Kılıçdaroğlu ve Başbakan görüştü! Sonuç?

Günlerden beri halkı oyalama ve uyutma adına Sayın Başbakan muhalefet partileri ile görüşme turlarında…

CHP’nin dışında ki partilere bakıldığında, görüşülen partiler genellikle tabela partileri, Sayın Başbakan’ın tercihi bu yönde! Asıl görüşülmesi gereken siyasi partilerin görüşme kervanına katılmadıkları yapılan açıklamalar ile görülüyor.

Evet, Sayın Başbakan, asıl görüşülmesi gereken MHP ve BDP ile görüşmeyerek, bu görüşmelerin halkı yanıltmaya ve gündemi değiştirmeye yönelik olduğu görülüyor. MHP ve BDP birbirinin zıddı görüşlere sahip siyasi partiler. Aslında birbirlerinden farkları yok. İkisi de Milliyetçi görüşe sahip! Birisi Türk Milliyetçisi, öbürü Kürt Milliyetçisi!

BDP’nin çeşitli vesileler ile terör örgütü PKK ile ilişkisi olduğu hep gündeme gelmiştir. Değişik zamanlarda, BDP yöneticilerinin açıklamaları ve eylemleri, PKK’yı açıkça desteklediklerini gösteriyor.

Bu iki parti ile görüşmeden, alınabilecek önlemlerin eksik kalacağı açık…

Baştan söylediğimizi tekrarlayalım. Bu görüşmelerden bir sonuç çıkmasını kimse beklemiyor. Bu görüşmelerin amacı, biraz da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir basın bilgilendirme toplantısında, terör konusunda ‘Başbakan ile görüşürüm’ demesi üzerine, başbakan’ın zorunlu olarak gerçekleştirdiği bir görüşme diye düşünüyorum.

Ayrıca Sayın Başbakan, Anayasa Mahkemesinin kararından sonra bu görüşmelere başlaması, 12 Eylülde yapılacak referanduma destek turu olarak da yorumlanabilir.

Bu gün İktidar partisi ile Ana Muhalefet partisinin görüşmesine tüm Türkiye odaklandı! En son söyleyeceğimizi hemen burada söyleyelim. Bu görüşmeden her hangi bir sonuç çıkmayacağını düşünüyorum. Yani “Dağ fare doğuracak” Çünkü Sayın Başbakan özellikle CHP lideri ile görüşmesini kamuoyu baskısı sonucunda yapmıştır.

Biz gelelim günün sıcak gelişmesine;

15.7.2010 günü saat 11.00 de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de bir araya geldi.

Sayın Başbakan, görüşmenin meclis içinde olmasına rağmen görüşmeye bir koruma ordusuyla geldi. Hemen akıllara şöyle bir soru geliyor. Başbakan meclis içinde korumasız dolaşamıyor mu? Yoksa bu koruma ordusu, çevreye hava(!) atma aracı olarak mı kullanılıyor? Eğer meclisin içi bile Başbakan için tehlikeliyse, o zaman kurşun geçirmeyen cam fanus içinde dolaşması gerekir diye düşünüyorum.

Görüşme sonunda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun basına yaptığı açıklamaya göre;

Gerçektende “Dağ fare doğurdu!”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun iktidara yaptığı önerilere gelince;

* Bölgede istikrarın sağlanması için seçim barajının yüzde 7 ye indirilmesi…

* Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ve adaletsizliklerin düzeltilmesinin terör olayları üzerinde olumlu etki yapacağı…

* Had safhada olan bölgedeki işsizliğin azaltılması için teşviklerin geliştirilmesi, devlet eliyle yatırımlar yapılarak yeni iş sahalarının açılması dağa çıkışları azaltacağı…

* Tarım ve hayvancılığı gerekli önlemin verilerek, Et ve Balık Kurumunun yeniden canlandırması ve desteklenmesinin bölgesel olarak refah seviyesini yükselteceği, bununda terör olaylarında azalmaya sebep olacağı…

* Mayınlı arazilerin bir an önce temizlenerek, topraksız köylülere dağıtılmasını… Önerdiklerini açıkladı.

Son olarak birkaç günden beri ülke gündemine sokulan terörle mücadele ve sınırların korunması için “Özel Ordu” kurulması gibi konuların daha netleşmediği anlaşılıyor. Kılıçdaroğlu bu konuda Sayın Başbakan ve ekibinin yeterli bilgi sahibi olmadıklarını da açıkladı.

Bu veya benzeri olayların terörü önlemeye katkısı olur mu? Kısa sürede hayır! Ancak uzun sürede katkısı olacağı muhakkak!