Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Kime yalan, kime ihanet..

Kime yalan, kime ihanet..
 

Yalan mı? İhanet mi? Umurumda değildi..

Akıldan geçirip kağıda dökmek dahi gereksiz di belki..

Ektiklerimizi biçeriz ya belki bu yüzden..

Ve ne yaşamak istersek onu yaşarız ya aslında..

Ve hayat kimseyi beklemezmiş ya..

Hayatın verebileceklerinin bir çoğunu aldım verdim ben onu yendim..

En son yaşadığım ilkbahar öğretti turunç kokusunun aslını, nerde bulunduğunu; yalanı, ihaneti, sahteliği.

Bu son ilkbahar nergis, yasemin, ceviz, tarçın, reyhan… kokularına turunç kokusunu ekledi bana; biraz Akdeniz, biraz elma, biraz üzümlü kek, biraz ela..

Göbeği çilek tarlası olandan gelmiştim, mürdüm erikleri kocamandı..

Turunç vadisinde durakladım, turunç kokusu, ben ondan geliyor sandım ağaçtaydı, dallarındaydı..

Herkesin birkaç adının olduğu yerde benim tek adım vardı, aslında adım yoktu.

Bildiğimi sandığım her şeyi unutmuş yazdıklarımı temize çekmekle kavgalıydım.
Dışarısı yoktu, vakit hiç yoktu…

Sonra, turunç, aslını öğrendim ağaçlarında; sonra sahtesini; sahte olduğunu bilmeyenini belki..

O hiç susmadı, kelimeleri çoğaldıkça, rüzgar da kirleniyordu, dallar kurudu; turunç kokusu aslını narinliğini yitirmedi, ama o konuştukça inceliğini yitirdi.

Her şey kirliydi, kelimeler sahte; anlamsız, boş, yorucu.
Yalan, sahte turunç kokusuna bulanmıştı, hızla kokusuz kaldı.
İhanetin kokusunu bilmedim, öğrenmeye gitmedim.

Hiç bir şey bilmeden, hiç kelime duymadan; duyurmadan dallarda, turunç vadisinde kalmalıydım; öncesiz, sonrasız..

Sahte turunç kokusu, kurdukça cümleleri, boş bulduğu yerde; çaresiz, evet belki çaresiz; her görüntü aktı bataklığa; balçığa döndü, her şey…

Bütün pencerelerim, kapılarım, zihnimin her köşesi, açıktı; pencerelerin kapıların kilitleri, kolları, çoktan sökülüp atılmıştı..

Hey sen! son geç gelen ilkbahar! hala yağmurların var umutsuz; bu kez bana çok çeşit sahteliği öğrettin; sahte düzenleri, sahte hukuku, şövalyelerini; sahte Justitiayı, sahte kokuları, sahte aşkları, sevgiyi, sahte partileri, sahte laikliği, sahte anneyi…

Sahte kötüdür, yalan kötülüktür.

Sahteleri fark etmek gerekiyormuş hakikati sezmek için..

Soru: 1-Vahşilere erdem getiren kutsal kurumun adı nedir?
Soru: 2- Yalan kime aittir?
Bu iki sorunun cevaplarını birleştirerek yeni cümleler kurulabilir..

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..