Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

11 Eylül '11

 
Kategori
İlişkiler
 

NASIL UYANILIR BAŞKA BİR ŞEHİRDE

NASIL UYANILIR BAŞKA BİR ŞEHİRDE
 

internetten alıntıdır


Normal 0 false false false TR X-NONE X-NONE

Seni merak ediyorum bazı sabahlar, insan hiç tanımadığı bir şehirde nasıl uyanır sabahlara diye hele bu sabahlar artık süreklilik içeriyorsa. Kızların sabah bakımlarını yaparken demliyorum çayı, aklıma geliyorsun nedense en fazla sabahları. Seninle fazla kahvaltı yapmadık ama gel bir çay içelim demek geçiyor içimden, gülümsüyorum. Gün ilerledikçe dalıyorum günlük temponun içine, çıkıyorsun aklımdan. Ben bu konuda fazla tutucuyum galiba illa İstanbul’da yaşamam gerekiyormuş gibi geliyor özellikle Anadolu Yakasında. Kendimi her yerde rahat hissedebilirim ama en çok İstanbul yakışıyormuş gibi geliyor gönlüme ama hayat neler sunar insana yaşadığı sürece?

Hayat sana neler sundu neleri aldı ellerinden görünürdekileri biliyorum görünmeyenler sende gizli. Senin adına senin için dualar ediyorum kendimce kendi anladığım biçimde. İzmir’i sevebilecek kadar tanımadım, sen neler hissediyorsun yaşarken merak ediyorum hiç dillendirmeden sessizce. Birkaç kere usulca ağladım çok özlediğim için ama biliyorum ki herkes ne yaşaması gerekiyorsa onu yaşıyor ve doğru olan da bu zaten. Öyle bir noktadayım ki sağlıkla yaşadığın için şükürler ediyorum, özlemler yaşarken gideriliyor bir şekilde sende biliyorsun ama...

Evini anlatıyorsun telefonda, nasıl döşediğini, eksikleri nasıl tamamladığını, seninle konuşurken manolya ağacını seyrediyorum. Bu yıl diğer yıllar kadar muhteşem açamadılar nedense. Havalardan mı yoksa artık yaşlanıyor mu anlayamadım. Camın diğer yanındaki ıhlamurun kokusu geliyor rüzgar yön değiştirdiğinde. Kırlangıçların seslerini duyuyorum, mutluluk zamanları geliyor aklıma. Babamın yaşadığı, kırlangıçların evin girişindeki yuvası, içindeki yavrular... Her zaman özenlisindir eminim çok güzel olmuştur evin, tertemiz, düzenli, yaşanılası.

İnsanın karnı nerede doyuyorsa memleketi orası oluyor mu gerçekten? Alışıyor mu zamanla o şehrin zamanını yaşamaya? Kokusu tanıdık olup, kuşları bilindik makamlarda mı ötüyorlar? Uyandığında program yapılabiliyor mu, şu arkadaşımla bir kahve içelim bugün diye? Yeni arkadaşlıklar aynı tadı veriyor mu çocukluğundan beri tanıdıklarınla kıyaslandığında? Kendini anlatmak derdi olmadan konuşabilmenin o güvenli soluğu nasıl rahatlatır insanı oysa, her neyse zaman-zemin-kişiye göre değişkenlik gösteriyor bütün yaşananlar her zaman söylediğim gibi. Gittiğinden beri annem kızlara, kızlar da anneme çok alıştılar. Annem bu kızlar olmasaydı çok kötü olurdum, bunlarla topladım kendimi diyor, kızlarsa hiç bir şeyden habersiz yaşıyorlar.

Elif neredeyse bir aydır emekliyor, artık ilk durak mutfak orada yoksam söylene söylene banyonun yolunu tutuyor, öyle küçük öyle minyatür bir şey ki onu seyretmek her şeyi unutturuyor bana . Alt çenesinin sol tarafındaki ilk dişini çıkardı. Arzu ve Yasemin’e göstermek istiyorum sanki çıkan dişten haberim yokmuş gibi ama beni bilirsin kendim söyler kendim tutamam planladığım şakalarımı. Azra bıraktığın gibi değil ama yavaş da olsa ilerliyor, benim de hiç acelem yok bunları yetiştirirken artık biliyorum zamanın ne kadar telaş edersen et yakalanmayacağını. Belirli bir yaştan sonra zaten hiç bir şeyi de yakalamak istemiyor insan.

Seni merak ediyorum, içim acıyor bazen sanki küçücük bir çocukmuşsun gibi, senin ait olmadığın, tanımadığın bir şehirde nasıl uyanıyorsun diye. Panikliyorum kendimi koyarken senin yerine. Beni de duyan sanki yurtdışına gitmişsin zanneder. İnsan ne kadar büyürse büyüsün korkuları hep çocuk kalıyor galiba. Bana İstanbul dışında tüm şehirler gurbet gibi geliyor kendi vatanımda olmasına rağmen. Onun için sana yeni şehrinde çok uzun soluklu mutluluklar diliyorum.

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..