Kılıçtaroğlu hakkında bir kaç satır

Bu yazımda kimseyi üzmek istemiyorum. Hoş kimseyi üzecek kadar etkilediğimi de zannetmiyorum. Her neyse... Bugünkü yazımın konusu Kılıçtaroğlu…

Ben Kılıçtaroğlu’ un önümüzdeki seçimlerde başa geleceğine inanıyorum. Ama anti-emperyalist bir partinin, bizim gibi bağımlı bir ülkenin başına tek başına geleceğine inanmıyorum. Bana kalırsa önümüzdeki seçimlerde başa en az hem CHP hem de MHP gelecek… Ama bunun içinde birçok kimsenin oy vermediği MHP’nin başındaki isim olan “Devlet Bahçeli”nin değişmesi gerekiyor. Bu yüzden Devlet bahçeli de bir şekilde partiden yakın bir zamanda tasfiye edilebilir.

Bu dediklerim önemli çünkü AKP, önce ki yazılarımda da dediğim gibi “Davos” tan sonra İsrail ve ABD tarafından silindi. Ve bu parti demokratik yollarla silinmesi için önümüzdeki seçimlere kadar partilerdeki genel başkanlarda baya bir tasfiye olacak… Bunu zamanla göreceksiniz. Çünkü AKP’nin önemli bir oy potansiyeli tepki oyları… Ve bu tepki oylarının eski yerlerine geri dönmesi ile AKP yerle bir olacak… “Bu konuların Kılıçtaroğlu ile ne ilgisi var?” Dediğinizi duyar gibiyim… Anlatayım…

Şu ana kadar ABD başkanları da dâhil olmak üzere, bu Dünya ya kim liderlik edilecekse her zaman için basın kullanıldı. Kullanılır… Bu durumun en yakın örneği “ABD başkanı Obama’nın başkan olmadan önce bir başkanmış gibi basın tarafından halka yansıtılması olmuştur.” Esasında Obama, Bush döneminde de başkanlığa adalığını koymuş ancak baraj altında kalmıştı. Yani Obama’nın daha zamanı gelmemişti. ee… Boşuna Bush çıkıp da: “ABD’nin 1000 yıllık planları vardır.” (Yanlış okumadınız bin yıl) demedi… Uzatmayım… Baykal’ın normal bir biçimde istifa etmemesi, kasetin profesyonel kişilerce yapıldığının anlaşılmasından dolayı istifa etmesi ve daha sonrasında yerine Kılıçtaroğlu’un gelmesi benim aklımda birkaç soru işareti bırakıyor. Acaba, ABD’nin o bin yıllık planlarının içinde Kılıçtaroğlu’un CHP’nin başına gelmesi de var mı? Acaba, ABD, AKP’yi silmek için muhalefeti iktidara mı getirecek? (Önceki yazımda bu konudan bahsetmiştim.) Eğer bu doğruysa ABD, Kılıçtaroğlu bir piyon olarak kullanılmış olmuyor mu? Acaba neden internet sitesindeki haber kaynakları da dâhil olmak üzere bütün haber kaynakları Kılıçtaroğlu’ nu başbakan gibi gösteriyor?

Bunlar cevaplanması gereken sorular… Ben, konuşmalarından dolayı, dürüstlüğüne inandığımdan dolayı Kılıçtaroğlu’nu destekliyorum. Ve takdir ediyorum. Umarım bu durumu değiştirecek bir şey yapmaz. Ancak… Bir siyasetçi değil de bir devlet adamı olduğuna inandığım Kılıçtaroğlu’un bu planlardan zarar görmesini düşünmek dahi istemiyorum. VOLKAN KAHYALAR