Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Kırıklıklarımız kadar büyüğüz

Kırıklıklarımız kadar büyüğüz
 

Hayalinizdeki işi yakalamanıza ramak kalmıştır.

Yıllardır beklediğiniz fırsatla karşı karşıyasınızdır.

Bir gün durup dururken, telefonunuz çalar. Mekanik sesli bir bayan önce nerden aradığını sonra da yarın sizi görüşme için beklediklerini söyler.

Kalbinizin yerinden çıkacağını sanırsınız,

Bu güzel haberi birileri ile paylaşmak zorunda hissedersiniz kendinizi ve yakın hissettiğiniz arkadaşlarınızı ararsınız.

Telefonla aramak yetmez, birkaç tanesinin işyerine gider, sonu “hayırlı olsunla” biten cümleler dinlersiniz.

Şansınızın döndüğüne inandırırsınız kendinizi.

Şan şöhret dolu günleri hayal edersiniz.

Son model bir araba alırsınız önce, arkasından dubleks bir eviniz olur. Evin en büyük odasını stüdyo yapar, en gelişmiş cihazlarla doldurursunuz.

Havuzu olmayan dubleks ev mi olur.

Olmaz tabii.

Banyoda ille de jakuzi olacak.

Fokur fokur gireceksiniz içine, elinizde viskiniz, parmaklarınızın arasında meşe kütüğü gibi puronuz. .

Sevgili bulmak sorun değil. . . O kadar mala mülke, can mı dayanır. Son model arabanın camlarını açık bırakmanız yeterli!

Yolda gezerken “hop hoop hoop değiş tonton” bir bakmışsınız kızlar camlardan arabanın içine doluşuvermiş!

Böyle palas pandıras gidilmez ki bu iş görüşmesine. .

En pahalısından bir takım elbise şart. Ayakkabılar mutlaka İtalyan olacak. .

İçiniz içinize sığmaz o gece.

Sabahlar olmaz. . Her uyandığınızda sabah oldu zannedip saate bakarsınız. .

İki, iki buçuk üç!

Derken hocanın sesi duyulur uzaklardan, sabah ezanı okunur. .

İlk defa yatak bu kadar itici gelir gözünüze.

Dışarıdaki ayaza aldırmadan donla balkona çıkarsınız. Vücudunuza tatlı, ısırgan sabah serinliği çarpar.

Biraz sonra güneş hayatınızda ilk defa sizin için doğar,

Annenizin ettiği hayır dualarla evden çıkarsınız, görüşme bittikten sonra ilk önce onları arayacağınıza söz verirsiniz. .

Otobüse binerken, yolculara küçümseyen gözlerle bakarsınız.

Aklınızdan “bu otobüsler beni bir daha zor görür” diye geçirirsiniz.

3 saat sonra. . .

Ayaklarınız sizi taşımaz. .

Sabun köpüğünden hayallerinizin acımasızca patlatıldığını hissedersiniz.

Cep telefonunuz çalar, arayan evdekilerdir. .

Kırmızı tuşa basıp meşgule alırsınız kendinizi. Sonra aynı işlemi arayan diğer arkadaşlarınız için yaparsınız. .

Dünya başınıza yıkılmasa bile, dokuz büyüklüğünde bir depremle sallanmış. Dubleks ev, havuz ve jakuzi yerle bir olmuştur.

Otobüsteki insanlara bakış açınızda değişmiştir.

Önünüzde iki seçeneğiniz vardır.

Ya görüşmenin çok iyi geçtiğini söyleyeceksinizdir.

Ya da olan biteni olduğu gibi anlatacaksınızdır. . .

İkinci şıkkı yapmak işinize gelmez. . Umut devam etmelidir çünkü. .

İnsanların kafasında, sizi koydukları yerde kalınmalıdır. . .

Hayal kırıklıkları kadar büyük olunmalıdır. . .

31.01.2007

Ali Gülcü

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..