Kısa bir diyalog.....

Yer:  Patagonya.

"Sayın President, Prime Minister sizi görmek istiyor."

"Tamam gelsin kızım"

"President, şimdi size parlamentodan bir kanun tasarısı göndereceğim. Onu veto edeceksiniz."

"Nasıl olur sayın Prime Minister? Ben sizin çıkardığınız yasayı nasıl veto edebilirim?"

"Bu sefer veto edeceksin dedim, o kadar"

"Ama ben veto nasıl edilir? Bilmem ki?"

"Bu yasayı beğenmedim, toplum vicdanına ters filan bişeyler dersin. Yasayı parlamentoya geri gönderirsin."

"Ama size karşı ayıp olmaz mı?"

"Yok, yok, ayıp olmaz. Ben bu hafta hastanede bir operasyon geçireceğim. O yüzden istirahatliyim. Bu bakımdan beni veto etmiş sayılmayacaksın. Yerime yardımcım bakacak. Hem bak, bu senin için çok güzel bir fırsat. President bir yasayı veto etti desinler."

"Yasa önemli mi peki?"

"Yok canım. Futbolla ilgili bir yasa işte. Bu konuda suç işlenmez diye, yasaya ağır maddeler koymuştuk. Hatta futbolla ilgilenen kulüplerin başkanları da bu yasayı çıkarmamız için destek verdiler. Ama o başkanlar yasayı ihlal edince, belli bir kesimin oylarını kaybetmemek için yasayı yumuşatmak istedik. Bu sefer de yasa çok yumuşadı. İşte sen veto edersen, bir orta noktayı buluruz artık."

"Ha, anladım o mesele yani. Tamam canım, ben de askerlerin tahliyesiyle ilgili bir yasayı veto edeceğim sanmıştım."

"Biliyorsun, biz yargının işine karışmayız. Ona yargıçlar karar verir."

"Tamam o zaman. Yine de içim rahat değil, ama madem siz istirahatlisiniz. O zaman ben de yasayı sizin istirahatli olduğunuz dönemde veto edeyim."

"Tamam, tamam, işte öyle yap."

"Sağolun Sayın Prime Minister. Saygılarımı sunarım."

"Bir şey değil President, haydi, kendine iyi bak, Kal sağlıcakla"