Kimin tarafındasın?

Bilindiği üzere Hükümet Yetkilileri, Memur Sendikaları Konfederasyonları ile Ağustos ayı içerisinde memurların özlük, sosyal ve mali hakları konularında görüşmek ve birlikte ortak bir karar almak için Toplu Görüşme Masasında bir araya gelirler. Bu yıl ki Toplu Görüşme Masasının çok daha farklı olacağı şimdiden kulislerde konuşulmaya başlandı bile! Çünkü ilk defa bu yıl Memur Sen Konfederasyonu Toplu Görüşme Masasına Yetkili Konfederasyon olarak oturacak. Memur Sen Konfederasyonu için bu büyük bir fırsat ve Türkiye’de memur sendikacılığının gelişimi ve geleceği açısından bir dönüm noktası. Memur-Sen, kamu çalışanlarının haklarını almak için çözümden yana, kavgacı olmayan, uzlaşmaya önem veren bir tavır sergileyerek hedeflediklerinin birçoğunu bu güne kadar gerçekleştiren bir Konfederasyon olarak, özellikle yetkili oldukları iş Kollarında açıkça gösterdiler. Anayasa'nın 90. maddesinin kamu çalışanlarına grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkı tanıdığı herkes tarafından bilinmektedir. Grevli, toplu sözleşme hakkının memurlara verilebilmesi için hangi yol ve yöntemler izlenecek bunlar hep merak edilen konular arasında. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Grev ve toplu sözleşme konularını 2009 yılı Toplu Görüşmelerinde gündem maddesi olarak ele alacaklarını söylemişti. Acaba Hükümet geçen yıl verdiği bu sözü bu yıl ne kadar tutacak? Bunların hepsini önümüzdeki günlerde net bir şekilde göreceğiz.

Gelelim kamu çalışanlarına;

Sendikalar bütün bunlar için bir mücadele verirken acaba bugün kamu çalışanlarından kaçı sendikalı, kaçı sendikasız? Hala daha herhangi bir sendikaya üye olmayan memur oranı %35 ile %40 arasında. Sürekli sendikaları eleştiren %65 dilimin yine %40’ını sendikasızların oluşturması da yine başka bir düşündürücü olaydır. Bu durum ne kadar etiktir bilinmez ama bu durumdaki değerlendirmeyi de yine sizlerin takdirine bırakıyorum. Hem oluşmuş bir birlikteliğe destek olmayacaksın ve sonra da tutacaksın acımasızca en ağır eleştirileri yapacaksın. Tutturulmuş bir laf ; “en güzel hakkı işçi sendikaları alıyor”. (Lafım meclisten dışarı, lafım ona) İşçi sendikaları tabi ki güzel haklar almakta ve almak zorundadırlar. Çünkü onların elinde bir silah var! Silah dedimse bu bildiğiniz silahlardan değil, adamların elinde Toplu Sözleşme ve Grev hakkı gibi bir silah var. Ve grev hakkını elde etmek için masada, olmadı sokakta bir mücadele vermiş hatta kendini yakan mı ararsın ya da intihar eden mi? Adamlar, inanmışlar mücadele vermişler ve 33 yıl gibi bir süreçten sonra Toplu Sözleşme ve Grev Hakkını elde etmişler. Kimse sana intihar et, ya da kendini yak da demiyor sadece üye ol diyor. Peki, sen ne yaptın? Senin hakkını korumak için kurulmuş sendikalara üye bile olmadan, senin için kurulmuş olan sendikaları en ağır bir biçimde eleştirdin. Ama sendikaların elde etmiş olduğu hakları sendika üyesiymişsin gibi ret etmeden alıp kullandın. Sendikaya üye olmamak için gösterdiğin tutum ve davranışı neden sendikaların almış olduğu hakları iade noktasında göstermedin? Sen sendika üyesi değilsin ki! Sen kimin tarafındasın? Kimin tarafındaysan onun verdiği hakları kullan sadece. Sendika üyesi değilsen neden kullanıyorsun madem öle sendikanın aldığı hakları?

.. 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu MADDE 19. – Kamu görevlileri sendikaları ile konfederasyonları bu Kanundaki hükümler çerçevesinde, üyeleri adına toplu görüşmeye katılmaya, toplu görüşmeyi sonuçlandırmaya ve taraf olmaya yetkilidir. Kanun maddesi gayet net ve açık bir ifadedir. Aslında Toplu Görüşme masasında Grev hakkını elde etmiş olmak sorunların çözümüne yetmiyor. Grev hakkını diyelim ki biz çalışanlar olarak elde ettik! Peki Toplu Görüşme Masasında sözleşme imzalanması esnasında hükümet ile mutabakat sağlanamazsa kiminle sokaklara çıkıp greve gidilecek? Hala daha %40 gibi yarıya yakın çalışan ve sendikasız bir grup varken üyelerle yapılacak grev ne kadar etkili olacak? Öncelikle Memur Konfederasyonlarının sendika üyesi ile sendika üyesi olmayanlar arasında bir fark olup olmadığını ortaya koymalıdırlar ki, çalışanların üye olmaları bu şekilde sağlanmalıdır. “Aman üye olsam da, olmasam da ben zaten verilecek tüm haklardan yararlanıyorum” düşüncesi de ortadan kalmış olacak ki bu da üye olmalarını sağlayacaktır ve bu şekilde kamu çalışanı bir şekilde taraf olmaya mecbur kalacaktır.

Buradan tüm kamu çalışanlarına sesleniyorum;

Zaman taraf olma zamanıdır. Taraf olursanız yalnızca belli bir süre ezilirsiniz. Taraf olmazsanız her gün ezilip geçilirsiniz… Gönlünüzü birleştirelim ki, gücünüz ve gücümüz birleşsin…