Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Koku alma - 1

Koku alma - 1
 

Geniş bir alanda, elektro-olfaktogramın amplitüdü, şiddeti ve olfaktuvar sinir impulslarının hızı, stimulan maddenin şiddet logaritması ile orantılı olmaktadır


Koku, çok özel bir gereksinimdir ve doğayı oluşturan tüm varlıklardan havaya sürekli koku molekülleri yayılır. İnsan yaşamında hiçbir şeyle doldurulamayacak yeri vardır kokunun ancak yine de  koku en az anlaşılmış ve incelenmiş  duyudur.

Bu sonuç: olfaktuvar membranın burnun üzerinde çalışılması çok zor olan yukarı bölgelerinde bulunmasından ve koku algısının subjektif bir algı olduğundan, aşağı sınıf hayvanlarda kolaylıkla çalışma yapmaya uygun olmamasından doğmaktadır. İnsanlarda koku duygusunun diğer aşağı sınıf hayvanlara göre rudimanter oluşu da diğer komplike bir problemdir. İnsanlarda görme ve duymaya oranla  davranışlarda daha az etkili olduğu düşünülen koku duyusu son zamanlarda gündemde olan ”Feromonlar” ın tesbiti ile ilgiyi üstüne çekmiş ve araştırmalar yoğunlaştırılmıştır.

Aslında koku duyumuzun kapasitesi düşündüğümüzden çok daha fazladır. Burunda kokunun ilk teması burun iç zarı iledir (Olfaktuvar Membran). Olfaktuvar membran, burun deliklerinin üstündeki, yukarısındaki, bir bölgede bulunmaktadır. İçte bir kıvrım yaparak burun septumu üzerini örterken, dışarıdan üst konka (İç burun kıvrımı) hatta orta konka üzerine doğru ilerler. Her burun deliğinin olfaktuvar mukoza üzerinde 2-4 cm2 lik bir projeksiyonu vardır.

 Koku duyusunun reseptör hücreleri, olfaktuvar hücreleridir. Bunlar aslında santral sinir sisteminden çıkan bipolar hücrelerdir. Yaklaşık olarak 100 milyon koku hücresi vardır. Olfaktuvar hücrelerin mukozal nihayetleri olfaktuvar vezikül denilen bir düğüm meydana getirirler. Buralardan 0,3 mikron kalınlığında ve 50-150 mikron uzunluğunda, nazal mukozayı örten mukus içine uzanan olfaktuvar tüyler veya olfaktuvar silyalar denilen oluşumlar ortaya çıkar. Bu uzantılar havanın taşıdığı koku maddeleri ile reaksiyona girerek olfaktuvar hücreleri uyarırlar. Olfaktuvar membranda, olfaktuvar hücreler arasındaki mesafelerde, olfaktuvar membrana sekresyonlarını boşaltan Bowman glandları vardır.

 Olfaktuvar hücrelerin koku stimulasyonu ile uyarılmasında ne gibi kimyasal olayların meydana geldiğini net olarak izleyemiyoruz. Buna karşı koku stimulasyonu yapan maddelerin fiziksel özelliklerini biliyoruz. Bunları şu şekilde özetleyebiliriz:

Öncelikle bu madde volatil, uçucu olmalıdır ki burnumuza  çekince yukarı çıkabilmeli. Suda eriyebilir olmalı: Bu şekilde mukustan olfaktuvar hücreye geçebilsin. Ve nihayet lipidlerde eriyebilir olmalı, çünkü koku hücre ve tüycüklerinin dış uçları prensip olarak lipid karakterindeki maddelerden oluşagelmişlerdir.

Olfaktuvar hücrelerin aslında hakiki olarak hangi mekanizma ile stimüle edildiğini bir kenara koyarsak, bilmemiz gereken nokta bunların havayı yukarı çektiğimizde stimüle edildiğidir. Bu sebeple koku algısı inspirasyon(nefes alma) esnasında ve sikluslar şeklinde ortaya çıkar. Koku şiddetinin de bu yüzden çekilen hava şiddeti ile orantılı olacağı ve kişinin koklama tekniğini arttırmakla hassasiyetini artıracağı kanıtlanmaktadır.

Koku hücrelerinin olfaktuvar stimülasyonlara olan cevabı, diğer birçok sensoryal reseptörlerin spesifik stimulasyona olan cevapları gibidir. Doğurulan bir reseptör potansiyeli, olfaktuvar sinirdeki lifleri uyarır. Elektro-Olfaktogram  ile burun mukozasına yerleştirilen elektrotlarla koku kaydı alınır.

Geniş bir alanda, elektro-olfaktogramın amplitüdü, şiddeti ve olfaktuvar sinir impulslarının hızı, stimulan maddenin şiddet logaritması ile orantılı olmaktadır. Bu kural olfaktuvar reseptörlerinde, diğer sensoryal reseptörlerin çalışma mekanizmasına uyduğunu göstermektedir.

Koku reseptörleri stimulasyonunun ilk saniyelerinde veya hemen sonra yaklaşık olarak %50 adaptasyon gösterirler. Bundan sonraki adaptasyon oldukça  yavaştır. Kişisel deneylerimizden de biliriz ki, şiddetli bir koku ile dolu ortama girdikten kısa bir zaman sonra artık koku duyulmaz olur. Psikolojik adaptasyonun, reseptör adaptasyondan daha önce ortaya çıkmaması, olayın aynen tat duygusundaki adaptasyon gibi santral sinir sistemince regüle edildiğini ortaya koyar.

Fizyologların çoğunluğu, birçok koku duygusunun, tamamen ayrı birkaç primer koku duygusunun bileşimi ile ortaya çıktığına inanırlar. Nasıl ki bazı tad duyuları, primer olarak tatlı, acı, ekşi ve tuzlu tad duyularının karışığı ise... Bu yönden ilkel koku duyusu sınıflandırılmasında çok az başarılı olunmuştur.

[Devam edecek.]

Ahmed F. Yüksel

 

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..