Kılıçdaroğlu, biz arkadaşlarımızı satmayız, dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin beklenen kararını açıkladı:

“Halkın seçtiği milletvekillerinin yemin etmesine izin vermeyen anti demokratik unsurların parçası olmayacağız. Arkadaşlarımız yemin etmeyene kadar biz CHP'li diğer vekiller de yemin etmeyeceğiz.”

Kılıçdaroğlu, son sözü söylemeden önce, önemli saptamalar da yaptı:

“Mahkum olmamış, seçilme engeli bulunmayan YSK'den seçimden vekil olabilirler denilmiş ve mazbatalarını almış bütün arkadaşlarımızın yemin etme haklarının gasp edilmesine karşı çıkıyoruz.”

“Önüne geleni tutuklayan yargı anlayışına hayır diyoruz. Demokrasiye olan inancımız gereği olarak, başka aday bulamadınız mı diyenlere soruyoruz? Hangi Erdoğan konuşuyor: Milli iradeye karşı çıkan Erdoğan mı, milli iradeye sahip çıkan Erdoğan mı konuşuyor?”

"Önüne geleni 3 satırlık bir gerekçeyle tutuklayan ancak, tahliye etmemek için 9 sayfa gerekçe yazan yargı anlayışına ’hayır’ diyoruz. Hiçbir kimsenin masumiyet karinesinin dışında düşünülmemesini, adil yargılama hakkının ihlal edilmemesini istiyoruz."

*****

Kılıçdaroğlu’nun aldığı alkışlar, İlhan Cihaner’in onaylamasından da anlıyoruz ki, CHP’li milletvekillerinden “çatlak ses” çıkmamıştır.

CHP’nin bu tavrına AKP’nin tepki göstermesini olağan karşılayabiliriz. Ancak, AKP’lilerin “yavru muhalefet” diye niteledikleri, “kuzu muhalefet” demenin daha doğru olduğunu düşündüğümüz MHP’nin tavrı ilginç.

İlginç olan, tutuklu milletvekili olmasına karşın, MHP’nin yemin edecek olması değil, CHP’nin yemin etmemesini kınamasıdır.

Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, CHP’nin tavrı için, "Yemin etmemek Meclis'i boykottur. CHP'ye yakışmıyor." diyor. Bunu derken de, gördüğünü anlamıyor, "boykot"a yanlış bir anlam yüklüyor.

Şandır ve onun gibiler, Kılıçdaroğlu’nun “Biz arkadaşlarımızı satmayız!” demesi üzerinde düşünmelidir.

****

MHP’nin CHP’ye yönelik, AKP’ye şirin görünme tavrı, bir yalpalanmanın belirtisidir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi, unutuldu mu sanıyorlar?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uzlaşma kapısını sonuna kadar açmasına karşın, MHP’nin ne yaptığını söylemeye gerek var mı?

MHP, kendi hakkını bile savunmaktan geri duruyor; söylenenler, “laf”tan öteye gitmiyor.

Biliyoruz ki, “laf”la, “eylem” arasındaki uygunluk olmayınca, güven de kalmaz.

*****

CHP’nin, Genel Kurul’da bulunmasına karşın yemin etmemesi doğru mudur?

Bu soruya, “kraldan çok kralcı”lar, “ezeli düşmanlar”, arkadaşlarını bile savunamayanlar, güçlüden yana olmayı yaşam felsefesi yapanlar değil, CHP’ye oy verenler vermelidir.

Doğrusu da budur; bu"doğru"nun içinde yer alanlar inandırıcı olur ancak.

Ben CHP’nin tavrını doğru buluyor, onaylıyorum.

*Kılıçdaroğlu'nun açıklama metni

TURGUT ÇELİK/ Mersin