Kördür aşk

Aşk sağır eden bir sessizliktir. Kör eden ultra-parlak bir ışık hüzmesi. Bir tek ses vardır aşkın içinde ve bir tek resim. Onun sesi, onun resmi. Ne kadar küçülürse aşk ile olan mesafe o kadar matlaşır çemberin dışındaki resimler. En parlak renklerinde görürken aşkı... kontrastı bozulur etraftaki sinir bozucu portrelerin..

Dili tutulur kirli gürültülerin. Egsozlardan duman çıkmaz, motorlar sessiz çalışır, Patron melek kanatlarını takınır ; moda bunlar bu sene der gülerek... ev sahibi indirime gider kirada, benzin bedavaya satılır, çeşmelerden doğal kaynak suları akar kana kana içilir, yağmur ıslatmaz, okşar tenini. Böyle olmasa da hiç birşey farketmez.

Karın boşluğunu, o havadar yeri yaşam alanına çevirir kelebekler. Aşk yaklaştıkça biraz daha hızlı çarparlar kanatlarını. Kımıltılar artar, yürek de kulaklara doğru yükselmeye başlar kanatlarında kelebeklerin. Duyulur olur o ritim ,bum.. bum...bum... bum... (veya tik tak tok her nasılsa) Saniyede 60.. 80.. 100.. 120...............160.

Yaşadığını farkedersin seslerle....

Yetişkinlerde 60 ile 80 arası olan kalp atışı bebeklerde 120-160a cıkarmış. Öyle saymışlar. Demek ki bebek olur insan biraz , aşk olunca.

Aşk süslü kelimeler söyletir insana, özenti değil ama içten gelen süslü kelimeler. Şarkılar yaratır, resimler çizer rengarenk, destanlar yazdırır. Dağları deldirir. Ölümü küçümsetir. Hiçe saydırır.

Bakkaldan, manavdan alınamayan ve de ne milyoncularda bulunan ne de o herşeyin satıldığı büyük marketlerdeki mağazaların neon ışıklarla süslü reyonlarında bile sergilenemeyen aşk... gel gelelim birazcık kördür. (Aşkın gözü kördür diyen şahıs da sitemini iletmiş böylece aşka). Çarpar birilerine öyle bırakır bir parçasını. Çarpılmak dilekleriyle!

Bir parça aşk dilenmek fayda eder mi acaba...?

Umudu yitirmemek gerekir.

Umudunu kaybetmiş insan herşeyini kaybetmiş insandır.

Sağır kurbağa olmak lazım velhasılı.

......................her keseye göre araba, her kalbe göre bir aşk bulunur..................(dünya ltd a.ş)