Kıdem tazminatı kaldırılmamalıdır!

Hükümet, istihdam yaratmadaki başarısızlığını bir ölçüde telafi etmek için kıdem tazminatını kaldırmaya hazırlanıyormuş. Bu eğer doğruysa ve gerçekleştirilirse, emeğin kazanılmış haklarına çok ağır yeni bir darbe vurulmakla kalmaz, iş barışı bozulabilir ve Türkiye çağdaş sosyal güvenlik uygulamarının en temellerinden birinden yoksun kalabilir.

Gelişmiş ülkelerde eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik ile ilgili temel haklar iktidardan iktidara değişmez. Anayasal anlamda kalıcılık kazanmıştır. O nedenle de sosyal devlet doğumdan ölüme vatandaşlarına insanca yaşamın bir vasatını sağlamıştır. Biz de son yıllarda işsizlik sigortası ve iş güvencesi gibi uygulamalar aksak da eksik de olsa yürürlüğe girdi. Bunları geliştireceğimize, bu hakları kısmaya kalkmak, sadaka anlayışına muhtaç olmayı getirir.

Son olarak gündeme getirilen ve adına "reform" denilen Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nda da emeklilik için prim gün ödeme sayısı artırılmakta, dahası, sağlık hizmetleri parasal karşılığa bağlanmakta ve tarımda ya da küçük iş alanlarında çalışanların güvenceye alınması aranılacağına, sistemi fonlamayan kapsam dışına çıkarılırken, özel fonlarda adeta paralel bir düzen mantığıyla başıboş bırakılmış olmaktadır.

Bu olup bitenleri Türkiye'ye reva görmeye kimsenin hakkı yoktur, olamaz! Aklı başında işverenler bile "bu kadarına pes" demektedirler. İktidara yakın kimi çevrelerin ekonomiyi okuma ve yorumlama tarzları sosyal alandaki anlayışlarıyla örtüşebilir. Ancak bu tercihlerini kendi koopertaiflerinde veya eş dost çevrelerinde uygulayabilirler. Türkiye, karalama tahtası değildir.