Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '07

 
Kategori
Aile
 

Kızkulesi ve annem

Kızkulesi ve annem
 

Herkesin annesi özel ve çok güzeldir. Benim anneciğim de en özel en güzel annelerdendir

Methiye düzmeyeceğim, annem Karadeniz kadını nükteli , duygulu ve çok hassastır. Dünya tatlısı annemle geçirdiğim bir günü anlatacağım sizlere sadece. Dilim döndüğünce kalemim el verdiğince. (şiir yazmaya çabalarken düz yazı yazmayı unutmuş beceriksiz biri olarak)

Geçen yıl önce senelik iznimi aldım ve bu sefer uzaklara değil de İstanbul’da gezmeye karar verdim. 20 senedir İstanbul’da yaşıyorum ve İstanbul’u tanımıyorum ne ayıp değil mi?. Sadece İkitelli, Eyüp, Bakırköy ve Taksim Şişli, Mecidiyeköy civarını bildiğim için utanıyorum dersem yalan olmaz.

Her neyse sabah saat 9 da annemin sesiyle uyandım işe gitmeyeceğim ya sere serpe uyumuşum.Kahvaltı Hazır diye sesliyordu. İşe gittiğim için hep birlikte kahvaltı yapmayı özlemişim ne güzel Aliş bile (muhabbet kuşum) hazır masanın başında, kızarmış ekmek kokusu doldurdu içimi. İnce belli de dumanı tüten mis gibi çaydan bir yudum aldım. Yetişecek bir işim de yok nasılsa gel keyfim gel tadını çıkarmalıyım

Neşeyle kahvaltıyı yaptıktan sonra hazırlanıp çıktık İstanbul bekle, biz geliyoruz... Evimiz Eyüp’te olduğu için Biraz zor oldu Üsküdar’a geçmek ama olsun annem, babam ve ben konuşarak vapur sefası yaptık. Üsküdar’da sahil boyu yürüdük Kızkulesi teknelerine kadar. Fazla beklemeden tekne sırası bize geldi ve artık teknedeyiz. Deniz hafif dalgalı, şarkı söyleyen martılara eşlik ettik. On dakika sürmedi ayak bastık Kızkulesi’ne...

İlk etapta etrafını dolaştık resimler çektik sonra içeriye girdik merakla. Hayran hayran ve sindire sindire gezmeye başladık daracık merdivenlerden çıktık küçücük penceresinden ışık sızan loş bir yer, tarihçesinden bahsettim annemlere. Kral kızını düşmanlarından korumak için buraya saklamış ama yine de ölümden kurtulamamış kızı, üzüm sepetiyle gelen yılan almış onu bu dünyadan. Annem şaşkın, üzgün işte görüyorsunuz kötülük o zamanlardan geliyor günümüze dedi. Arkasından da muzipçe babam da beni koruyamamış bak babanla evliyim demez mi? Gülmekten resim çekemiyorum tabii, balkondan dürbünle İstanbul’u adeta dört bir tarafından seyrettik inanılmaz güzeldi.

Birkaç saat çabucak geçti. Akşam güneş batmak üzereydi ve mehtap harikaydı.iyice kararınca hava, ışıklandırıldı Kızkulesi yıldızlarla oynaşmaya başladı. Akşam yemek saati ve açık havada yemek yedik. Ama ne yemekti hani(!) menü geldi önümüze Türkçe bir yemek bulamadık Türkçe’den başka dil bilmediğim için de içinde (Konstantin spagetti) kelimesi gördüğüm ve evet makarna ve ısmarladık (yahu İstanbul son 600 senedir İstanbul neden yemeklerin adı Konstantin anlamış da değilim) Allah’ım gele gele korkunç tadı ve görüntüsü olan yeşil bir şey gelmez mi?.Tabi yiyemedik ayranlarımız içtik ve tabağına 18 YTL ödedik.

Gece saat ilerlemiş rüzgar üşütüyor nerdeyse son tekneyle Üsküdar’a geçerken o güzel manzarayı görüntülemek istedim de Annem ah benim annem ne dese beğenirsiniz? Bu manzara da neymiş; köyde orman da güneş batışı, gecenin karanlığında yıldız kayışı ve ateş böceklerinin dansı kadar güzel mi sanıyorsun hem bir de acayip bir makarna yedirmeye çalıştınız bana evde size börekler, pastalar yapsaydım da rahat rahat sohbet etseydik hep birlikte. Boşu boşuna namazlarım da kaldı sizin yüzünüzden. Aslında mutluydu yüzünden belliydi.

Anladım ki annem her zaman olduğu gibi öyle lüks bir şeyler istemiyor hayattan çocukları, torunları hep beraber olup cana can katmak. Hayatı paylaşmak. Çocukları dedim de küçük kardeşim İzmir’de yaşıyor tabi seyrek görüştüğü için özlüyor, Ağabeyim Bakırköy’de oturuyor geliyorlar sık sık ama yine de özlüyor yanında değiller ya. Her gün kokularını duymuyor ya...

Anneler ah o eli öpülesi anneler benim annemin nezdinde ellerinizden öperim Gününüz değil hayatınız mutlu, kutlu olsun.Ahrete intikal etmiş Annelere de Allah’tan rahmet dilerim mekanları cennet olsun.
11/05/2007

ANNEM

Bir zerreyken
Büyütüp dokuz ayda
Canından can kattın
Acıların en büyüğüyle
Doğurdun hayata tebessümle

Ayağının altındaki cenneti
Emzirdin göğsünden
Sardı kokun zırh gibi
Kötü dünyada cenneti yaşattın
Korudun koynunda ninnilerle

Kovaladı yıllar birbirini
Yorgun düştüğümde destekledin
Her gün yeni bir enerjiyle
Uğurladın el sallayarak
Akşamları güler yüzle karşıladın

Umursamadın yüzündeki
O enine boyuna çizgileri
Saçlarına yağan kara aldırmadın
Mecalsiz dizlerinin sancısıyla
Durdun arkamda her daim

Yılmadın, yorulmadın
Hep verdin sevgini
Karşılık beklemedin
Tek destekçin babamdı
Biz kardeşler değildik

İstedik hep daha çok istedik
Elinden gelenin dışında
Gelmeyen için saçın süpürgeydi
Sevgi, sevgi diye çarpan kalbin
Yıllar yılı bizi düşündü / hala düşünmekte

Simdi söyleyin bize
Nasıl öderiz borcumuzu
Kıldan ince boynumuz
Helal edin hakkınızı
Ödemek öyle zor ki
Nasip et yarab
13/05/ 2006


 
Toplam blog
: 74
: 832
Kayıt tarihi
: 26.12.06
 
 

Şiir yazmaya çalışan, müzik dinlemeyi seven, Fotoğraf çekmeyi seven, Doğayı ve içinde barındırdık..