Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kim kafasını toparlayıp dönebilmiş gittiği yalnızlıklardan

Çoğu zaman tüm dünyayla ilişiğimi kesmek istiyorum. (Kim istemez ki?) Pek çok insan gibi, böyle zamanlarda, hayal gücüm beni bir adaya atıyor. Birkaç palmiye, deniz, uçsuz bucaksız mavi gökyüzü, kumlar… kafanı dinle, toparlan, geri dön ve savaşmaya devam et… insanlarla savaş, işinle savaş, kendinle savaş, toplumla savaş.. savaş da savaş…

Ada diyordum… adada kimse yok... kimseyle ilişkili bir şey yok… gazete yok, dergi yok, radyo yok, kitap yok, telefon yok ve televizyon yok… sonra diyorum ki ne kadar dayanırdın?... öyle ya alışkanlıkların var… sabah uyanır uyanmaz televizyonu açarsın haberleri dinlemek için… sonra dolmuşta ya da arabada radyo dinlersin… işe gider gitmez bilgisayarını açar internete girersin… masanda gazete durur, arada bir göz atarsın… bu arada telefonların çalar, iki laf edersin, biri halini hatırını sorar, sen birilerine olan biteni anlatırsın… bir dergi alırsın, her ay takip ediyorsun ya bu ay eksik kalamazsın… akşam dönersin televizyonu açarsın… bu otomatik bir hareket olmuştur… yemeğini alır geçersin karşısına ne var ne yok hepsini izlersin… öyle ya dünya sen haberdar olmazsan dönmeye devam etmez… hatta belki yıkılır ha?... yatağına yatarsın tuğla gibi kitabın başucundadır… okursun da okursun… Ta ki gözünden uyku akıncaya kadar… ertesi sabah, daha ertesi sabah devam edersin… ada bunların sonudur işte… emin misin dayanabileceğinden?

Oysa senin kafanda yazılı cümlelerin var. Kitaplardan aşırıp çok çok sevdiğin ve yüreğinin içine kanaviçe gibi işlediğin… arada bir çıkarıp okşadığın cümlelerin. Anımsadığında, okuduğun kitabı düşünüp gülümsediğin cümleler… “Çünkü, gazeteler sıcak tutar.” [1] gibi cümlelerin… vazgeçebilecek misin gazete okumaktan bu cümle içindeyken? Ya kitapların? Özene bezene ciltlerini okşadığın, açıp sayfalarını kokladığın kitaplarından… İçini ısıtıveren bir şarkı dinlemekten ya da. Bir anda açtığın televizyonda hüzünle gülümseyen bir Sadri Alışık simasından vazgeçebilecek misin? Vazgeçebilecek misin telefonundaki bir mesajla kalbinin çarpmasından… Duyduğun dost seslerden…

Boş versene adayı… kim kafasını toparlayıp dönebilmiş gittiği yalnızlıklardan? Derler ya nereye gidersen git neden kaçıyorsan, içinde götürürsün kaçtığını… kaçtığın tek şey kendi içinde… kendi içinden kaçıp, bir adanın kumlarına yatamadıktan, mavi gökyüzünü seyredemedikten sonra gittiğin hangi ada paklar seni… boş versene adayı…

[1] Aziz Ayyaşın Efsanesi- Joseph Roth

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..