Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '13

 
Kategori
Sosyoloji
 

Kıbrıs Barış Harekatının 37'inci yılı kutlu olsun

 

İngiltere,Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüğünde Türk ve Rum halklarının ortak eşitliğine dayalı olarak kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, RUM, Makarios Cumhurbaşkanı, TÜRK; Dr. Fazıl Küçük ise Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine seçilmişlerdi.
 
1963 yılından itibaren Rumların sistemli olarak silahlı saldırıları başladı. Kıbrıs Türkleri’ni ülke yönetiminden uzaklaştırmak için yapılan  bu baskılar ve bu baskıların giderek eyleme dönüşmesi, Türkler’e saldırıların başlatılması, Kıbrıs’ta yaşayan Türkler’i hayatlarından bıktırmıştı.
 
1963-1974 yılları arsında; ENEOSİS’i gerçekleştirme, Rumların, adayı Yunanistan’a bağlama hedefine ulaşmak için Türkler’e uygulanan ambargolar artmıştı. Kıbrıs Türk halkı sıkıştırıla sıkıştırıla Kıbrıs Adası’nın % 3’lük bir bölümüne hapsedilmişti. 
 
20 Temmuz 1974, Türkiye Cumhuriyeti aldığı bir kararla Kıbrıs’a BARIŞ HAREKATINA başlandı. Bu harekatla Türkiye Kıbrıs Türk Halkını kesin bir soykırımdan kurtarmıştır.
 
Bugün, 37. yıl dönümünü kutladığımız KIBRIS BARIŞ HAREKATI ile “KIBRIS TÜRK HALKI” hür ve bağımsız olarak, yoluna devam etmektedir. 
 
20 Temmuz 2011 bugün, Kıbrıs Türk’ü için  “BARIŞ ve ÖZGÜRLÜK BAYRAMI” dır. Bu bayram hepimize kutlu olsun.
 
KIBRIS’TA GEÇENLER
 
1821’de Helenizm hortlamış, Osmanlının adalarında, yavaş yavaş isyanlar patlamıştır. Mora’da çıkan isyanda 60 bin Türk’ü katledilmiş, Osmanlıdan koparak Mora bağımsızlığını ilan etmiştir. Mora’da kale içerisinde yaşayan on bin Türk’ü hiçbirisi canlı bırakılmamak kaydıyla, oradakilerce hunharca katledilmiştir. Diğer adalara da sirayet eden bu başıboşlukta,  Kıbrıs adasında da isyanlar çıkmış; fakat burada bulunan Osmanlı Valisi Küçük Mehmet, elebaşları üç papazı, idam ettirerek isyanı bastırmayı başarabilmişti.
 
1977-1878 Osmanlı Rus Savaşı sırasında Kıbrıs’ta gözü olan İngilizler, güya ticaret gemilerinin serbest geçişlerinin sağlanamadığını ve buralarda rahat ticaret yapamadıklarını ileri sürerek Kıbrıs adasını Osmanlıdan kiraladılar. İşte Osmanlının yaptığı bu en büyük yanlışla Kıbrıslı Türklerin de çilesi başladı.
 
Buraya ayak basan İngilizler zaman içerisinde Kıbrıs’ta egemen güç haline geldi. Böylece adada iki düşman kazanan Kıbrıslı Türkler’e ada zindan haline geldi.
 
1963 yılından 1974 Barış Harekatı’na kadar Kıbrıslı Türkler’in çektikleri bin bir acı ve zulme son verilmiş ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.
 
Savaşa savaşa bugünlere kadar gelen Kıbrıs Türk Halkı, bugün mutluluk, refah ve huzuru Türkiye sayesinde yakalamıştır.
 
İş bitmemiştir. Kıbrıs kalkınmaktan yoksun kalmıştır. İnsanların çalışmalarına engel olan geçmişteki baskılar, hava sıcaklığı ve buradaki insanların gevşeklik ve biraz uyuşukluk hali ülkeyi geri bırakmakta, dolayısı bu veya benzeri alışkanlıklar sebebiyle çalışma azmi ve mesaisi zaafa uğramıştır.
 
Kıbrıs Rum ve Türk Halklarının birbirlerine giriş çıkışları bugün itibari ile serbest olarak devam etmektedir. Arada sınır sayılabilecek şehir içinde güvenlik güçleri olsa bile kimliklerini gösterebilenler karşılıklı geçişler yapabilmektedirler.  Bu geçişlerde kimse kimseye garip ve düşmanca bakmamakta, tamamen Serbest olarak  ve güven içerisinde birbirleri ile şakalaşmakta alışveriş yerlerinden ihtiyaçlarını gidermekte ve yine oturdukları bölgelere dönebilmektedirler.
 
Uzaklarda bulunan büyük alışveriş mekanları, plajlar yine öyledir ve çok güvenli olarak birbirleri ile aynı yerde plajlarda yüzebilmekte, park ve bahçelerde birlikte piknik yapabilmektedirler. Halklar arasında problem yoktur. Düşmanlık da yoktur; öyleyse :
 
Kıbrıs’ta Acilen Şunlar Yapılmalıdır:
 
1) Kıbrıs’ta boş arazilere gönüllülük ilkesine bağlı olarak veya olmayacaksa mecburî iskan yoluyla Türkiye’den yaklaşık 100.000 aile yerleştirilmelidir.
 
2) Öncelikle iş ve çalışma zamanları kesin olarak ayarlanmalıdır. Bugün Kıbrıs’ta çalışma saati sıcaklık bahanesi ile yerine oturmamış gözükmektedir. Türkiye’deki çalışma saatine benzer bir sisteme geçilmelidir. İşyerleri de bu kurala uymalıdır.
 
3) Trafik sistemi ve araçların sağdan olan direksiyonları Kıbrıs’ın tamamında Türkiye ve dünya standartlarındaki gibi olmalıdır.
 
4) Kıtaların ötesindeki mesafelerden gelerek bizden kiraladığı KIBRIS’ı İngilizler gerçek sahiplerine teslim etmek üzere, tamamen el çektirilmelidir.
 
5) Siyasilerin bu Halkların dostlularını pekiştirecek ORTAK PROBLERİ görmesi ve ortadan kaldırarak TEK KIBRIS üzerinde birleşmeleri gerekmektedir.
 
6 ) Şimdilik Kıbrıs Rum ve Türk Kesiminden seçilecek bir komisyona bırakılması gereken yönetimin başında, Türkiye’den bir başkan bulundurulmalıdır. Bu olağanüstü bir vali olabilir. On yıl sonra yapılacak bir seçim sonrasında Kıbrıs halkı kendi yöneticisini seçmelidir.
 
7 ) Şimdilik Kıbrıs Rum ve Türk Kesiminden seçilecek bir komisyona bırakılması gereken yönetimin başında, Türkiye’den bir başkan bulundurulmalıdır. Bu olağanüstü bir vali olabilir.
 
8) Kıbrıs Türkiye’nin karadan ve denizden parçasıdır. İhtimallere bırakılmayacak kadar önemlidir.
 
9 ) Magosa’da bulunan ve otuz yedi yıldır kaderine terk edilen MARAŞ BÖLGESİ açılarak karşılıksız olarak Türkiye’den gelecek iş adamları ve ailelerin hizmetine açılarak tapuları dağıtılmalıdır.
 
10 ) Çekinerek, “Kim ne der?!..”  düşüncesi ve zamana bırakılarak bu önemli işler halledilemez.  İstenilen gerçekleştirilir, çözüm olmazsa, çözümü zamana bırakılır...
 
Kıbrıs Türk Halkının, barış içerisinde geçirdiği bu otuz yedi yılı kutluyor ve nice güzel gelecekler diliyorum.
 
Abdullah Çağrı ELGÜN
 
cagrielgun@hotmail.com
 
Toplam blog
: 65
: 503
Kayıt tarihi
: 27.09.10
 
 

Abdullah (Çağrı) ELGÜN HAYATI HAKKINDA BİLGİLER Kayseri’de dünyaya geldi. Kayseri Atatürk İlkokul..