Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '09

 
Kategori
Sivil Toplum Kuruluşları
 

Kime hizmet ediyorsunuz?

Kime hizmet ediyorsunuz?
 

FEVZİ GÜL BÜRO MEMUR SEN ŞUBE BAŞKANI


halk: bir topluluğu oluşturan insanlar bütünü.
hak: yaratıcının isimlerinden biri.

Bir zamanlar fazlasıyla popüler olan, "halka hizmet edersek, aslında yaratıcıya hizmet etmiş oluruz. İnsanları memnun etmek, yaratıcıyı memnun etmektir" anlamına gelen yönetimlerin ve daha çok siyasetçilerin sloganı olmuştur bu cümleler.

Bunları neden mi anlattım? “Nedenini ne siz sorun ne de ben anlatayım” demeyeceğim tabi ki de… Hani genelde yaptığı şeyden pişman olan bir insan yaşadığı o günden bahsetmek istemez ve “ne siz sorun ne, ne ben anlatayım” boş ver deyip öylece ne konuyu geçiştir. Ama ben bu konuyu öyle geçiştirmeyeceğim. Ve bu yazıyı okuduktan sonra bence sizde her şeyi geçiştirmeyin, sorgulayın! O gün yaşadıklarımı içime sindiremedim ve bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Geçen hafta bir Pazar sabahı saat sekiz gibi görevli olmam sebebi ile işe gitmek için evden çıktım. Görev yerim, işletmesi Büyükşehir Belediyesine ait olan sevgi cafe’ ye yakın olduğundan bir şeyler atıştırmak için bu mekâna gittim. İçeri girdiğimde bir baktım ki çeşit, çeşit açık büfe kahvaltılıklar… Kendi kendime dedim ki; “ Pazar sabahı şöyle bir güzel kahvaltı yapayım, zaten daha görev saatime de vakit çok var” diyerek kahvaltılıkların olduğu yöne doğru yol aldım. Sabah, sabah ne kadar yiyebilirsiniz ki; bende doğal olarak ve her insan gibi zeytin, beyaz peynir, yumurta, salatalık ve bir parça domates alarak bir masaya geçtim ve oturdum. Oturduktan sonra da görevli tarafından masama bir fincan çay bırakıldı. O sabah uzun süreden beri ilk defa açık alanda şöyle güzel bir sabah kahvaltısı yapmıştım ve bu güzel kahvaltının da bir bedeli vardı ve bunu ödemek için kasaya doğru koyuldum. Kahvaltı olsa, olsa 8-10 lirayı geçmez düşüncesi ile cüzdandaki bozuk 10 liraya el attım. Atmasına attım da, bir de o parayı kasiyere verebilseydim. Nerde… Sana koskoca Büyükşehir Belediyesinin halka açık tesislerinde 8-10 liraya hem de açık büfe kahvaltı yaptırırlar mı? Borcum ne kadar dediğimde “borcunuz 14 lira beyefendi” demez mi garson! Önce şok oldum ama hiç çaktırmadan cüdanın içinde tuttuğum 10 lirayı bırakarak yanında duran 50 lirayı çekiştirerek çıkardım ve kasaya uzattım. Borcumu ödedikten sonra bir de garson bana: - “beyefendi açık büfe kahvaltılarımız bundan böyle her Pazar günü sabah saat 09:00 ile 14:00 arası devem edecek, bekleriz efemdim” demez mi… Çıldırdım ama nihayetinde o da orda ekmek parası için çalışan bir emekçi idi ve sadece içimden; - “sen beni daha çok beklersin” demekle yetindim. Ve oradan uzaklaştım. Birçok lüks otel ve işletmelerde bile 200-300 çeşit 8-10 lirayı geçmeyen açık büfe sabah kahvaltısı bana tam 14 liraya mal olmuştu. Eee Halka Hizmet Hakka hizmet. Kim bilir belki de benim param da halka ve Hakka hizmet için kullanılacak nerden bileceksiniz ki...

Çok değil aradan birkaç gün geçti, geçmedi. Biri 3, 5 diğeri 4 yaşında olan oğullarımla eşim yine belediye ait halk plajına denize gittiler. Çalışıyor olmam sebebi ile o gün onlara katılamadım. Eşim, çocukların denizde acıkabileceğini düşünerek yanına üzüm, ekmek, salatalık ve domates alıp koymuş bir poşete ve 4’ er liradan giriş ücretlerini ödeyerek içeri girmek istemişler ama nerde Halk plajına değil de sanki Türk Hava Yolları ile Paris’e seyahat edeceklermiş gibi bir güvenlik kontrolü başlamış. Bayan güvenlik elemanı, eşimin çantasını açtırarak ne var ne yok incelemeye başlamış. Tabi çantada gördüğü yiyeceklere hemen oracıkta el koymuş. Eşim şaşkın ve biraz da kızgın bir ifade ile “siz ne yapıyorsunuz, hayırdır”? Güvenlik görevlisi: -“hanımefendi buraya yiyecek sokmak yasak, İl Encümen kararı gereğince bu yıl böyle bir karar alındı ve bundan sonra uygulama bu, eğer bir şikâyetiniz varsa bunu bize söylemeyin, gidin yetkililere bildirin” diyerek bir de eşimi azarlamış. Eşim cep telefonumu arayarak kendisine yapılan bu iğrenç haksızlığı anlatınca sinirden deliye döndüm ve derhal giriş ücretlerini alarak o plajdan çıkmalarını istedim. Fakat sen şimdi gel de çocuklara “oğlum bize haksızlık yapıldı biz bu plajı kullanmayacağız” de… Demiş bile olsan çocuk bu… Seni dinler mi? Nitekim dinlemediler de… Çünkü o sıcakta oraya büyük bir heves ile gitmişlerdi ve onları denize girmeden eve geri getirmek çocuklara da haksızlıktı. Daha sonra eşimi telefonla arayarak “orada kantin gibi bir şey varsa, çocuklar suda acıkır, onlara tost gibi bir şeyler yaptır, çocukları aç bırakma” dedim. Ama nerden bilebilirdim ki eşimin haklı olarak denize giderken yanına az para alabileceğini… Eşim de bana –“canım denize gidiyoruz diye yanıma fazla para almadım ve dönüş yol parasının dışında üzerimde sadece 4, 5 lira var ve buranın kantinin de bir tost 3 lira, olmazsa bir tost ve bir meyve suyu alıp ikisine paylaştırırım. Çocuklar az heveslerini alsınlar olmazsa erken çıkıp geliriz” dedi. Aradan 10-15 dakika geçmedi bu durumu içime sindiremedim ve eşimin cep telefonunu tekrar arayarak “canım istersen ben işten çıkıp geleyim ne dersin” dedim. Ama eşim de benim işlerim aksamasın diye gelmemi istemedi ve o gün çocuklar belediyenin işletmesinde bulunan plajda bir tane tost ile o günü tamamladılar.

Şimdi buradan belediye yetkililerine sesleniyorum plajlara yiyecek sokma yasağını neden geçen yıl uygulamaya koymadınız da bu yıl böyle bir karar aldınız. Ne o, yoksa seçim öncesi Halka hizmet, Hakka hizmet sloganınız tutmaz da oy kaybederiz diye mi korktunuz? Ayrıca bir ekmeğin 50 kuruş olduğu günümüzde 3 liraya tost sattırarak birlerine rant mı sağlanıyor. Ha bu arada şu giriş ücretleri… Sizin o talep ettiğiniz 4-6 lira arasındaki ücret nerdeyse beş yıldızlı otellerin havuz ücretine eş değer. Buralar nasıl halk plajı böyle anlamadım. Halk plajı dediğiniz yerin ücreti biraz daha uygun olacak ki, gerçek halk oraya girsin… Yoksa hangi bütçe ile 5 kişilik bir aile oraya gelip denize girsin… Ya kardeşim ne halkı biz burjuvaya hizmet ediyoruz diyorsanız; bakın o başka… O zaman sizde plajların adını burjuva diye değiştirin ki bizlerde halk olarak nerelere giremeyeceğimizi bilelim. Zaten genelde bakıyorum samsun da halkın gerçekten gidebileceği belediye işletmeleri yok denecek kadar çok az. Büyük bir geneli halktan çok zengin için yapılmış tesisler. Belediyenin işletmesinde olan bir çay bahçesine bile gitseniz ufacık bir bardak çay bile çay ocaklarında 35 kuruşa satılan ücretin 3 katına satılıyor. Bu nasıl bir zihniyet nasıl bir anlayış böyle anlamış değilim. Sen tutacaksın vatandaşın parkını, bahçesini tesise çevireceksin ve üstüne olmadı bir de esnafın bile sattığı rakamlardan daha fazla rakamlarla orada satış yapacaksın… Hani nerde sizin Halka Hizmet, Hakka hizmet anlayışı. Nerde? Bu anlayış öldü de bundan bizim haberimiz mi olmadı? Ama belli ki ölmüş… Aslında benim gibi düşünen birçok insan var bu memlekette bunu iyi biliyorum. Onlar konuşacağı zamanı iyi bilirler… Ben bilemedim patavatsızlık işte kusuruma bakmayın. Ha bu arada bu eleştirileri yaptığımdan dolayı da beni çizecek varsa adresini versin ben vesikalık fotoğrafımı gönderirim. Ama adam gibi çizemeyecekseniz boşuna istemeyin çünkü ben karizmama çok düşkünümdür… Üstelik yanlış yapılan çizimi de hiç sevmem…


Fevzi GÜL
Büro Memur Sen Samsun Şube Başkanı

 
Toplam blog
: 52
: 610
Kayıt tarihi
: 03.08.08
 
 

Fevzi GÜL Kimdir? 1973 Samsun- Bafra doğumlu olup, ilk ve lise öğrenimini Samsun'da tamamladı ve  A..