Keyfette hoşe

Ben, bu ergenekon davasına, başından beri inanmamıştım, hala da inanmıyorum ve gülüyorum. Ben gülüyorum ama, haksız yere tutuklanıp, aylardır hapis yatan, onca insanın durumu aklıma gelince, güldüğüm için utanıyorum. Kendime kızıyorum. Bu kadar mantıksız ve düzmece iddialar ile, bir dava nasıl açılır, anlamıyorum. Koca adamlar, darbe yapacaklar. Belge ve planları, orta yerde bırakıp, her şeyi de bilgisayara kaydedecekler. Darbe için yeni elemanları, alenen davet edip, darbe yapacaklarını anlatıp, bize katıl teklifi yapıyorlar. Kabul eden ediyor, Kabul etmeyen, rahatça çekip gidiyor. Türkiye Cumhuriyetinin savcıları ve hakimleri de, bunlara itibar ediyorlar. Bu konuda, başka bir şey söylemek istemiyorum. Bu güne kadar, darbe yapan, darbeye katılan, bunca insan varken, ve onlar rahatça hayatlarını yaşarken, var sayımlarla, bu kadar insanın, tutklanıp, yargılanması, bana göre, bir hukuk ayıbıdır. İnsanlık ayıbıdır. Bu toplum, bu kadar ayıpla, daha ne kadar yaşar, bilen var mı?

Demokratik açılım diye ortaya çıkan, ve toplumu parçalanmanın eşiğine getiren, bir politika ve böyle bir politikayı, allayıp pullayarak sunan, politikacılar, bize mahsustur, sadece ve sadece, bizde bulunur. Bütün dünyanın, terör örgütü diye kabul ettiğine, halk kahramınları, gerilla diyip, terörist başı, bebek katilinin önünde secdeye kapanan, bir siyasi parti ve mensupları da, bize mahsustur, sadece ve sadece bizde bulunur. Hasbel kader, TBMM ne girmeyi başarmış, 21 millet vekili, tüm insanlarımızın vekili olduklarını unutmuş, terörü ve teröristi, açıkça destekliyorlar ve devleti de, terörle tehdit ediyorlar. Partiyi kapatırsanız, dağa çıkarız diyorlar. Böyle bir demokrasi, böyle bir siyasi parti, böyle milletvekilleri, bize mahsustur. Sadece ve sadece bizde bulunur.

Şimdi, bu gün, teröriste halk kahramanı, gerilla diyenlere soruyorum. Yedi genç adamın, haince pusuya düşürülüp, katledilmesinden, mutlu musunuz. Keyfiniz yerinde mi? Sizin diliniz ile, "keyfette hoşe" Dağa çıkmanıza gerek kalmadı. Dağı buraya indirdiniz. Buyurun çıkın. Çıkın hadi. Ama düşünüyorum da, dağlarımıza yazık oluyor, Kekik ve sümbül kokulu dağlarımıza. Dağlarımızı kirletmeye hakkınız yok. Siz dağa bile yakışmazsınız.

Benim düşünceme göre, PKK sorunu ve belası, demokrasi ile çözümlenemez. Birileri, nasıl ki, "demokrasiyi, amaç değil, araç olarak görmüş ise, " PKK da araç olarak kullanmaktadır. PKK belasından kurtulmak, anladıkları dilden, konuşmakla, yani silahla mümkündür. Güçlü bir diplamasi ile, Avrupa desteğinin bitirilmesiile mümkündür. Devlet, Teröriste, dağda çocukları bulunanlara, bir süre tanımalı. Silahı bırakıp inenler, af edilmeli, bu süre sonunda, nerde olursa olsun, PKK silahla bitirilmelidir, İster içeride, ister dışarıda. İster Kandilde, ister Kuzey Irak da. Nerede olursa olsun.