Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

Kim kimi temsil ediyor?-Laikliğin yorumu

Kim kimi temsil ediyor?-Laikliğin yorumu
 

Program Bilgi Üniversitesindeydi


Cuma gününün ilk saatlerinde önceden de takip ettiğim üzere Mahmet Ali Birand'ın hazırlayıp sunduğu 32. Gün programını açtım.
Başörtüsü konusu Emre Aköz, Necla Arat, Erol Manisalı, Haluk İpek ve karşılarında üniversite öğrencileriyle konuşulacaktı. ADD, ÖZGÜR-DER.... gibi sivil toplum kuruluşlarından öğrenciler gelmişlerdi. Başörtülüleri de temsil eden 7 tane ÖZGÜR-DER'den gelmiş kız vardı. Kimileri okumakta kimileri ise madur durumundaydı. Bunun yanında yine aynı dernekten gelen bir de erkek vardı ki bütün işleri karıştırdı aslına bakarsanız.
Öncelikle Öğrencilerin seçimini eleştirmek istiyorum. Hepsi aynı dernekten olan öğrencilerin başörtüsü yasağının kalkmasını düşünenleri temsil etmediği apaçık ortadadır.
İzleyenler bilir, az önce bahsettiğim ÖZGÜR-DER'Li erkek arkadaş söz aldığında ayağa kalktı ve konuşmaya başladı. Başlarda maduriyetlerini anlatan cümleler kurdu. Derdini ifade ediyordu. Ancak belli bir süre sonra eski öğretim üyesi Necla ARAT da dahil olmak üzere pek çok eski öğretim üyesi milletvekiline sert ve saygısız bir üslupla suçlamalarda bulundu.
Ve az sonra da "başörtüsü üniversitelere girmekle kalmayacak sizi de yargılayacağız" gibi tabirle ortamı gerdi ve Birand tarafından mikrofonunun sesi kesildi ve bir daha söz verilmedi.
Ancak burada başta Birand'ı sözünü daha önce kesmesi gerektiği için eleştiriyorum.
Ayrıca bu tarz hitaplarda bulunan, militan gibi davranan kişiler kesinlikle İslami kesimi, başörtüsü yasağının her yerde kalkmasını destekleyen camiayı temsil etmemekte. Aksine o kişinin o şekilde davranması sadece orada köseye sıkışmış olan Necla Arat'a konuşacak laf vermiştir. Fakat durum ortadadır ki o kişi orada provakasyoncu görevi yapmış ve sadece islami kesimin, halkın antipatisini kazanmasını sağlamıştır.
Gerçekler şunlardır.
Laiklik insanların dinini yaşamasına engel teşkil etmez. Laiklik insanların sadece evlerinde ve sokaklarda dinlerini yaşamasına izin veren bir ilke değildir. Laiklik bir din olmadığı için de Laik olan Müslüman olamaz gib bir durum söz konusu değildir. Ayrıca İnsanlar da laik olup olmamakta serbesttirler. Ancak Devlet daimi olarak laiktir.
Laiklik, teokrasinin, yani sadece bir dinin kurallarının egemen olmadığı bir ilkedir. Laik bir ülkede YASALAR, KANUNLAR dini prensiblere; örneğin bir işin helal veya haram olmasına göre düzenlenmez. Ancak Laik bir ülkede Yasalar ve Kanunlarda insanların dinlerini her yerde yaşayabilmesi için gerekli maddeler bulunabilir. Kesinlikle şu andaki Anayasa değişikliği için oylanan maddede de kimilerinin iddia ettiği gibi dini temellere dayanan bir madde değildir. Bu maddeler aksine, laikliğin bir gereği olarak insanların dinlerini özgürce yaşayabilmesi için hak vermektedir.
Başörtüsü yasağını savunanlar başı açık olanların tüm dinlere eşit uzaklıkta olan tarafsız laikler olduğunu söylüyorlar. Peki sorarım laikliği, dinin tamamen kamusal alanda devre dışında bırakılması olarak, yani laikliği dinsizlik olarak, ateizm olarak yorumlayan bu kafalar mı tarafsızdır. Bu zihniyetin neresi tarafsızdır Allah aşkına.
İslam dini, başörtüsü bu topraklarda yüzyıllardır var olan aşikar bir gerçektir. Ne olursa olsun insanlar geleneklerine kadar işlemiş bu dini bırakmayacaklardır.

 
Toplam blog
: 5
: 299
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

1993 Antalya doğumluyum. 6 yıldır İstanbul'da yaşayan bir lise öğrencisiyim. OKS sınavımı başarıyl..