Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '07

 
Kategori
Kültürler
 

Kocan Rusya' da mı?

Kocan Rusya' da mı?
 

'' -Ah şekeriim! kocan Rusya'da mı?''

Bu benim etrafımda çoğu zaman duyduğum acımayla karışık uyarı! ifadelerinden biri…

Kimi zaman hafif müstehzi, kimi zaman bıyıkaltı bir gülüş eşliğinde… Aaa kocan Rusya’da mı?

Evet, 13-14 yıldır bizimki, bu ülkede iş yapmak için gidip gelmekte. Ama uyarısı yapılan durumu hiç mi hiç kaale almayan bir aileyiz biz. Azınlıktamıyız? Evet ama varız! Böylesi de olabiliyor, bazılarınızın yüreğine su serpeyim!

Yine de ne olur ne olmaz dedim ya, siz dikkatli olun. Karısından ayrılıp, slav ırkından bir hatunla evlendiğini mutlu bir ifadeyle haber veren pek çok orta yaşlı kişi gördük.

Bu olgu toplumumuzda ayyuka çıkmış bir gerçek… Ne oluyor! Kendi kadınına toplum içinde yer vermeyen bir millet, hayatın tam merkezindeki cinsi, tüm letafeti ile karşısında bulunca tabii ki abondone oldu.

İstanbul’ da diyelim Taksim’ de, Beşiktaş’ ta günün herhangibir saatinde şöyle bir etrafınıza bakın, öbek öbek erkek grupları göreceksiniz. Azınlık halinde göze çarpan dişi nüfus birbirinden destek almaksızın kendini gösterecek güce sahip değildir. Tek tük göze çarpan mini etekli bir kızcağız ya yanında birileriyledir, ya da başı önünde hızlı hızlı gideceği yere ulaşmaya çabalıyordur.

Rusya’ da caddeler, sokaklar kış günü soğuğunda bile vücudunu azami sergileyebilecek şekilde giyinmiş hatunla dolu. Bariz bir nüfus üstünlüğü de var, kadınların. ‘’ Ben varım ’’ , ‘’ işte buradayım ’’ der gibi duruşları, yürüyüşleri, hareketleri… Üstelik biz Türk kadınlarının bütün inkarlarına rağmen pek çoğu pek de güzeller. 10 yıl kadar önce Rus kadını gençken güzel, yaşlanınca çöküyor gibi bir de argüman vardı. Bugün öyle de değiller. İlerleyen yaşları onları hiç de bakımsızlaştırmıyor. Eskiden saçları mısır püskülü sarısı olurdu. Sarılığı arttırmak için oksijen kullanan bu hatunların artık her köşe başında güzellik merkezleri, kuaförleri var. Röfle çok artmış. Modelli kesimler de öyle…

Giyim tarzı pek değişmedi ama… 10 yıl önceki feminen giyim aldı başını gidiyor. Bluzlar, paltolar son derece süslü püslü, mümkünse açık… Ama asıl fenomen ayakkabılar….

Karın, buzun, çamurun, en baskın olduğu zamanlarda bile ayağa giyilecek nesnenin süsünden feragat edilemiyor. Ama ille de ince ve yüksek topuktan…Bacağı sararak diz üstüne uzanan iğne topuk deri çizmeler şu ara en yaygın kadın ayakkabısı tipi. Bizim ülkemizde hava şartlarına bağlı olarak son derece salaş da olabilen ayak giysisi burada hiçbir zaman pis ve çamurlu olmaz, her ne kadar kadın-erkek yere tükürme gibi çok fena bir huyun yaygınlığına karşın… Bunlar toplumsal olgular, bir de allah vergisi var:

Slav ırkı, benim de gözlemlerime göre oldukça güzel bir ırk. Şöyle:

Cilt son derece açık renkli ve içinden ışıklı, porselen görüntüsünde ve gergin. Bizdeki ‘’ taşbebek ’’ tanımı rus kızını tam olarak anlatıyor.

Burun ince ve yüzde kapladığı yer son derece makul,

Yanak şekli ay değirmisi,

Göz şekli genelde hoş ve çoğunluk mavi-gri

Kafa beden oranı son derece uygun, uzun boy ya da kısa boy bu uygun orantıyı bozmuyor.

Bacak boyu-beden boyu oranı daima bacak lehine, şekli de genelde çizilmiş kadar düzgün.

Saçlar hep açık renkli, sarının tonlarında…

Buradaki tarifim sadece kadınlar için değil, erkekler de bu tariflere uygun, onu söyleyeyim. Buraya gelenlerin (hep erkekler olduğu için) gözü kadınlara bakmaktan erkekleri görmüyor tabii. Ama bu genetik yapı elbette babadan da aktarılıyor.

Hep komünist yönetime atfedilen bir durum erkeklerini tarif etti bu güne kadar:

Hayatında rekabet olanağı olmadığı için erkekler kendilerini salıp, içkiye vererek, heder olmuşlar. Kadınlar, çocuk falan derken ayakta kalabilmiş. Çok genç yaşta evlenip derhal bir çocuk yapıp kocayı evden yollamak en yaygın davranış biçimi …Tek çocuklu dul kadın, tipik bir rus ailesi olmuş. Son yıllarda karşılaştığımız bir çok aile ise daha ziyade bizdeki anlayışlara uygun çıktı. Baba çalışıyor, iki çocuklu anne ev kadını… Bununla daha sık karşılaşır olduk. ‘’ Geleneksel anlamda aile ’’ler daha çok Türkiye’ ye tatile gelir oldu. Sadece kişisel gözlemlerime dayanan sosyolojik bir değişim…

Eşim rus kadınlarını her zaman ‘’ güzeller ama çok soğuklar ’’ diye tarif etti. Gerçekten ilk geldiğimiz zamanlarda insanların gözlerindeki bakışlar buz saçardı. Gülümseyen bir sima çok nadirdi. Ama artık bu da değişti. Ben kendi başıma hiç lisanlarını bilmediğim halde alışveriş yapıp, şakalaşabiliyorum bile…

Bir gözlemimi de aktarmadan geçmeyeyim :

Rusya ile ilişkilerin açılmasından önceki dönemlerde vatandaşlarımız çalışmak üzere gittikleri diğer ülkelere ne yapıp edip eşlerini de götürmeye çabalardı. Bu durum, söz konusu Rusya olduğunda değişti. O kadar az Türk kadını buralara gelip gidiyor ki…ben istisnalardanım. Firmalar eleman olarak bile getirmeye yanaşmıyorlar. Bir çeşit suç ortaklığında erkek dayanışmasının devamı sağlanıyor.

Sonuç:

Memlekette bunca yıl boyunca ben ve çevremdeki aynı durumda bulunan pek çok hanım bu istihzalara maruz kaldık. Yapacak bir şey yok, başa gelen çekilir! Yine de Türk kadınının Rus kadınını örnek almasında fayda görüyorum. Hayatın içinde kendi başına ayakta durabilen, kendini seven ve beğenen, yaşamayı ve eğlenmeyi seven, yemekten ziyade, giyinmeyi ve süslenmeyi önemseyen olabilmeli bence….

 
Toplam blog
: 93
: 1712
Kayıt tarihi
: 12.12.06
 
 

Ununu elemiş, eleğini henüz asmamış bir ''Mimar''ım. Hep özel sektörde çalıştım. Yoğun çalışma yılla..