Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '12

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

Kıdem tazminatı

Son günlerde iş hayatıyla ilgili pek çok kanuni düzenleme gündeme gelmekte, bunların başında da yakın bir gelecekte yürürlüğe girecek olan Yeni Türk Ticaret Kanunu olacak.

Kanunun yürürlüğe girmesi tabiki tek başına yeterli olmayacak, bunu destekleyen uygulamalarda düzenleme kapsamına alındı. Bunların başında da Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın son günlerde sık sık dile getirdiği kıdem tazminatı düzenlemesi bulunmakta.

Düzenlemenin içeriği çok basit ve mantıklı çalışanların kıdem tazminatları oluşturulacak Kıdem Tazminatı Fonu’na aktarılacak, herkes şahsına ait şifresiyle bir web sitesi aracılığıyla –SGK sitesindeki sigorta dökümleri gibi- biriken tazminatını takip edecek ve her ne sebeple olursa olsun işinden ayrıldığında buradaki parasını devletten gelip alacak.

Şu anki uygulamaya bakacak olursak. Kıdem tazminatı çalışan ile işveren arasında gizli bir tehdit aracı olarak kullanılmakta. Bu nasıl olmakta kısaca bakalım:

Her ne kadar kurumsallık lafını ağızlarından düşürmeseler de şirketlerimizin yüzde doksan sekiz gibi büyük bir oranı aile şirketi ve bu ailenin büyükleri tarafından kurulup yönetilmekte. Dolayısıyla da personel kavramı bu tip şirketler için masraf anlamına gelmekte. Hele hele üç yıl gibi bir süre çalışmış eleman tazminatıyla birlikte şirkete büyük maliyet olarak görülmekte ve bu elemanlar ufak ufak rahatsız edilerek kendi istekleri ile tazminatlarını almadan şirketten gitmeleri sağlanmaya çalışılmakta.

Personel açısından baktığımızda, şirkette beş yıldan fazla çalışmış bir eleman “içeride tazminatım var nasıl olsa onu ödemeden beni çıkaramazlar” mantığıyla eski performansını göstermemeye başlamakta.

Bazen de tazminat çıkar kapısı olarak kullanılmakta. Nasıl mı? Diyelim ki işyerinizden ayrılmak istiyorsunuz ve istifa etmeniz durumunda tazminat hakkınız yanacak. Müdürünüz veya sizden sorumlu olan kimse onunla anlaşıp kendinizi işten attırıp tazminatınızın bir kısmını müdürünüze vererek huzurla yeni işyerinize gidebiliyorsunuz. Böyle olaylara bizzat hayretler içerisinde şahit olduğumu belirtmek isterim.

Yukarıda bahsettiğim bu ve bunlara benzer durumlarda zarar gören tek bir taraf var o da işletmenin kendisi.

Kendi geçen yirmi yıllık iş tecrübeme baktığımda pek çok şirkette çalışmış olmama rağmen sadece askerlik için ayrıldığım zaman tazminatımı aldığımı belirtmek isterim.

Oluşturulacak fona gelince konuyla ilgili olarak konuştuğum çevrelerde pek te heyecan yaratmadığı fikrine kapıldım. Nedenine gelince ülkemizde devlet tarafından fon adı altında oluşturulan uygulamalarda fonda biriken paralar bir müddet sonra birilerinin ağızlarını sulandırmakta ve ufaktan ufaktan kaynak aktarımı adı altında içerisi boşaltılmakta. Paraya gerçekten ihtiyaç olduğu zaman da boş kasalar gösterilerek napalım denmekte ve hak sahiplerine sus payı denecek kadar az bir ödeme yapılmakta.

Bunun en güzel örneğini halkımız yine güzel bir amaca hizmet etmesi için oluşturulmuş Konut Edindirme Yardımı (KEY) adı altında toplanan paralarda yaşadı. Yıllarca maaşlardan kesilen paralar çeşitli bahanelerle uzunca bir zaman diliminde çerez parası olarak dağıtıldı.

Durum böyle olunca çıkacak kanunun ve oluşturulacak fonda birikecek paraları da şirket sahipleri kendilerinden alınmış, çalışanlar da patron yerine devletin üzerine oturacağı para olarak görmekte.

Şimdi oluşturulacak Kıdem Tazminatı Fonunun, Kurumsal Yönetim İlkelerinin “açıklık ve hesap verebilirlik” ilkelerine göre oluşturulması ve yönetilmesi, hem şirketleri ve çalışanları güvence altına alacak hem de geçmişten gelen fonların çıkar kapısı olarak görülmesi önyargısını engelleyecektir.

twitter : @faikerdogan

 
Toplam blog
: 17
: 399
Kayıt tarihi
: 04.05.12
 
 

Okur-Yazar Sigortacı www.ekomanset.com editörü www.acikogretimonline.com editörü ..