Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '17

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Keşke

Keşke
 

keşke, başarı, mutluluk, ölüm, yaşam


Hepimizin bildiği gibi reklam sektörü bilinçli olarak güvensizliklerimizle oynayacak şekilde tasarlanmıştır. Reklamla neyin satıldığı önemli değildir ama her satılan da bize mutluluk vaad edilir. Bu mutluluk nemenem bişeyse evde, arabada, peynirde, çikolatada, saatte, uçakta , çantada, ayakkabıda, elbisede, bilgisayarımızda, telefonumuzda her yerde ama her yerde gizli. Tevekkeli alıyor, alıyor bir türlü bulamıyoruz bu mutluluğu, saklambaç oynuyor bizimle. Ya ordadır ya burda derken hoop bi şey daha alıyoruz. Evet sürekli alıyoruz çünkü satılanlardan bizde bir tane edinmezsek bize eksik ve yetersiz olacağımıza dair mesajlar veriliyor. Biz de bu mesajları da çoook net  alıyoruz. Teknoloji ile birlikte sevgiyi de followerlarımızla, likelarımızla ölçer olduk. Mutluymuşuz gibi sürekli sosyal medyada paylaşımlarda bulunuyor, like sayımız çoğaldıkça seviliyormuşuz gibi el çırpıyoruz. Aslında bu komediye topyekün alışmaya başlamışken içimi çok acıtan bir araştırmaya sonucuna rastladım. Dorinsight firmasının yaptığı araştırmada  soru şu ;
 
Seçim sanşı elinizde olsaydı hangisini seçerdiniz ?
 
A) Aile ve toplum gözünde BAŞARILI olarak nitelendiriliyorsunuz ancak kendi içinizde MUTLU DEĞİLSİNİZ.
 
B) Aile ve toplum gözünde BAŞARISIZ ( zavallı ) nitelendiriliyorsunuz ancak kendi içinizde MUTLUSUNUZ.
 
Araştırmada toplumum her kesiminden insana yer veriliyor öğrenci, yeni işe başlayan, ev kadını, beyaz yakalı kariyer sahibi çalışanlar, girişimci. Herbirimizin kendi normlarına göre başarı ve mutluluk tanımı var elbet ve her birimiz kendi tanımlarımızdaki mutluluk ve başarıyı yakalayabilmenin, yaşayabilmenin peşinde koşarız.
 
Lakin araştırma sonuçları diyor ki, İnsanların %58 ‘i mutsuzluğa razı evet evet yanlış duymadınız mutsuzluğa razı yeter ki insanların gözünde başarılı görünebilsinler.
 
Başarı algımızın neredeyse satın alma gücümüze eşdeğer olmaya başladığı toplum yapısında bu araştırma sonucuna neden bu kadar şaşırdığıma ben de şaşırıyorum aslında. Bir daha düşünelim lütfen hatta mümkünse sık sık düşünelim bu konuyu her saniye  milyarlarca kez mutluluk vaadinin satıldığı bir dünya bizi gerçekten mutlu eden ne ?
 
İnsanların bizim hakkındaki düşünceleri mi, satın alabilme gücümüz mü, sahip olma duygusu mu ?
 
Diğer taraftan dünyanın öteki ucunda başka bir kadın uzun yıllar yoğun bakım hemşireliği yapıyor. Yoğun bakım yani ölümün eşiğine kadar gelmiş insanlar. Kimileri yaşlı kimileri genç ortak noktaları Azrail ile selamlaşmaları.
 
Bonnie Ware ölmek üzere olan bu hastaların pişmanlıklarını dinler yıllar boyu ve bu araştırmanlarının sonunda en sık tekrarlanan 5 pişmanlığı kaleme alır.
 
The top five regrets of Dying ( Bonnie Ware )
 
1 - KEŞKE kendi hayatımı yaşama cesareti gösterseydim
 
2- Keşke o kadar çok çalışmasaydım
 
3- Keşke arkadaşlarıma daha çok vakit ayırsaydım
 
4- Keşke duygularımı açıklamayabilseydim
 
5-Keşke daha mutlu olmama izin verseydim. Hiçbir maddi değerin olmadığı bu beş pişmanlık birkez daha düşünmemize vesile olur diye düşünüyorum. 7/24 satın alabilme gücü için çalışır üzerine satın alabildiklerimizin tadını bile çıkartamadan koşturmaya devam ederken neleri ıskalıyoruz acaba ?
 
Haydi hep beraber KEŞKE siz günler için kolları sıvayalım ve an itibari ile KEŞKE demeyeceğimiz bir yaşamı yaşayabilmek için atacağımız ilk adımı atalım.
 
Toplam blog
: 36
: 195
Kayıt tarihi
: 26.03.14
 
 

Selam.. Bir parça ANNE'yim ben  sonra  bir parça iş kadını, bir parça ev kadını , bir parça  eş ,..