Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kendini bilen kişi...

Kendini bilen kişi...
 

İnsan toplumsal şartlanmalardan kendini kurtarabildiği anda, iyi-kötü, güzel-çirkin veya doğru-yanlış zıtların çatışmalarından da kendini kurtarır ve bu kayıtların üzerinde yaşamaya başlar...


Kendini bilen kişi, ne yazı kış yapmaya çalışır...

Ne de kışı yaz haline getirmeye...

Bunun yerine her birinden ayrı ayrı zevk almaya çalışır...

Bunun gibi, kendini bilen kişi başkalarına göre üzüntü verici olan her hadiseden zevk almaya çalışır...

(Zevk alamayacağı olaylarda ibret vardır...RM)

Sevindirici olandan da elbette...

Halbuki, çevrelerinde egemen olmak isteyen kişiler, bu tabii seyirleri, kendi yücelikleri için basamak yaparlar ve kişinin karşılaştığı halleri bir ceza ve mükafat diye nitelendirerek karşılarındakileri bu yolla şartlandırırlar...

Onları bu şekilde arzuları ve çıkarları doğrultusunda sürüklemeye çalışırlar...

 
***


Kendini bilen ve gerçeğe vakıf olan kişi, her türlü olayı, sağ ayağının sol ayağının takip etmesi kadar doğal bir seyir içinde algılar...

Kendisini hiçbir olayın kaydı altına sokmayarak hayatını sürdürür... 

Bu durumda o kişi için ne imtihan diye bir şey kalır...

Ne ceza ne mükafat...

Artık o hadiselerin ve şartlanmaların üstündeki “özbenliğine” yönelmiş biridir...


***

İnsan toplumsal şartlanmalardan kendini kurtarabildiği anda, iyi-kötü, güzel-çirkin veya doğru-yanlış zıtların çatışmalarından da kendini kurtarır ve bu kayıtların üzerinde yaşamaya başlar...

Böylelikle kendisini üzecek, azaplandıracak, olayların üzerinde bir hayat sürer...

Bu yaşayış içinde varlığının müstakil bir birim olmayıp, tümel aklın oradaki bir aksettiricisi olduğunu da fark ederse, bu defa tümel aklın sahip olduğu şeylerin aynen kendi özünde de olduğunu anlar...

Bu yolda ilerledikçe kendi özünü bulmuş olur...”

Ahmet Hulusi’nin Evrensel Sırlar kitabından...

  

Bu makale, Vatan gazetesi yazarı Reha Muhtar’ın 16.05.2012 tarihli köşe yazısından alınmıştır.

Reha Muhtar, uzun bir tecrübenin nihayetinde gerçeklere eğilme ihtiyacını benimsemiş ve bunu samimi bir şekilde okurlarına yansıtarak, kalpleri fethetmeyi bilmiş nadide yazarlarımızdan biri.

İşin incelikli yanı, karşılık beklemeksizin bu sevdayı yaşıyor olmasıdır.

Sevgili Okurlar!

Bizler yenilenme çağındayız.

Herkes tecrübelerini tahlil etme ihtiyacını duymalı.

Çünkü evrensel bir mantığın inşa ettiği yeni bir proses alanıyla karşı karşıyayız.

Bu da bizi değişimin yeni bir türüyle karşı karşıya getiriyor. Bu felsefenin temel özelliği, eskiye meydan okuması ve her şeyi baştan aşağı yenilemeye çalışmasıdır.

Bilgi yönüyle konuşursak insan bu süreci yaşıyor ve yenileniyor.

Reha Muhtar gibi aklıselim sahibi yazarlar da buna yardımcı oluyor.

 Ahmed F. Yüksel

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..