Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '07

 
Kategori
Siyaset
 

Korku dağları bekliyor...

Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi, ABD’nin Irak’taki çabalarının başarısızlığa uğraması ihtimaline karşı, Washington’dan Kürtlerin korunacağı yönünde güvenlik garantisi vermesini istiyor.

Bu isteği Bölgesel Kürt yönetiminin Washington Temsilcisi ve Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin oğlu Kubad Talabani, Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin bir oturumunda yaptığı konuşmada, Irak’ta çözüm sağlanamaması ihtimalinden kaygı duyduklarını söylüyor. Kaygılarını da şöyle dile getiriyor: "ABD’nin, muhtemelen Irak’tan çekilmesine de yol açacak böyle bir senaryonun gerçekleşmesi ihtimaline karşı, Ortadoğu’da oluşmasına yardım ettiği ender başarı hikâyelerinin başında gelen bizim örneğimizin (Kürt bölgesinin) korunacağına ilişkin garanti istiyoruz."

Demek ki “Kürt Bölgesi oluşumu” ABD’nin “Ortadoğu’da oluşmasına yardım ettiği ender başarı hikâyelerinin başında” geliyor.

Bu oluşumu “Kürt Bölgesel Yönetimi” ABD’nin bir başarısı olarak görüyor.

Oysa…

Bunun başarı olarak görülebilmesi için, ortaya çıkan konumun “Kalıcı” olması gerekmez mi?

Eğer bu oluşum “Kalıcı” nitelik taşıyorsa, talep ettikleri “Koruma” neyi ifade ediyor?

X X X

Aslına bakarsanız “Kuzey Kürt Bölgesi Yönetimi” vaktinde Turgut ÖZAL’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde ve ABD ile birlikte onun da desteğinde oluşmaya başladı.

BM kararı ile Irak’ta Saddam yönetiminin 36. paralelin üzerine çıkmaları yasaklanıp Saddam engellenince “Kürt Bölgesi” kendi yönetimini oluşturdu.

O günlerde bu günkü gibi “Devlet” düzeninde değil de “Aşiret” düzeninde de olsa zaten “Kürt Bölgesel Yönetimi” oluşmuştu.

Bu güne göre farklılık, o gün Türkiye’nin gerek bölge üzerinde ve gerekse bu gün “Kürt Bölgesel Yönetimi” nin başında bulunan Barzani ve Talabani’nin de Türkiye’nin kontrolü altında olması ve “Türk Kırmızı Pasaportu” ile seyahat edebiliyor olmalarıydı.

Gerçi “Türk Kırmızı Pasaportu” ile ABD yönetimini ziyarete gidiyorlar veya ABD tarafından davet edildiklerinde aynı pasaport ile ve Türkiye üzerinden gidiyorlardı ama yine de Türkiye’nin kontrolü altında idiler.

Türkiye, 1 Mart teskeresini meclisten geçiremeyince, Irak’ı işgal eden ABD, “Kürt Bölgesel Yönetimi”nden destek aldı. Kuzey bölgesi kontrolü, “Kürt Bölgesel Yönetimi” tarafından sağlandı. Böylece ABD “Arkasını” sağlama aldı. Türkiye’ye de “Hele sen biraz kenarda dur” dedi.

ABD’nin Irak’ta batağa saplandığı ayan beyan ortada ve kendileri de bunu kabul ediyor. Her ne kadar Başkan BUSH kuyruğu dik tutmaya çalışsa da, görünen köy kılavuz istemiyor. Bu batağın Vietnam batağından da beter olduğu ortaya çıktı.

Peki, bu gün “Kürt Bölgesel Yönetimi” neden bir “Garanti” isteme gereği duyuyor?

Gayet basit…

ABD’nin Irak’ı işgali sırasında “Müttefik” olduğu “Kürt Bölgesel Yönetimi”ni, bölgeden ayrıldığında ne kadar koruyacağından kuşku duyuyor.

Şunu iyi biliyor ki, bu gün “Cami duvarına” işiyor ve “Rüzgâra karşı” tükürüyorlar.

Gelecekte bunun hesabının sorulacağını düşünüyorlar.

Yani…

Korku dağları bekliyor…

Oysa korkunun ecele faydası olmadığının farkına vararak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile işbirliği içinde olmamalarının faturalarını da gelecekte ödeyeceklerini bilmeleri gerekir.

Türkiye’nin de…

Kuzey Irak Kürt Bölgesi Yönetimi’ne bunu açıkça hissttirmeleri ve işbirliğini, Irak merkezi hükümet kapsamında anlatmaları gerekir.

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..