Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Kömürhan Köprüsü nereye bakar?

Kömürhan Köprüsü nereye bakar?
 

Süleyman ÖZEROL


Malatya’da Fırat İle İlgili Türkülere Kısa Bir Bakış

Süleyman ÖZEROL/Araştırmacı-Gazeteci

1. FIRAT ve MALATYA

Karasu ve Murat’ın Keban’a yakın birleşmesiyle oluşan Fırat nehrinin Basra körfezine kadar uzunluğu 2 800 kilometredir. Keban barajı çıkışından sonra Malatya, Adıyaman ve Gaziantep illeri arasında sınır çizen Fırat, Birecik’te (Karkamış yakınlarında) Suriye’ye, oradan da Irak’a geçer. Burada Dicle ile birleşerek Şattülarap adıyla Basra körfezine dökülür. Böylece Hint okyanusuna ulaşmış olur.

Fikret Otyam’ın deyişi ile; “Asi Fırat” üzerine Keban’dan başka Karakaya, Atatürk ve Birecik Barajları yapılmış, böylece uysallaşarak, özellikle GAP ile birlikte çevresinideki topraklara daha bir bereket kazandırmıştır. Malatya’da baraj gölü ile Arapgir, Arguvan, Yazıhan, Battalgazi, Kale, Pötürge, Doğanyol ilçeleri toprakları daha farklı bir konum kazanmıştır. Malatya’da Arapgir Çayı, Kuruçay, Tohma Çayı ve Şiro Çayı Fırat’a dökülen önemli akarsulardır. Bu çaylar üzerinde önemli barajlar yapılmaktadır. Dolayısıyla Fırat, Malatya için çok önem taşıyan bir akarsudur.

2. FIRAT VE KERBELA

Fırat’ın Malatya’dan geçip kutsal kent Kerbela’ya kadar akması, Alevi-Bektaşi edebiyatında önemli bir yer tutar. Konuyla ilgili olarak İsaköylü Avşaroğlu Kul Mustafa’nın Gönül kalk gidelim Hüseyn’e doğru (1), Hekimhanlı Esiri’nin “Fırat Suyu Kerbela’ya varınca” (2) deyişleri dikkate değer örneklerdir.

3. FIRAT İL İLGİLİ TÜRKÜLER

Fırat zaman zaman çevresine zarar vermiş, hatta canlar almıştır. Buna karşın Malatya halkı Fırat’la barışıktır. Ona ne sitem eder, ne de beddua. Acılarını türkülere döker, türküler de yıllar boyu dillerde dolanır durur.

İşte Fırat il ilgili bazı türküler…

3.1. “Fırat Kenarında Yüzen Kayıklar”

Fahri Özüyıldırım, Kemal Çığrık, Yıldız Tezcan, Yüksel Özkasap gibi sanatçılar tarafından plağa okunan, ayrıca birçok sanatçı ve halk tarafından söylenen Kenarında Yüzen Kayıklar” türküsünün öykülerinden üçünü sunalım.

a)Malatya-Elazığ arsında asma köprü vardır. Köprünün hemen ilerisinde bulunan jandarma karakolunun yakınında piknik yapmaya gelenler olur. 1957 yılı Haziranında Hüseyin Dağlar adlı İTÜ öğrencisi köyüne gelir ve annesiyle birlikte burada piknik yaparlar. Annesi, Hüseyin’in nişanlısı ile arasında bir sorun olduğunu düşünmektedir. Bunu konuşurlar, Hüseyin Fırat’a girer ve bir daha da görünmez. Cenazesi beş gün sonra bulunur. Nişanlısı, cenazenin başında ağıt yakar. Bu acıya dayanamayan annesi bir süre sonra ölür.

 

Fırat kenarında yüzen kayıklar

Anam ağlar bacım beni sayıklar

Başıma toplanmış bağrı yanıklar

Nettim size verin benim yârimi

Nettim size beni yâre götürün

 

Elbisem duvarda asılı kaldı

Çeyizim sandıkta basılı kaldı

O yar benim ile küsülü kaldı

Nettim size verin benim yârimi

Nettim size beni yâre götürün(3)

 

Aynı türküyle ilgili başka bir öykünün özeti şöyle:

Malatya Elazığ arasında kayıklarla ulaşım sağlandığı sıralarda Fırat kenarındaki küçük köylerden birinde yükseköğrenim yapan bir genç köyüne tatile gelir. Ailesince kendisinden habersiz nişanlandığını öğrenince kızı istemediğini belirtir. Kız bunu duyunca kendini Fırat’a atarak intihar eder. Nişanlısı ve yöre halkı olay üzerine ağıt yakar (4)

 

c)Arguvan Karahöyük köyünden bir grup 1957 yılının Ağustos ayında Malatya/Battalgazi Korucuk köyündeki Hasan Basri türbesine (5) ziyarete giderler. Ağustos sıcağında gençler serinlemek için Fırat’a girerler. Aralarında Hukuk Fakültesi öğrencisi Abdulkadir Işık da vardır. Abdulkadir Fırat’ın sularına kapılır ve bir daha da görünmez. Oradakiler feryat figan ederler. Uzan zaman sonra cenazesi bulunur. Arkasından ağıtlar yakılır:

 

Dere yüzünde dönen kayıklar

Anam ağlar babam beni sayıklar

Başıma toplanmış bağrı yanıklar

Nettim size beni yâre götürün

 

Sen benim kuzumsun ezel ezelden

Sen geziyken ben sakındım nazardan

Allah’ını seversen doğrul mezardan

Kuzum-Sen doğrul ki ben gireyim yerine

 

Gide gide gâvur eli yurd olur

Sinek üşer yaralarım kurdolur

Öleneçe Murat (Fırat) bana derdolur

Ölem Abdulkadir gadan alırım

 

Görünüyü Korucuk’un çalısı

Sen miyidin talebenin birisi

……………………………………..

Ölem Abdulkadir gadan alırım. (6)

 

Bir televizyon programında olayın mayıs ayında geçtiği, cesedin bir hafta sonra bulunduğu, İsaköyden eşe hatun adlı bir kadının ağıt yaktığı belirtilir. (7)

Hekimhan/Ballıkaya köyünden Hasan Özerol, Abdulkadir’in Karahöyüklü olduğunu, olayın Balıklaya ve çevresinde çok iyi bilindiğini, şu dörtlüklerin olayla ilgili olarak söylendiğini anlatır:

 

Fırat kenarında yüzen kayıklar

Anam ağlar bacım beni sayıklar

Başıma toplanmış bağrı yanıklar

Nettim size ben yâre götürün

 

Fırat kenarında asbap yumuşlar

Yumuş yumuş gül dalına komuşlar

Sevmediğim yerde sevdi demişler

Sevem de kurtulam elin dilinden

 

Söğüdün yaprağı narindir narin

Girme Abdulkadir orası derin

Garalı haberim anama verin

Nettim size beni yâre götürün

 

Çantası duvarda asılı kaldı

Kitabı bavulda basılı kaldı

Nişanlısı köyde küsülü kaldı

Nettim size beni yâre götürün

 

Fırat kenarında balık avlarım

Saçın uzun gül dalına bağlarım

Ellerin yâri de gelip geçtikçe

Elimi koynuma sokar ağlarım (8)

 

Ağıtın l, 2 ve 4. dörtlükleri Arguvan Köyleri Eğitim kültür Vakfı tarafından yayınlanan kitapta (9) notalı olarak yer alır. Ercan Göksu ve Emel Ertürk tarafından okunan biçimi ise şöyledir:

 

Fırat kenarında yüzen kayıklar

Anam ağlar bacım beni sayıklar

Başıma toplandı bağrı yanıklar

Yaralıyım beni yâre gönderin

 

Serindir Fırat’ın gölgesi serin

Gitme Abdulkadir ötesi derin

Alıcı kuş vurmuş yaramı sarın

Yaralıyım beni yâre gönderin

 

Kitabım bavulda basılı kaldı

Elbisem duvarda asılı kaldı

Nişanlım sılada küsülü kaldı

Yaralıyım beni yâre gönderin(10)

 

3.2. “Şu Fıratın Suyu Akar Serindir”

 

Elazığ’ın Tabanbükü (Şeyhhasan) köyünden olup Malatya’da yaşayan Mustafa Tosun’un türkü ile ilgili anlatımı özetle şöyledir:

Korucuk köyünde nazlı adlı bir gelin Fırat’a su almaya inerken ayağı kayar ve suya kapılarak kaybolur. Kömürhan’a kadar ararlar, günler sonra bulunur. Kocası cenazenin üzerine kapanarak ağıt yakar:

 

Şu Fırat’ın suyu akar serindir.

Yârimi götürdü kanlı zalımdır

Daha gün görmemiş taze gelindir

Söyletmeyin beni -dostlar- yaram derindir.

 

Âşık olurudum olsaydı sazım

Ağla anam ağla bülbül avazlım

Sulara gömüldü sevgili nazlım

Söyletmeyin beni –dostlar- yaram derindir

 

Kömürhan köprüsü Harput’a bakar

Zalım Fırat gelmiş ocaklar yıkar

Toplanmış dostlarım ağıtlar yakar

Söyletmeyin beni -dostlar- yaram derindir”

 

“Nazlı gelinin cenazesi bulunduktan sonra kocasının ağzından dökülen (bu) dörtlükleri ağıt haline getirmiştim” diyen Mustafa tosun, ardından da söz ve müziğinin kendisine ait olduğunu öne sürer, ağıtı Teslim Budak’ın kasete okuduğunu belirtir. (11)

İzzet Alınmeşe’nin söz ve müziğinin kendisine ait olduğunu belirttiği türkü, Erkan Oğur ve İsmail Demircioğlu’nun yorumuyla Eşkıya filmine müzik olunca ülke genelinde ünlenmiş, hem söz hem ezgi yönünden Malatya’ya ait olan bu türküyle ilgili bazı açıklamaları yapmak gerektiğine inanıyorum. Teslim Budak’ın ikinci özel kasetini dinleyenler Kul Mustafa’nın “Gönül Kalk Gidelim Hüseyne doğru” deyişinin ezgisini anımsayacaklardır. (12) “Şu Fırat’ın suyu akar serindir” türküsünün ezgisi bu deyişin ezgisinden alınmıştır. Öyküsü ve sözleri ise ortada…

 

“Kömürhan köprüsü Harput’a bakar” dizesine gelince…

Yorumcular, Erkan Oğur da dâhil birçok kişi “Harput’un Halpuz olması gerektiğini öne sürüyorlar. Bazı kişiler ise, “Harput” sözcüğü ile dikkat çekildiğini belirtiyorlar. Öyle ya da böyle ezgisi Arguvan ağzından esinlenen türkü ülke genelinde oldukça beğeni kazanmış bir Malatya türküsüdür.

 

3.3. “Kesin Şu Fırat’ı Bu Yıl Akmasın”

 

Karakaya baraj gölü dolmadan önce söylenen, tek dörtlükten oluşan türkü ağıt özelliği taşımaktadır. Teslim Budak, “Yaylanızın ufak ufak yokuşu” adlı Arguvan ağzı ezginin arkasından okumuştur.

 

Kesin şu Fırat’ı bu yıl akmasın

Bir tane yavrumu yetim etmesin

Gittiği yerleri yakıp yıkmasın

Oy aman Murat

Dertlisin Murat

Zalımsın Murat

Ne dersin Murat(13)

 

Kâhtalı Mıçı tarafından da okunan türkü giriş ezgisi olarak “Fıratın Türküsü” belgeselinde İbrahim Tatlıses’in “Fırat” dizi filminde de okunmuştur. Müzisyen Cumali Duman (Malatya 1955), sözleri şu biçimde aktarmıştır

 

Kesin şu Fıratı bu yıl akmasın

Etrafını yıkıp viran etmesin

Bir tane yavrumu öksüz koymasın

Oy Fırat Fırat

Zalimsin Fırat

Hayınsın Fırat

 

3.4. Alvar Türküleri

 

Alvar, önceleri Hekimhan’a ve sonra Darende’ye bağlı iken, Kuluncak ilçe olunca buraya bağlanmış, yeni adı Yünlüce olan bir köydür. Avlar, Bicir, Sofular, Başören köyleri ve yörenin yaşamında ve türkülerinde Tohma’nın önemli bir yeri vardır. Tohma, Alvar’ın yanından akmaktadır.

 

Alvar’ın altında tohma akıyı

Üç güzel oturmuş bana bakıyı

İçlerinden biri beniyakıyı

Kuruya kaderim yardan ayrıldım

 

Avların altında Tekke deresi

Sordum o güzele Avlar neresi

Açtı göksünü dedi burası

Kuruya kaderim yardan ayrıldım(14)

 

2.5. Arguvan Ağzı Türkülerde Fırat

Arguvan ağzı türkülerin bazılarında Fırat adı geçmektedir. Örnek olarak;

 

Bulut kat kat olmuş göğün öğüne

Giyin elbiseyi gidek düğüne

İkimiz de kalak dünya soğuna

Barabarca düşek Murat Suyuna-Tohma Suyuna(15)

 

Fırat kenarında yılgın adası

Bana gelsin güzellerin gadası

Gâvur muydu cıfıt mıydı babası

Tuttu da yarımı ellere verdi(16)

 

Fırat kenarında asbap yumuşlar

Yumuş yumuş gül dalına komuşlar

Sevmediğim yerde sevdi demişler

Sevem de kurtulam elin dilinden(17)

 

Fırat kenarında kayık değilem

Yardan ayrılalı ayık değilem

Bir çift selamına layık değilem

Kuruya gözlerim yardan ayrıldım(18)

 

4. FIRAT KENARINDA YÜZEN KAYIKLAR” TÜRKÜSÜNE BENZEK OLAN BAŞKA YÖRE TÜRKÜLERİNDEN ÖRNEK DÖRTLÜKLER

 

Ülkemizin bazı yörelerine ait türkülerde Fırat kenarında yüzen kayıklar türküsünün ikinci dörtlüğü ile benzek olan dörtlükler vardır. Buna daha çok Alageyik türkülerinde rastlıyoruz.

 

Elbisem duvarda asılı kaldı

Çehizim sandıkta basılı kaldı

Sılada nazlı yar küsülü kaldı

Gaziantep (19)

 

Urganım kayada asılı kaldı

Esbabım sandıkta basılı kaldı

Nişanlım sılada küsülü kaldı

Siz gidin gardaşlar kaldım kayada

Antalya (20)

 

Urganım kayada asılı kaldı

Elbisem sandıkta basılı kaldı

Gerdekte nişanlım küsülü kaldı

Siz gidin kardaşlar kaldım kayada

Çukurova (Alageyik) (21)

 

Elbisem sandıkta basılı kaldı

Nişanlım sılada küsülü kaldı

Ellerim kayada asılı kaldı

Anam beklemesin kaldım kayada

Ota Anadolu (22)

 

SONUÇ

 

Malatya halkının yaşamında önemli bir yeri olan Fırat nehri ve onun çevresinde oluşan, yaratılan kültürün bir parçası olan türküleri kısa bir bakışla sunduk. Konuyla ilgili kaynakların dipnotlarımızda yer aldığını göreceksiniz. Elbette ki bunlar sadece birer örnek. Belki de daha derlenmemiş ya da yayınlanmamış türküler ya da öyküleri olacaktır. Hüseyin Şahin’le ortak çalışmamız olan Arguvan türküleri/Halkbilimsel Açıdan Bir Deneme” tamamlanmış olup, basıldığında bu konuda büyük bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz.

Konuyla ilgilenenlerin öneri ve eleştirilerini bekler, türküler dolusu güzel günler dilerim.

Unutmayalım; “Türküler bizi söyler…”

_____________________________________________

(*) Bu yazı Antropolog/Araştırmacı Hüseyin Şahin ile ortak çalışmamız olan “Arguvan Türküleri/Halkbilimsel Açıdan Bir Deneme” adlı inceleme çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır (Malatya 2002).

DİPNOTLAR:

(1) Arguvan’dan Kerbela’ya kadar olan güzergâhtan söz eden deyişle ilgili ayrıntılı açıklama çalışmamamızda yer almaktadır.

(2) İ. ÖZMEN: Alevi Bektaşi Şiirleri Antolojisi, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1998, s. 459

(3) S. TURHAN, K. DÖKMETEŞ, I. ÇELİK: Notalarıyla Türkülerimiz ve Hikâyeleri–1, Cem Ofset, Ankara, 1996, s. 27

(4) A.g e. s. 32

(5) Hasan Basri türbesi Karakaya Baraj gölünün suyunu yükselmesi üzerine 1983 Ekiminde Battalgazi ilçesine taşınmıştır.

(6) Ağıt, Hüseyin Şahin tarafından 2 Mayıs l989’da, o zaman 87 yaşında olan (1998’da vefat eden) Abdulkadir’in halası Gülistan Altıntaş’tan derlenmiştir. Yaşlı kadın bazı dizeleri anımsayamamıştır.

(7) 1 Ağustos 1998 tarihinde FLAŞ TV’de Arguvan ve Köyleri Eğitim Kültür Vakfı (AKEV)’in konuk olduğu Mozaik programında M. Çamur tarafından anlatılmıştır.

(8) Özel belgelik notlarımızda yer alan bilgilerden aktarılmıştır. KK: Hasan Özerol, Hekimhan 1934 doğumlu.

(9) Arguvan Ezgileri-I, Arguvan ve Köyleri Eğitim Kültür Vakfı Yayınları (Haz: Muharrem Temiz), İstanbul 1998, s.37

(10) E. GÖKSU-E. ERTÜRK: “Yan Yürek Yan” Gövtepe Kasetçilik, İstanbul 2000,

(11) “Fırat Türküsünün Gerçek Sahibini Bulduk”, Hamle gazetesi Özel ek, Temmuz 1999

(12) T. BUDAK: 2. Özel Kaset, Umut Plak, Malatya 1977, Kasetin B Yüzü, 2. Türkü

(13) T. BUDAK: Sabah Güneşi, Özgür elektronik, Malatya 19.. , Kasetin B Yüzü, 1. Türkü

(14) Hekimhan yöresi ağzı ile okunur. Sabahat Akkiraz tarafından kasete okunmuştur.

(15) H. ŞAHİN-S. ÖZEROL: Arguvan Türküleri/Halkbilimsel Açıdan Bir Deneme”, Türkü Metni: 93; Özel belgeliğimizde bulunan, 1972 yılında Almanya’ya sesli mektup olarak doldurulan kasete Elif Ercan tarafından beş dörtlük olarak okunan türkünün ilk dörtlüğüdür.

(16) H. ŞAHİN-S. ÖZEROL: A.g e. Türkü Metni: 97

(17) H. ŞAHİN-S. ÖZEROL: A.g e. Türkü Metni: 156

(18) H. ŞAHİN-S. ÖZEROL: A.g e. Türkü Metni: 306

(19) M. DUYGULU: Gaziantep Türküleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1995, s. 73

(20) H. TANSES: Notalarıyla Zeybekler ve Ege Akdeniz Türküleri, Say Yayınları, İstanbul 1997

(21) Y. KEMAL: Üç Anadolu Efsanesi, Cem Yayınları, İstanbul, s. 277

(22) S. TURHAN ve ARKADAŞLARI: A.g.e. s. 115

 

 

 
Toplam blog
: 24
: 1066
Kayıt tarihi
: 27.01.10
 
 

1953 yılında Hekimhan-Ballıkaya (Mezirme) köyünde doğdu. İlkokulu orada okudu. Akçadağ İlköğretme..