Kısmet değilmiş! neden acaba?

Geçen hafta Manisaspor beraberliği ile kaçırılan liderlik fırsatı bu hafta tekrar Galatasaray'ın ayağına geldi. Üstelik Beşiktaş'ın berabere kaldığı, Fenerbahçe'nin yenildiği bir haftada ikinci kez lider olma şansı yakalanıyor. Tarftar üst üste yaşanan puan kayıplarına olan tepkisini, liderlik şansının çok yüksek olduğu bir maçta tribünleri boş bırakarak gösteriyor. İnsanın içinden "Sırası mı şimdi! diyesi geliyor.

Tuttuğunuz takım kötü sonuçlar alıyor olabilir. Yönetime veya futbolculara küskün olabilirsiniz. Belki bu kötü sonuçlara verilecek en iyi tepki takımını sahada desteklememektir. Ancak, takımınız kötü sonuçlar almasına rağmen liderlik maçına çıkıyorsa ve siz de gerçek bir taraftarsanız, taraftarlık görevinizi yerine getirecek ve liderlik için futbolculara destek vereceksiniz. Sonuç olarak her şey bitmedi, kaybeden tek takım da Galatasaray değil.

Üç büyüklerin aldığı mağlubiyetler çok hoşgörüsüz karşılanıyor. Üç büyükler her zaman kazanacak diye bir kaide yok. Evet, çok büyük paralar harcanıyor, bunun karşılığı bu olmamalı ama unutulmamalıdır ki karşınızdaki takım da başarı istiyor. Şu an lider Kayserispor. Sürpriz, değil mi? Hem de ne sürpriz... Kamuoyuna göre çok şaşırtıcı bir durum, bir Anadolu takımı üç büyüklerin önüne geçti ve onlarla yarışıyor. Ancak Kayseri cephesinden baktığınız zaman liderlik mucize değil sadece gerçekleşen bir amaç. Kayserispor tribünlerine baktığınızda tribünde boş yer yok. Hep destek, tam destek budur işte... Üç büyüklerin en büyük sorunu şudur: Destek büyük ancak tepki daha büyük!

Galatasaray, İ. Büyükşehir Belediyespor karşısında çok mu kötüydü? Çok fazla kötü değil, ancak iyi de değildi.

Galatasaray çok sayıda gol pozisyonu buldu. Oyunu kendi kontrolünde oynadı, rakibine neredeyse hiç gol pozisyonu vermedi. Ancak arzuladığı golleri de bulamadı. İki topu direkten döndü, 1 golle yetindi. Takımda bir uyumsuzluk gözlenmedi değil. Sanki ayağı yere basmıyordu oynanan futbolun. Rakibin eksikleri sebebiyle Galatasaray'dan gol yağmuru bekleniyordu. Her maçta yapılan sistem değişikliği gollere engel oldu. İstikrarsızlığa sebep işte bu yüzden. Rijkaard'ın yanlış kararları ve elindeki madeni işleyemeyişi kötü sonuçlara neden oluyor. Kulübede oturmakla da olmuyor işte... Arada sırada kendini göstermek lazım, hele de kariyerin başarı doluysa göze çarpmak zorundasın.

Son 15 dakika boyunca, çoktan liderlik rehavetine kapılmış olan Cimbom, adeta ceza sahasına hapsedildi. Hakem de Galatasaray'ın beraberliğe mahkumiyetinde büyük rol oynadı. Çünkü Büyükşehir Belediyespor'un her hücumu duran topa dönüştü. Sonuç olarak hangi takım olursa olsun, bir takımın bu kadar çok sayıda ve üst üste duran topla karşılaşması durumunda gol yememesi çok düşük bir ihtimaldir. İkinci golü aramak ve tek golle yetinmek arasında kalan ve bir türlü ne yapacağına karar veremeyen Galatasaray'ın son saniyede yediği gol futbolcuları ve taraftarı isyan ettirdi. Bu ruh haliyle Mustafa Sarp formasını yırttı. Onun gibi profesyonel bir futbolcuya bu hareket yakışmadı. Öfkesini ve hayal kırıklığını anlıyorum... Sadece yaptığı hareket yanlış.

Artık Galatasaray'da bazı şeyleri yeniden gözden geçirmenin vakti geldi. Ligin devre arasına iki hafta kalmışken bu süre zarfında çeşitli değişiklikler yapıp, ligin ikinci yarısına farklı bir imajla çıkmak gerekiyor. Taraftar da bunu istiyor. İnanmazsanız tribüne bir bakın!