Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '12

 
Kategori
Siyaset
 

Kız!... Senin aklın üstünde mi?

Kız!... Senin aklın üstünde mi?
 

ANF’de yer alan habere göre BDP Milletvekili Leyla Zana, Frankfurt’ta yaptığı açıklamada, İmralı’daki terörist başının artık başka bir cezaevine naklinden daha çok ev hapsine alınabileceğini ifade ediyor. Zana, "Öcalan’ın İmralı’dan çıkarılıp, İstanbul mu olur, Ankara mı olur, Urfa mı olur, onu bilemiyorum ama mutlaka artık İmralı’dan alınması gerekiyor. Bu sağlıklı bir müzakere için gereklidir" diyor.

Hükümete destek veren basın organlarında tartışılan olası tek taraflı ateşkes konusunda konuşurken, lafın içinde şöyle bir cümle kuruyor: " Artık silahlı mücadele bir noktaya geldi. Ben silahların bırakılmasını asla tartışmıyorum. O Kürtlerin sigortasıdır. Bu sorun var olduğu müddetçe o silahlar Kürtlerin güvencesidir. Çünkü biz geçmiş süreçleri de görmüş insanlarız. 80’li yılları yaşamış insanlarız. Karşılıklı bir güvensizlik var. Bu güvensizliğin giderilmesi için belirli adımların atılması lazım. En büyük adımın devlet tarafından atılması gerektiği kanısındayım. Çünkü haksızlığı uğrayan Kürtler, haksızlığı da yapan devlettir. Kürtlere bir statü verilmeden, yasal bir güvence sağlanmadan, Kürtlerin silah bırakmasını tartışmamak gerekir. Ama silahların susturulması taraftarıyım. Çünkü artık gençlerin kanı akmamalı. Diyalog süreci başladığı zaman yarın arkamıza döndüğümüzde gerçekten de gençler için hepimiz üzüleceğiz ve yaralanacağız."

Hiç bi şey demeyeceğim… Çok yazdım bu türden “Sefil” düşünceler üzerine…

Sadece Rahmetli Ali Rıza Septioğlu’nun seslenişiyle sesleneceğim…

Kız!... Senin aklın üstünde mi?

XXX

CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU hakkında yargı ve özellikle Silivri Mahkemeleri hakkında söylediği sözlerden ötürür, savcılık “Fezleke”  hazırlamış…

Çok da önemli değil. Meclisinin neredeyse hemen hepsi hakkında “FEZLEKELER” TBMM’nin tozlu raflarında bekliyor, ha bir eksik, ha bir fazla, ne fark eder ki?

Ama bunun tantanası sürüyor…

Herkes bi şeyler söylüyor. Bakın kim ne söylemiş.

Başbakan: Olması gereken olmuştur

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay: Sınırları belirlemek her zaman kolay olmuyor. Yargı o ifadeleri suçlama ve hakaret olarak algılamış

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: Meclis uygulamaları ortada. Genel Kurul’da ele alınmıyor zaten. CHP grup toplantılarını mahkeme salonuna döndürdü. Yargı konularında siyasi polemik yaparsak, yargıya ve yargılananlara yanlış yapmış oluruz. Yargılananların tutuksuz olması esastır. Tutuklu yargılama istisna olmalıdır.

AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş: Kimse hakaret etme hakkına sahip olmamalı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Ana muhalefet liderine fezleke durumu yakışık almamıştır.

DSP Genel Başkanı Masum Türker: Bir siyasetçi ister parlamentoda olsun ister parlamentoda dışında olsun çarpıklığı dile getiremeyecekse, söyleyemeyecekse o zaman bu baskıdır. Böyle bir fezleke gerçekleşirse Türkiye'de hukuk adına çok büyük bir leke olarak kalacaktır. Hesabına geldiği zaman iktidar kesimi istediği kanunu değiştirebilecek, muhalefet gerekçe söyleyip bunun değişikliğini isteyemeyecekse o zaman parlamentoda olmayanların da hiç konuşmaması gerekiyor. Çünkü bizim için de fezleke hazırlanmadan doğrudan doğruya dava açmaları söz konusu olur.

Hepsi hepsi de, AKP Grup Başkan Vekili, hemşerim Sayın Mustafa Elitaş, eksik kelam eylemiş. Şöyle demesi gerekirdi: Kimse hakaret etme hakkına sahip olmamalı, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan elbette hariç…

Böyle dese idi, vallahi de tallahi de en doğru sözü söylemiş olurdu.

XXX

Bütün okuyucularımız değerlidir. Birkaç kez de yazdığım gibi, hakarete varmayan her türlü görüş ve yorum, kabulümüzdür. Sonuç olarak “Özgür düşünce” ifade edilmesidir ve ben de bundan yanayım.

Bugüne kadar o kadar “ilginç” yorumlar aldım ki böylesi hiç olmamıştı. Bu yorumu sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Şöyle diyor değerli yorum yazan kardeşimiz.

“TANRIDAN TEK DİLEĞİM VAR, BİR GÜN ADALETE İHTİYAÇ DUYARSANIZ ADALET BULAMAMANIZI GÖRMEK... O ZAMAN ANLARSINIZ UMARIM…”

Ben de bu yoruma “Gönülden katıldığımı” cevaben ilettim.

10 OCAK 2012
İBRAHİM PEKBAY

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..