Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kerim’ce güzellemeler -57–

Kerim’ce güzellemeler -57–
 

Herkesin bir plânı vardır. Herkes, planlamalar yapar. Bunu bilmeyen yoktur. Önemli olan yapılan plânların etkisinde kalmamak, ona göre tedbirli olmak, önlemler alabilmektir. İçimizde plân yapan sahtekârların ve istihbarat ajanlarının ve onlara çakan tutanların var olduğunu biliyoruz. Bunların nereden ne zaman harekete geçecekleri bilinmez. Her an tetikte, hazır beklemeliyiz. Çakallar, çıyanlar, ayılar, domuzlarla… her an beraber, iç içe yaşıyoruz. Bunlar dergi, gazete, gazeteci, TV, işadamı… gibi daha bir çok maskeyle, şeytan gibi içimizde dolaşırlar. Farkına varmaya çalışmalı, hata yapmadan, şaşkınlık yaşamadan, gayet sakin, sükûnetle karşılamalı ve suhuletle halletmeliyiz. Elbette plânların üstünde, plân yapan da vardır.

***

İnsan bir kere ölür, her gün çan çekişerek ölmenin bir manası yoktur.

Nerden incelmişse, oradan kopsun. Var mı başka izahatı!

***

Yol uzun, yolcular yorgun, yağmur usul usul yağar. Dağlar, Tepeler aşılır, bir garip olur yüreğim, kıpır kıpır… Sevdalar geride kalırken, özlemler az ileride… Kahrını çeker, yılan gibi kıvrılmış yollar. Menzili belli, visale birkaç adım…. Ha gayret, birkaç adım daha... Şunun şurasında ne kaldı ki, nihai hedefe….

***

Kurtarıcı olarak birilerine bağlanmamız gerektiği söylendi.

Bağladılar da…

Bencil olduk, isyankar olduk, günahkar olduk…

Yenildik insana, dünyaya ve içindekilere…

Yenildik  dostum!..

***

Hal ile hemhal olmak, hal ile hâllenmek!

İnsanların halden anlamak dedikleri var ya!

Hani insanın yaşadığı haller üzere onların halinden anlamak olsa gerek!

Yani cenaze girmeyen ev, ölüm nedir bilmez ya da aklına gelmez,

Yani diş ağrısı, baş ağrısı, kulak ağrısı, herhangi bir yerinin kırılması… adı her ne olursa olsun, acıyı çekmeyen bilmez,

Yani Nasrettin Hoca misalinde olduğu gibi; “bana damdan düşen birini bulun, getirin!” demesi gibi sanırım.

* **

Adam yolda hızlı adımlarla ilerlerken kendi kendine konuşuyordu. Aslında ne dediği de pek anlaşılmıyordu. Bazen anında bağırıyor; “Rahat yok dünyada evladım, rahat yok”  diyordu. Dayanamayarak sordum;

“Hayırdır amca, ne diyorsun?

Ne oldu?

Ne demek istiyorsun?

Sıkıntın nedir?

Dünyada kim rahat etmiş ki sen rahatlık arıyorsun?

Hem neyini yitirdin de ne arıyorsun?”dediğim de:

“Ah sorma oğul, Vallahi çaresizim, her şey sanki düşman oldu bana, hep yan gözle bakıyorlar, elimden tutanım yok, dünya vefasız, yaşayanlar vefasız...”dedi.

“Tamam, amca biz imtihan dünyasında değil miyiz, hem biz bu rahat etmek için gönderilmedik ki!” deyince; “ kusura bakma oğul, tövbe, tövbe, bir daha şikâyet etmeyeceğim!”dedi ve yine homurdanarak yürümesine devam edip, gözden kayboldu. 

***

Bazıları, bazılarının yanında, bazılarını kötülemesi, olumsuz anlamda eleştirmesi; olsa olsa bağnazlıktan aymazlıktan başka bir şey olmaz/olamaz. Günümüzde bazıları olmadık şaklabanlıklar yaparak, topluma mal olmuş, dürüst, mert, sağlam insanları kötülemeye çalışıyorlar.  İnsanların takındıkları maskelerinin altında ki yüzleri, yüzlerle ifade edilince, kendilerine çok sıradan geliyor. Birilerinin birleri hakkında söyleyecekleri varsa, mertçe, erkekçe, açık yüreklilikle yüzüne karşı söylemelidir. Bazı insanlar, bunu fevkalade, fevkinin de fevkinde, çok güzel başarıyorlar.

***

Camide namaz kılarken, önümde Suriyeli, sağımda, Fildişi Sahillerinden ve solumda da Nijerya’dan birer kişi vardı. İşte mensubu olduğumuz dinin ve sahibi olduğumuz inancın gücü, kuvveti, birleştirici yüzü ve bütünleştirici, o güzel ve muhteşem yönü. Bu tablodan etkilenememek mümkün mü? Şükürler olsun ki, böyle bir dine ve imana sahibiz.

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..