onuru, onun zekası, onun fiziksel gücü, onun mizah yeteneği, onun güzelliği. Bunlar, kişinin narsisizminin nesneleridir. Bir şey, ona ait olduğu için değerlidir. Kendi kendine yeten bir kişinin tüm belirtilerini gösterir. Boş sözler ettiği zaman bile kendini çok önemli bir şey söylemiş gibi hisseder. Başkalarının söylediklerini çoğunlukla dinlemez ya da onlara ilgi duymaz. Her türlü eleştiriye karşı aşırı alınganlık gösterir.

Narsisist yönü ne denli ağırlaşırsa, başarısızlığı ve başkalarından gelecek haklı eleştirileri o denli zor kabul edecektir. Eleştirilerin yerinde olduğunu, narsisizminden dolayı göremediği için bunu düşmanca bir saldırı olarak algılayacak ve o kişinin doğru bir yargıda bulanamayacak ölçüde eğitimsiz, yetersiz, duygusuz olduğuna inanarak bu inancını öfkeli bir biçimde ifade edecektir. Her şeye rağmen, kendine ve kendine ait olanlara verdiği aşırı değeri sürdürmek isteyen kişinin yapacağı şeylerden biri de, narsisist yönünü yüceltecek-onaylayacak kişiler bulmak olacaktır.

Narsisist kişinin fikrini, davranışını vb. onaylayacak birilerini bulma çabası, kesin kararlılık, yaptıklarından kuşkulanmama gibi özellikler olarak algılanabilir. Fakat bu durum, eleştirmenleri yok etme ve kendini kabul ettirebilme çabasından başka bir şey değildir. Eleştiriler giderek yoğunlaştığında ve kendisini dünyayla olan ilişkilerinin merkezi olacak biçimde geliştiremez bir duruma geldiğinde ise kendisini bekleyen son, ruhsal çöküntü olacaktır. Melankoli içinde, olağanüstü saydığı ‘Ben’ inden oluşan narsisist imgenin ölümüne yas tutacaktır.

Bir insanın kendine hayranlığının hastalıklı türünü ayrıntılarıyla açıklayan Eric Fromm, biyolojik olarak, yaşama iç güdüsü açısından insanın kendisine, başkalarına verdiğinden daha fazla önem vermek zorunda olduğunu da vurgular. Önemli olan, her insanda bulunan narsisist yönün belli sınırlar içinde tutulmasıdır.

Fromm’a göre, narsisizmin belli sınırlar içinde tutulabilmesi için, narsisizmin nesnesinin, kişinin kendi çabaları sonucu ortaya çıkmasıdır. Böylece kişinin kendi yapıtlarına, kendi başarılarına duyduğu aşırı ilgi, çalışma sürecine verdiği ilgi ile denetlenir. Bir marangoz, bilim adamı ya da çiftçi olarak yarattıklarından narsisist bir kıvanç duyabilir ama bunun çabaları sonucu elde edildiğinin farkına vardığı sürece, narsisizm sürekli denetlenerek, tehlikesiz olarak kalacaktır.

Fromm’un belirttiği gibi, her insanda var olan narsisizmi, hastalıklı biçimden tehlikesiz biçime dönüştürebilmek için belki de şu soruları kendi kendimize sorup, yanıtlarını açık yüreklilikle kabullenmek gerekiyor:

Başkaları, bizi onayladığı, değerlerimizi yücelttiği sürece mi önem kazanıyor?

Kendimize ve değerlerimize karşı yöneltilen eleştirileri, haklı olup olamayacağı yönünde samimiyetle sorguluyor muyuz?

Başkalarıyla, onların haklı eleştirilerini kabullenme yürekliliğini göstererek barış içinde bir arada yaşayabiliyor muyuz?

Ve her şeyden önemlisi, bir şeyi, elde edebilmek için çaba harcadıktan sonra, değerli görmemiz gerektiğinin farkında mıyız?


resim: www.dali-galery.com'dan

 
Toplam blog
: 27
: 1301
Kayıt tarihi
: 21.05.07
 
 

Üniversite öğretim görevlisi emeklisiyim. Ama hayattan emekli olmadım ya.  İletişim fakültesi rad..