Kıskançlık!!

Kıskançlık insan hayatında sevgi ile korku arasına sıkıştırılmış bir duygudur aslında.
Ve bir çok insan, kıskançlığın bağlılığın bir göstergesi olduğunu, eğer kıskanılmıyorsa kendisine değer verilmediğini düşünür.
Bu duygu bazen kişilerin belli özelliklerine özenti duyulmasıyla artabilir de.
Örneğin güzellik yada yakışıklılık gibi..
Bu nedenlerle bazı insanlar kıskançlığı içlerinde yaşarken, bazıları da şiddet uygulayacak düzeye getirebilir.

Sevilmemek korkusuyla yaşamakla kalmayıp, birlikte yaşadıkları kişilere de dünyayı zehir ederler!

Kimilerinin karşısındakini avucunun içine almaya çalıştığı zamanlarda oluşur bazen.

Taraflar dikkatler hep kendileri üzerlerinde olsun hissederler.

Bu nedenle sevgi ve saygı paylaşımlarına tahammülsüzdürler.

Fazla ilgilenilmek isterler, ama başkalarına gösterilen ilgiden de rahatsızlık duyarlar.

Hatta bu kıskançlıklar aile yakınlarımıza bile sıçrayabilir!

Sizce her hangi bir yolculukta otomobilinizin ön koltuğuna anneniz mi oturmalı yada eşiniz mi?

Şayet böylesi ince ayrıntılar eşler tarafından önemseniyorsa, bu çok zor bir sorudur değil mi?

Oysa böylesi durumlarda saygının gereği yerine getirilmelidir pek tabii ki..

En önemli sorun, bu basit kararı verirken bile zor durumlarda kalabilmektir!

O benim biricik oğlum yanında ben oturacağım, yada oğlunuz artık benim eşim rekabeti örneğinde oldu gibi!

O an için annenizin ve eşinizin sizin için aynı ölçüde vazgeçilmez olması adeta sakıncalı bir hale dönüşür!

Ve o durumda tarafları küstürmeden ön koltukta sadece bir kişilik yer olduğu gerçeğini anlamalarını sağlayamazsınız!

Ağzınızla kuş tutsanızda hiç fark etmez, bu bir nevi sahip olma ve kontrol etme isteğidir.

Aile ilişkilerinde bağlılık temeli oluşturulmamışsa, değer verdiğiniz insan ister ön koltuğa oturtsun, isterse otomobilin arkasından koştursun ne önemi olabilir?

Kıskançlık bu benzer nedenlerle insanların hiç gereği yokken devamlı mutsuz olmasına neden olan bir ruh halidir.

Ve bu huy terkedilmediği taktirde, bu korkuların önüne geçebilmek çok zordur.