Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '07

 
Kategori
Anılar
 

Kocabaşın asaleti

Kocabaşın asaleti
 

bay kocabaş ve Obitus


Bay Çarli
Kısım III.

Kocabaş

Bir de Kocabaşımız vardı. Kocaman kafası olan bir çoban köpeği.
Kurban için satmaya bir davar sürüsü getiren sahibi, koyunlarını satıp otobüse binip gidince ortalıkta kalan Kocabaş kim bilir Ankara’nın nerelerini dolaştıktan sonra, genelde terkedilmiş hayvanların, nasıl bir içgüdüyle yaptıklarını bilmem ama, yaptığı gibi bizim evin önüne çoktan park etmişti bile.
Mülteci ayağına yatacağını bildiğim için iki gün görmezden geldim.
Yok saydım. Hiç oralı olmadım. Ama Kocabaş, gerçeği biliyordu.
Yattığı yerden ısrarla beni izlemeyi ihmal etmedi. Sonunda pes eden ben oldum.
Tanışma faslı çok kısa sürdü.
Bir tas su, bir dilim ekmek ve koca kafasına yapılan küçük bir okşama. Bu kadarcık taviz onun hane halkına kaydedilmesine çok bile gelmişti.

Kocabaş çok asil bir köpekti. İnanılmaz ölçüde kanatkar ve itaatkardı. Kuru ekmek bile ona yeterdi.
Öylesine asildi ki verdiğim et, kemik neyse, kibar bir tavırla ucundan ısırarak elimden alır ve iki ayağının arasına koyarak saygıyla beklerdi. Ancak ben oradan uzaklaştıktan sonra yerdi.

Bizim bay Çarli ise, F 16 radarları gibi elimdekine kilitlenirdi. Onu kapıp yalayıp yutmadan hiçbir şey hatta Tekir kedi bile umurunda olmazdı..

Yan yana geldiklerinde Bay Çarlinin uzun burunlu suratının yanında, Kocabaş tüm sevimliliğine ve normalliğine rağmen sanki süratle koşarken duvara çarpmış da burnu basılarak kısalmış gibi tezat bir görüntü verirdi.
Normal zamanlarda Kocabaş Bay Çarliyi hiç muhatap almazdı.
Ancak Bay Çarli ona bulaşmak için hiçbir fırsatı kaçırmaz, hemen bir iki “hav” atardı.

Bir gün tahrikleri kar etmeyince, benim de varlığımdan cesaret alarak üstüne gitti.
Tabi Kocabaş ta zarif bir ağız hareketiyle hemen mindere yapıştırıp dört puanı kaptı.
Ancak Bay Çarli kesinlikle pes etmedi karşı saldırıya geçti.
Daha fazla hasar oluşmaması için ayırmaya kalktığımda kavga daha da şiddetlendi ve yirmi dakikaya varan ayırma çabalarım kar etmeyince, yorgun ve bitkin olarak bir kenara yığıldım.
Ne göreyim, kavga hemen bitti.

Bay Çarli dayak yemesine rağmen zafer kazanmış gibi yanıma geldi bir iki “hav” çekerek etrafımda şeref turu attı. Kocabaş ise biraz daha uzak bir köşeye çekilerek utanç içinde bana bakmaya başladı.
Anladım ki her iki köpekte beni korumak için kavgayı ölümüne sürdürmüştü.
Ben güvenli bir yere ayrılınca hemen kavgaya son verdiler.

Kocabaş çok asil bir çoban köpeğiydi, Bay Çarli ise yalakaydı ama film yıldızıydı.
Onunla dolaştığımda seveni çok olurken, Kocabaştan ise kaçanlar çok olurdu.
Bu durumda iki tane bakamayacağım ve barındıramayacağım için tercihim sosyeteden yana oldu.
Bu duruma üzülen Kocabaş ise hep uzaktan baktı. Ama hiç ayrılmadı...

Bay Çarli’nin görmeyeceği her fırsatta gidip onu sevmeye çalıştığımda, Kocabaşın asilliğine yaraşır saygı ağırlıklı, buruk fakat onurlu bir mutluluk yaşadığını fark ederdim.
Böyle durumlarda “tamam mı her şey düzeldi mi” diye sorar gibi bakardı… Onu hala özlüyorum, asilliğine ve terbiyesine olan hayranlığım hala canlı.

devamı var

 
Toplam blog
: 193
: 1045
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

Bilecik doğumluyum. Emekli Eğitimciyim. Ankara'da ve yazları Kuşadası'nda yaşıyorum Günlük uğraşl..