Kılıçdaroğlu'nun başarısı CHP'nin başarısızlığıdır

Peki, ne oldu? Hani Kurultay isteniyordu… Olağanüstü Kurultay dendi… Onca  Genel Başkan adayı ortaya çıktı… Yalancı pehlivanlar gibi ortada dolaştılar.

 

Ondan sonra hesap ettiler, kitap ettiler, Kılıçdaroğlu ile baş edilemeyeceğini anladılar ve VAZGEÇTİLER..

 

Hani Yalova’lı Muharrem İnce Pehlivan.. Her Kurultay’dan önce kalkıp “var mı bana yan bakan” edasıyla ortalarda dolaşan; ondan sonra delegelerden umut göremeyince, yalancı pehlivan gibi Kılıçdaroğlu’nun yanına gidip hulus çeken …

 

Nerede genç arkadaşımız Umut Oran… O da vazgeçti…

 

Nerede Mustafa Balbay, Metin Fevzioğlu, Tuncay Özkan… 

 

Kılıçdaroğlu tümünü iyimserlikle karşıladı, tümünün elini sıktı.. Ağzından hiç bir zaman olumsuz bir söz çıkmadı. Halis bir beyefendi olduğunu her zaman gösterdi.

 

CHP’nin 35.olağan Genel Kurultayı 17-18.Ocak.2016 tarihleri arasında, Ankara Spor salonu’nda 1275 delegenin katılımıyla gerçekleştirildi.

 

Kurultay’ın ikinci gününde, Parti Meclisi (PM) in seçiminde, "Örgüt Anahtar Listesi" adı altında delegeye sunulan ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun olduğu belirtilen liste dışından 23 ad  PM'ye girmeyi başardı. Kılıçdaroğlu'nun listesinden 29 isim PM'ye girdi. 

 

Seçimlerde en çok oyu Genel Başkan Yardımcısı Doç.Dr.Selin Sayek Böke 691'le aldı. Böke'yi 603 oyla eski milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanlarından Erdal Aksünger, 595 oyla Mersin Milletvekili Fikri Sağlar izledi. 

 

Nihayet, 35.Kurultay sonrası  CHP’de 12 genel başkan yardımcısı ve bir genel sekreterden oluşan  MYK (Merkez Yönetim Kurulu) da belirlendi. 

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin yeni Merkez Yönetim Kurulu'nu şöyle belirledi. 

 

Buna göre, Kamil Okyay Sındır Genel Sekreter, Tekin Bingöl ise örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı oldu.

 

Parti sözcüsü Selin Sayek Böke oldu.

 

Veli Ağbaba, Erdal Aksünger, Zeynep Altıok, Çetin Osman Budak, Yasemin Öney Cankurtaran, Lale Karabıyık, Haluk Koç, Bülent Tezcan, Seyit Torun, Öztürk Yılmaz Genel Başkan Yardımcısı oldu.

 

Peki, bu Kurultay’ların anlamı ne?

 

Görülüyor ki, Kurultaylar (Olağan)  hep Genel Başkan’ın sultası altında toplanıyor, ve seçimler yapılıyor. Çünkü onun öncesinde , illerde delegelerin belirlenmesinde belirli klikler, Genel Başkan’ın etkisi altında önemli rol oynuyorlar ve diğer adayları etkileyerek, merkezin anlayışı çerçevesi içinde Kurultay delegelerini oluşturuyorlar.

 

Bu döngü hiçbir partide kolay kolay kırılamıyor. Yani, yine, Genel Başkan ne derse o oluyor. Siz istediğiniz kadar, Genel merkezde mutlak bazı değişikliklerin olmasını arzu edin, bu hiçbir zaman gerçekleşmiyor.

 

Kılıçdaroğlu 5. kez seçim kaybetmiş… Recep Tayyip Erdoğan karşısında yenilgiden yenilgiye uğramış  bir kişi olarak hiçbir zaman bu işten vazgeçmiyor. Kolay kolay vazgeçemez de… Çünkü kendisini bu mevkiye bağlayan güçlü bağlar var…

 

Kılıçdaroğlu, her Kurultayda: “Buyurun devirin..!” diyor. Ama bu ne mümkün..!

 

Kılıçdaoğlu, akıllı adam, fikirli adam, temiz adam… Bu doğru, ama ne yazık ki, siyasette başarılı bir insan değil. Bu gidişle, CHP asla %25 oy oranını öldür Allah geçemez.. Bunu bütün cümle Ahali gördü.

 

Tabii bu durumdan RTE ve Başbakan AKP üyleri gayet memnun… Çünkü ne zaman Kılıçdaroğlu karşılarına çıksa, onun sırtını yere vuracaklarını biliyorlar.

 

Fakat CHP’de sırtını yere vuramadıkları bir tek adam vardı. O da öldü… AKP Kamer Genç’ten korktuğu kadar kimseden korkmadı. Allah rahmet eylesin. Çünkü Kamer Genç esaslı bir muhalefet politaikcısı olarak  kendisine düşen bütün rolleri oynadı. Zaman zaman Partisinin çizgisini de aşarak AKP’yi tuzla buz etti… Bundan CHP’liler bile hoşlanmadı.

 

Kamer Genç gibi bir politikacıyı Türkiye ve Muhalefet daha çok arayacaktır…

 

Adam sadace doğruyu, yalnız doğruyu savundu… Sonuna kadar savundu…

 

Kılıçdaroğlu, son zamanlarda etkili konuşmalar yapıyor, bunun için RTE’nin yıldırımlarını üzerine çekiyor. Şimdiden aleyhinde açılan manevi tazminat davaları yüz binleri geçti… Kılıçdaroğlu konuşuyor; RTE dava açıyor… Bu iş böyle gidiyor…

 

Evet, Kurultay falan CHP’de sonuç ne. İşte Sonuç: Savcı Sayan, “CHP'nin Parti Meclisi'ndeki üyeleri için  "52 kişilik parti meclisinden 42 tanesi Alevi, 1 tanesi Hıristiyan, 2 tanesi Kürt. 5-6 tane de kendisini Alevi gibi gören kardeşlerimiz” dedi…(T24)

 

Bu durum, Kurultay Delegelerinin nasıl seçildiğini, Kurulların nasıl oluştuğunu gayet açık gösteriyor.

 

Bu parti böyle gider mi?

 

CHP’de yakında ciddi ayrılıkların yaşanacağına ilişkin ciddi işaretler var…

 

Söylentilere göre Sayın Deniz Baykal da bırakıp ayrılırsa hiç şaşmayın, şeklinde…

 

Görülüyor ki, kafası atılıp da ayrılmak, yeni bir parti kurmak da kolay değil. Bunu CHP defalarca yaşadı. En son Anadolu Partisi bunu Emine Ülker Tarhan’la yaşadı. Tarhan çok çabuk vaziyeti anlayıp, ringe havlu attı. 

 

İşte bütün mesele bu: İçerden mi anlayışı değiştireceksiniz, yoksa dışardan mı? 

 

Yoksa bazılarının yaptığı gibi, 15 bin lira maaşı alıp, sesinizi çıkartmadan Genel Başkan’a kavuk sallayıp yola revan olmak mı?

 

Kamer Genç olsaydı bunu yapmazdı.. Ama nerede öyle politikacılar…!