Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '12

 
Kategori
Şiir
 

Köle pazarı

Bir yeni, bir eski resim gördüm.

Bir resim gördüm, Şaşırdım. Resimde çok insanlar var.

Kalabalıklar.

Bu günlerden değil çok eskilerden,

Bir pazar yeri, alıcıları da var satıcıları da,

Şaşırdım demiştim, satılmıyor, meyve, sebze…

Burası köle pazarı... Güzel kızların satışı!

 

Çok geniş olmayan sokakta, önde keçisakallı,

Sert suratlı atın üstünde, beyazlar içinde başı sarılı, pis bakışlı,

Atın hemen yanında, uzun elbiseli, birkaç karanlık yüzlü adam,

Ellerinde defler, davullar, alıcı çağırıyorlar.

Etraftaki alıcılara, sırıtıyorlar…

 

İki genç, güzel, huri ara yerde yürümekte,

Beyazlar içinde, alımlı,

Süslemişler, koyun pazarındaki koyunlar gibi!

Yanlarında, iki tarafta iki adam! Kızlar kaçar diye mi?

Yüzleri beyazın ötesinde, korkunun, bilinmezliğin doruğunda,

Uyuşturulmuş gibi,  orada öylesine,

Kaderine razı…

 

Çok uzun baktım bu resme, kızların yaşı küçük,

Hayalleri vardı, anneleri, kardeşleri vardı.

Neydi onları sevdiklerinden koparan?

Kadın olarak dünyaya gelmeleri mi?

Resme baktım şaşırdım.

Asırlar geçmiş.

Çok zamanlar birbirini kovalamış. Ne yazık!

Soruyorum içim acıyarak kendime;

Ne değişmiş?

Modern çağdayız, aya gittik, bilgisayarı keşfettik,

Elektrikten, hızlı trenlere geçtik, uçaklardan inmez olduk.

 

Bir resim daha gördüm.

Yine böyle kalabalık, her yer insanlarla dolu,

Yine başrolde kadın… Ya da çocuk-kadın…

Beyazlar içinde, süslemişler, koyun pazarındaki koyunlar gibi!

Yüzü, beyazın ötesinde, korkunun, bilinmezliğin doruğunda,

Uyuşturulmuş gibi,  orada öylesine, kendi isteğiyle olmadan,

Bakışları korku, donmuş gibi!

Nereye, kime gidiyor bilmiyor.

Kaderine razı…

 

Bir fark var iki resimde;

İlkinde kızları kaçırmışlar, yabancılardalar.

İkinci; aile yanında! Her ikisinde de bir bedel var.

Asırlar geçmiş, dünya çağ atlamış, medeni olmuş!

İnsan hakları var!

İki resim,

Yeni olanı daha da zalim!

Şaşırdım. Çok şaşırdım.

Hangisi daha zalim, kendime sordum.

Nasıl kıyarsınız yavrunuza, ayağına taş değmesin,

Benim başım kırılsın derken evlada!

Daha anasına doymadan, erkek nedir bilmeden!

Utandım. Üzüldüm. Ağladım…

Masallardan bir şey geldi aklıma. İçim yandı, acıdı, kahroldum…

Az gittim, uz gittim…  Dere, tepe düz gittim,

Birde baktım, bir arpa boy yol gitmişim.

Tadı bile değişmiş masalların!

 

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....